Ya çözüm Ya acı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Mayıs 19 2016
Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, Türkiye’de yükselen şiddet dalgası, terör eylemlerinin yaygınlaşması, çok riskli ve tehlikeli bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Kendi içinde Kürt sorununu çözemeyen Türkiye’nin, bırakın komşularını dizayn etmeyi, iç istikrarını sürdürebilmesi bile tartışmalı hale geldi.
Video: Arşiv

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi bağımsızlığa doğru yürürken, Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin ağırlıklı olduğu bir bölge oluştu. 

Türkiye’deki Kürt sorunu ise adeta kördüğüm oldu. Şiddet dalgası bütün ülkeyi esir aldı. 

7 Haziran 2015 seçimlerin bu yana şehit olan polis, asker, korucu sayısı 400’ü geçti. 

Toplamda hayatını kaybeden insan sayısı 2 bini buldu.


Diyarbakır’ın tarihî Sur semtinde Ulu Camii ve dört ayaklı minare çatışmalarda ağır hasar gördü.


Demokrasi, insan hakları ve özgürlük alanlarındaki gerilemeler yüzünden Türkiye, içerde ve dışarda sürekli alan kaybediyor. 

Kürt meselesini çözen bir Türkiye için Suriye’de oluşacak bir Kürt bölgesi üzüntü değil sevinç vesilesi olurdu. 

Rojava’ya hamilik yaparak kendisine yeni bir etki ve nüfuz alanı oluşturabilirdi. 

Bugün neredeyse bütün komşularıyla sorun yaşayan Türkiye’nin bölgedeki tek dostu Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetimi kaldı.

‘Etnik sorun’ inkar edilmeden çözüm aramak gerekiyor 

Aslında Kürt meselesinde yaşanan tıkanmanın temel sebeplerinden biri, Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki ‘ulus-devlet’ anlayışının yeni bir versiyonla yeniden tedavüle sokulmasından kaynaklanıyor. 

Ülkedeki dini ve etnik farklılığı sorun olarak gören zihniyet, yıllar içerisinde çözüm olarak kimi zaman arındırma, kimi zaman mübadele, kimi zaman tehcir, kimi zaman asimilasyonu öne çıkardı. 

Türk’ten başka millet tanımayan devlet, ilk dönemlerde Kürt meselesine eşkiyalık, aşiret ve

Bu haberler de ilginizi çekebilir