Yakub Saygılı'dan gündemi sarsacak açıklamalar

Yakub Saygılı, kamuoyunun 17 Aralık’a ilişkin sadece fezlekelere yansıyan yolsuzlukları bildiğini söyledi.

Yakub Saygılı'dan gündemi sarsacak açıklamalar

İstanbul 2. Bölge’den bağımsız milletvekili adayı olan eski İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı, kamuoyunun 17 Aralık’a ilişkin sadece fezlekelere yansıyan yolsuzlukları bildiğini söyledi. Yolsuzluk soruşturmasını yürüten isim olarak bilinen Saygılı, “O eksik bir fezleke idi. Onlarca klasörden oluşan, tüm ekleri ile 100’lerce GB’lık tüm ses ve görüntülerinin dünya üzerinden yok olduğuna emin olmadıkça kimseye rahat uyku yok!” dedi.

17 Aralık büyük yolsuzluk operasyonunu yürüten isimdi eski İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı. Operasyonun ardından önce görevden alındı, sonra ihraç edildi. Bu da yetmedi, iktidarın yolsuzluklarını soruşturmanın cezası olarak Silivri Cezaevi’ne konuldu. Saygılı şimdi İstanbul 2. Bölge’den bağımsız milletvekili adayı. Tutuklu bulunduğu Silivri’den, avukatı aracılığıyla Zaman’ın sorularını cevapladı. Vekil adayı olma amacının 17-25 Aralık’ın hesabını sormayı çok aştığını kaydetti. 17 Aralık’tan bu yana hukukun askıya alındığına dikkat çekti. Ülkenin beka sorunu yaşadığını vurguladı. “Seçilmeniz halinde, 25 Aralık’ın şüphelisi olan damat Berat Albayrak’la Meclis’te nasıl bir karşılaşmanız olacak?” sorusuna, “17 Aralık günü panik halde neyi, nasıl sıfırladığını, neyi nasıl imha ettiğini o da biliyor ben de. İhale anlaşmalarındaki tüm rolleri o da biliyor ben de. Aynı çatı altında olursak Berat Albayrak’ın sık sık ‘havuz’ problemleri ile karşılaşacağı muhakkak.” şeklinde karşılık verdi.

Fakat asıl beklediğinin damat değil, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la karşılaşmak olduğunu dile getirdi. “Berat Albayrak önemli bir figür değil. Ondan çok Sayın Cumhurbaşkanı’nın TBMM’deki hitabını önemsiyorum.” dedi. Yolsuzlukların hesabının mutlaka sorulacağını vurgularken, “Sizler sadece fezlekede yazanları biliyorsunuz. Fakat o eksik bir fezleke idi. Onlarca klasörden oluşan tüm ekleri ile 100’lerce GB’lık tüm ses ve görüntülerin dünya üzerinden yok olduğuna emin olmadıkça kimseye rahat uyku yok. Yaşlılığında Dubai’ye yerleşip yağlı boya resim yapmaya başlasalar bile, örneğimizde o kadar beklemeye gerek kalmayacağı aşikâr.” ifadelerini kullandı. Ancak bunun ‘rövanşist’ ve ‘intikamcı’ duygularla yapılmaması gerektiğinin altını çizdi. Bunun için de “Tekrar adil yargı oluşturulmadan, 17-25 Aralık yargılanmamalı.” görüşünü dile getirdi.

KAÇMAK İSTESEYDİM KAÇARDIM!

“Hapisten çıkabilmek için mi aday oldunuz?” sorusuna ise, “Cezaevinde olmamak gibi bir amacım olsa şu anda zaten cezaevinde olmazdım. Neyle suçlanacağım ve tutuklanacağım, en üst politik şahsiyetlerce ilan edilmişti zaten. Pasaportum vardı. Yurtdışına çıkışım yasak değildi. İyi düzeyde yabancı dilim var. Birçok ülkede görev yaptım ve 1,5 yıl yurtdışında yaşadım. Yurtdışı doğumluyum. Artık mesele 17 Aralık’ı ve yolsuzluğun, rüşvetin hesabını sormayı çok çok aştı. Böyle bir kaos ortamında 3-5 yolsuzu yargılamak küçük bir hedef olur. Türkiye’nin anayasası, hukuku askıya alınmış durumda. Bunun önüne geçecek politikalara destek olmak istiyorum.” karşılığını verdi.

RÖVANŞİST DEĞİLİM, ADİL YARGILANACAKLAR!

Meclis’e girmesi halinde en çok ‘hukuk güvenliği’ için mücadele etmek istediğini anlattı. Yakub Saygılı, “Yürütmenin hukuk üzerindeki vesayetinin kaldırılması gerekir. Hiçbir birey veya grup, kendisini yok etmek için kurulmuş ‘proje’ mahkemelerle karşı karşıya kalmamalı. Kanımca ilk hedef bu olmalı.” dedi. Bunun, yolsuzlukla mücadele kararlılığında gevşeme olacağı anlamına gelmediğini ısrarla vurguladı. Önemli tespitlerde bulundu: “Topluma adil, bağımsız, şeffaf, denetlenebilir bir yargılama garantisi verilerek bu dosya şüphelilerinin yargılanmasını sağlamak benim için bir borç. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmamalı. Ancak toplumda da bu yargılamanın rövanşist bir yaklaşımla değil, tamamen adil ve şeffaf yapıldığına dair kanaat oluşmalıdır. Aksi takdirde hukukun araçsallaşması devam edecektir. Önemli olan, artık 17 ve 25 Aralık gibi sistematik yolsuzlukların bu ülkede yapılamamasını sağlamak olmalıdır.”

HIRSIZLARIN HESAP VERME ZAMANI BAŞLIYOR

Yakub Saygılı, 17 Aralık operasyonunun ardından siyasi iktidar ve yandaşlarının, “Yolsuzluk olsa bile ortada bir darbe girişimi var, önce o konuya bakılmalı.” söylemine sarıldığını hatırlattı. Bunun uzantısı olarak da kendilerinin ‘darbe’ iddiasıyla tutuklandığını belirtti. “Artık ‘sözde darbe girişimi’ savuşturulduğuna göre sıra yolsuzlukların konuşulmasına gelmiş olmalı.” dedikten sonra şöyle devam etti: “Ben ve arkadaşlarım 1,5 yıldır nasıl hesap veriyorsak, yaman hırsızların da hesap verme zamanı. ‘Darbe’ diyen kişi, darbe değil de ‘Şapka Kanunu’na muhalefet’ deseydi biz o suçtan tutuklanırdık. Amaç bizi bir şekilde tutuklamaktı. Tabii ki hesap soracağız. Ancak bu işlemler intikam hırsıyla değil, denetlenen bir evrensel hukuk çerçevesinde olmalı. Hesabı suç organizasyonunun en tepesindekiler de vermeli. Çünkü Prof. Dr. Hüseyin El-Attas’ın enfes tespitiyle ‘Eğer işin başındaki adam kokuşmuşsa, o müessesedeki kokuşmuş insanların çoğalması, tavşanların çoğalması kadar hızlı olacaktır’.”

ZAMAN
<< Önceki Haber Yakub Saygılı'dan gündemi sarsacak açıklamalar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER