Türkiye’de yine biri “Kral Çıplak” dedi. Söyledikleri bilinmeyen şeyler değildi ama istisnasız herkes bu sese
kulak verdi, ne dediğini anlamaya çalıştı.
Çünkü “Kral çıplak” diyen kişi; bir anlamda Kralın ta kendisiydi.
Geçen haftaya damgasını vuran Emekli
Genelkurmay Başkanı
Org. Işık Koşaner’e ait ses kaydını özetlemek gerekirse, söylenebilecek en kısa cümle bu. Kral çıplak.
Yani milletin gözbebeği olarak gördüğü, yıllarca sabırla, adeta ciğerinden kan çekerek, hatta evlatlarını feda ederek bir yerlere taşımaya çalıştığı TSK umulduğu gibi değil. Hele hele bize gösterildiği gibi hiç değil.
Ama niye?
Dünyanın sayıca en büyük, hazineden ayrılan pay itibariyle de en fazla ödeneğe sahip ordusu neden bu halde? TSK’yı kimler, nasıl bu hale getirdi?
İki yıl boyunca o orduya komuta etmiş Sayın Koşaner ne yazık ki virgülüne kadar kabul ettiği konuşmasında bu soruya açıklıkla
cevap vermiyor. Dahası “Balyoz’u nasıl yakalattık, niye
generaller cezaevine düştü?” sorularına kafa yorduğu kadar bu soruya cevap aramadığı da konuşmalarının devamından anlaşılıyor.
O cevap vermiyor vermesine ama işin ilginç yanı soru da cevapsız kalmıyor. Öyle kelimeler kullanıyor ki
paşa; aslında TSK’nın 30 yıldır neden
terörle mücadelede mesafe alamadığını, niye iki güne bir, Anadolu’nun fakir ocaklarına ateş düştüğünü açıklamaya yetiyor da artıyor bile.
Nasıl mı?
O konuşmaların yapıldığı tarih belli. 7 askerimizin şehit olduğu
Hantepe baskını sonrasına denk geliyor. Öncesinde
Aktütün, iki gün sonrasında
Gediktepe basılmış. Yani milletin üst üste
şehit cenazeleri kaldırdığı bir dönem bu.
Siyasiler ve Genelkurmay’dan sık sık bildik cümleyi duyuyoruz. “Terörle mücadelemiz kararlı bir şekilde devam edecektir”.
Burada vurgulanan, insanların yüreğine su serpmesi beklenen tamlamanın “
terörle mücadele” olduğunu söylemeye gerek yok. TSK’yı millet nezdinde dokunulmaz, eleştirilmez yapan kelime de o. “TERÖRLE MÜCADELE”.
Peki kim yapacak bu mücadeleyi. 30 yıldır geçerli olan görev taksimatına göre hiç şüphesiz ordu.
Şimdi soru şu: Türkiye’nin terör yüzünden canının yandığı bir zamanda komutanlara yapıldığı anlaşılan bu konuşmada mücadeleden eser var mı?
Evet var. Sayın Koşaner konuşmasının ikinci bölümünde 4 kez “mücadele ediyoruz” diyor.
1-
Basınla (gazetecilerle) mücadele ediyoruz.
2-
OYAK vergi vermeye başlarsa
emeklilik paralarımızda yüzde onbeş civarında düşme olacak. Şimdi bununla mücadele ediyoruz.
3- Hükümetin profesyonel orduya geçiş için bulduğu “paralı askerliğe karşı mücadele ediyoruz”
4- Bugün en problemli sınırımız olan
Irak sınırına çözüm için düşünülen projelerden “sınır korumasının
sivil güvenlik şirketine devredilmesiyle mücadele ediyoruz” diyor.
İşin acı yanı mücadele ettikleri her konuda başarılılar. Bugün generallerin emekli ikramiyelerinin 600 bin lirayı bulduğu ileri sürülüyor. Türkiye yılladır sancısını çektiği profesyonel orduya bir türlü geçemiyor.
Sınırlarımız ise yolgeçen hanı gibi. Ve kendi
itiraf ettikleri Balyoz’u, millete komploları, askeri hataları,
ihmal ve ihanetleri yazan basın yargı kıskacında boğulmamak için çabalıyor.
Ses kaydının tarihe düştüğü not açık: Eğer generaller terörle mücadele etmeye niyetlenseler, geçmişi şan ve şerefle dolu TSK onu da başaracak. Lakin görünen o ki 30 yıldır henüz o konuyu gündemlerine alabilmiş değiller.
[email protected]
twitter.com/@nadirkilic