Balyoz ve
Ergenekon gibi davalarda çıkan belgelere, Heronlarla ilgili
telefon görüşmesinde kaydedilen konuşmalara göre,
Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinde en azından bazı unsurların
PKK’yı tamamen etkisiz hale getirmek istemediği anlaşılıyor.
PKK, düne kadar askeri
vesayet sistemini devam ettirmenin önemli bir aracı olarak görüldü çünkü.
Anayasada ve yasalarda yapılacak her türlü reform, askerin ‘‘Şimdi zamanı değil’’ sözüyle durdurulabildi.
Anayasamızın nasıl olacağına, yasalarımızın neyi yasaklaması gerektiğine son kertede hep asker karar verdi.
Çünkü ‘‘bölücü tehdit’’ söylemi hep Demoklesin Kılıcı gibi
sivillerin tepesinde tutuldu. Sivillerin de çok fazla
demokratikleşme derdi olmadığı için istem böyle yürüdü.
Ama özellikle 27 Temmuz seçimlerinin ardından Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi ve 12
Eylül referandumuyla bu dönem sona erdi.
Türkiye hızla sivillerin son sözü söyler hale gelmeye başladığı bir
ülke haline geldi.
Kandil ve
İmralı Türkiye siyasetinde gerçekleşen bu değişimi doğru okuyamadı.
Bunun sonucunda da bu değişimin barış için sunduğu fırsatlarla, varlığına yönelik oluşturduğu tehditleri göremedi.
PKK
askeri vesayet için bir
iktidar sürdürme aracıydı, demokratik bir iktidar için ise istikrar, huzur ve büyümenin tehdidi.
Bu nedenle, Kandil Dağı’ndaki
terör üslerine yönelik bombardımanın bu kez cezalandırma amaçlı kısa bir
operasyon olmayacağı, tamamen imhaya yönelik bir strateji olduğu görülüyor.
Çünkü
hedefi sivil iktidar koyuyor.
Türkiye’nin bölgede bir istikrar adası ve
model olması da elini güçlendiriyor.
Bu sayede
Amerika’dan anlık istihbarat bilgisi alınabiliyor.
Bu harekat sonucu Kandil’deki üsler tamamen yok edilir mi bilemem…
Ancak bunu harekat başarıya ulaşırsa, PKK’nın
sokaktaki gence yönelik ‘‘Zafere ulaşmaya az kaldı’’ propagandası ağır bir
darbe yiyecek ve örgüte katılımda bir hız kesilmesi görülebilecektir.
PKK için yeni bir dönem başlıyor diyebiliriz.
Yazılı basın Kandil’i çok iyi veremiyor
Türk Silahlı Kuvvetleri PKK’nın üssü Kandil’e belki de en büyük operasyonu yapıyor ama
gazetelerin birinci sayfasında bu heyecan yok.
Eskiden olsa haritalar yapılır, bombardımana katılan uçakların, bombaların modelleri grafik anlatımla zenginleştirilirdi.
Ya grafik anlatım devrini kapattı ya da tüm gazeteler tek düze anlatıma döndü.
Bence birinci sayfaların hala grafiklere, halkın da operasyonlar hakkında daha detaylı bilgi almaya hakkı var.
Daha fazla gazete satmak için daha fazla
emek harcamak gerekiyor.
Bu da geçer!
PKK terörünün tırmanması, Güney
doğu’dan gelen
ölüm haberleri moral bozuyor elbette.
Bu, böyle bir dönemden ilk geçişimiz değil.
Onar yıllık aralarla şiddet dalgasıyla karşı karşıya kalıyoruz.
Hemen Kandil’i hedef alıyoruz ama burayı bitirmeyi bir türlü beceremiyoruz.
Ölümler kalıyor geriye ve de yaşanan büyük acılar.
Ekonomik, sosyal ve siyasi olarak
Cumhuriyet yıllarının en parlak döneminden geçiyor Türkiye.
Bu nedenle etnik kökeni ne olursa olsun insanların çoğunluğu için cazibe merkezi bu topraklar.
Terör eylemleri hızı kestirebilir ama durduramaz.
Onun için bu dalga da geçecektir.
Amerika yolları
Sağlık kontrollerim için bir süreliğine Amerika’dayım.
Eşimle yıllar önce çoluk çocuk yokken yaptığımız gibi
kiralık bir araçla
seyahat ediyoruz.
Bu kez çocuklarla elbette…
Doğu yakasını yeniden keşfederken Amerika’nın yaşadığı
ekonomik krize bizzat tanıklık ediyoruz aslında.
Dev alış-veriş merkezleri insanlarla dolu ama elinde
torba olanların sayısı parmakla gösterilecek kadar az.
Amerika artık yeni iş alanları yaratamıyor, mevcutları da kaybediyor.
Bank of America’nın 10 bin çalışanını çıkarma kararı bunun bir başka örneği.
Buradan bakınca Kapitalist sistem tarihinin en büyük kriziyle karşı karşıya görünüyor açıkçası.
Yol ve sokak izlenimleri sürecek.