Ya Fazıl! Ya Müfazzıl! Ya Müfzıl! Ya Kadime'l Fazl!...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Ekim 5 2020
"İşte Hz. Davud Aleyhisselam'a peygamberlikle beraber yeryüzünün halifeliği, müstesna bir surette ona verdiğinden; o geniş peygamberlik ve muazzam saltanata lâyık bir mucize olarak o kabiliyet ÇEKİRDEĞİNİ öyle inkişaf ettirmiş ki, çok büyük dağlar, birer nefer, bir şakirt (talebe), birer mürid gibi Hz. Davud Aleyhisselam iktida edip (uyup) Hz. Davud’un lisaniyle ve emriyle Cenab-ı Hakka TESBÎHAT ediyorlardı…” (Yirminci Söz)"
Ya Fazıl! Ya Müfazzıl! Ya Müfzıl! Ya Kadime'l Fazl!...
Abdullah Aymaz | samanyoluhaber.com
Ya Fazıl! Ya Müfazzıl! Ya Müfzıl! Ya Kadime'l Fazl!...

“Biz (Azîmüşşan),  Andolsun ki, Davud’a ve Süleyman’a İLİM  verdik. Onlar da ‘Bizi mümin kullarının çoğuna faziletli, üstün kılan (Fâzıl, Müfazzıl, Müfzıl ve Kadîme’l-Fazl olan) Allah’a HAMDOLSUN’ dediler.” (Neml Suresi, 27/15)

“Verdik”  fiilinin başındaki ‘Lekad’ kelimesi muhakkak, şüphesiz mânasına geldiği gibi burada yemin mânâsına da gelir. Bu hususta Bakara Suresinde “Allah, Davud’a hükümdarlık ve hikmet verdi, dilediği İLİMLERDEN  ona öğretti.” (2/251)  buyuruluyor. Bunun üzerine onlar Allah’a verdiği fazl, fazilet ve üstünlük nimetine hamdettiler. Yani kendilerine verilen, mülk, saltanat ve hükümdarlık için değil de sırf fazl için şükrettiler.

“Süleyman Davud’a vâris oldu.”  (Neml Suresi, 16)  Bu varislik elbette peygamberlik ve hükümdarlıkla ilgiliydi. Davud Aleyhisselamın 19 oğlu vardı. Bu VERASET  Süleyman Aleyhisselama nasip oldu… 

Cenab-ı Hak Davud Aleyhisselama “Yâ Davud! Biz seni yeryüzünde Halife yaptık. O halde insanlar arasında HAK  ve  ADÂLET ile hükmet. Hevâ ve hevese uyma.” (Sâd Suresi, 38/26) diye ikazda bulunuyor.

Ayrıca:  “Biz Davud’a hikmet, peygamberlik, isabetli karar verme ve merâmını güzelce ifade etme kabiliyeti verdik” (Sad Suresi, 38/20)  ve “Ayrıca demiri yumuşattık (demiri şekillendirme gücünü verdik)” (Sebe Suresi, 34/10)  buyuruluyor.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, bu hususu  şöyle izah ediyor: “Davud Aleyhisselam'a verilen demiri hamur gibi yumuşatmak ve Süleyman Aleyhisselam'a verilen bakırı eritmek ve madenleri bulmak, çıkarmak; bütün maddî sanayi-i beşeriyenin aslı ve anasıdır, esası ve mâdenidir. İşte şu âyet işaret ediyor ki: ‘Büyük bir Resule, büyük bir halife-i zemine, büyük bir mucize

Bu haberler de ilginizi çekebilir