?21 Temmuz 2011
Perşembe
Abdullah
Öcalan İmralı’da avukatlarıyla yaptığı görüşmede
bölge halkında
öfke birikmesi olduğunu, bunun her an patlamaya dönüşebileceğini söylemiş.
Silvan olaylarının 10 katı büyüklükte kanlı olaylar meydana gelebileceği, olayların kırsalla sınırlı kalmayıp kentlere sıçrayabileceği uyarısı yapmış.
Bir yandan da silahları sadece kendisinin bıraktırabileceği görüşünü tekrarlamış.
Dilerim, Öcalan’ın öngördüğü kanlı olaylar meydana gelmez ancak
PKK liderinin öngörüleri aslında Kandil’e talimat olduğu için kritik bir gelişme olmazsa, Türkiye’yi sıkıntılı ve sancılı bir kışın beklediğini söyleyebiliriz.
Anlamakta zorluk çektiğim bölüm,
Kürtlerdeki büyük öfke birikimi.
Öcalan’ın da işaret ettiği gibi, bu öyle bir boyuta varmış durumda ki, geçen haftalarda Muş’ta bir
genç kız kendisini yaktı.
Bu duygu hali örgütün asıl güç kaynağı.
30 yıldır süren çatışmalarda 30 binden fazla Kürt genci öldürüldü ama örgüte katılımda bir azalma yok.
Kentin öfkeli gençliği için dağ, cennetle eşdeğer bir anlam taşıyor.
12
Eylül öncesi sol gençlikte devrim şehitliği kavramı vardı.
Devrim uğruna ölmek de, öldürmek de yüceltilirdi.
Azgelişmiş
ülke solculuğunun bu kavramlarını PKK da aynen devraldı.
Bugün Kürt gençliği için günü yaşamak önemli değil, ne zaman geleceği belirsiz bir gelecek için ölmek anlam taşıyor.
Oysa son 10 yıldaki gelişmelere baktığımızda, ölümü yaşama üstün kılacak bir tablo görünmüyor ortada.
Evet,
Kürtler’in hala
mağdur olduğu çok alan var. Bunun en basit örneği, KCK
davaları...
Binlerce kişi bu davalardan cezaevinde.
Ama kimi olumsuzluklar, taş atan çocuklarda olduğu gibi, kamuoyu tepkisiyle düzeltilebiliyor.
Kürtçe üzerindeki kısıtlamalar kalkmış, eğitim dili konusu tartışılmaya başlanmış durumda.
Kürtler kendi tarih ve kültürlerine sahip çıkma imkanına daha fazla sahip bugün.
Yine bir dava uğruna ölmek duygusu ağır basıyorsa, toplumsal psikolojide de bir bozukluk sözkonusudur.
Yıllarca şehitliği yücelten bir toplumsal kültürde başka bir sonuç da beklenemez herhalde.
Bu ne Elma imiş böyle
Apple’ın 3’üncü dönem
satışları kelimenin tam anlamıyla patladı.
Apple Haziran ayı içinde kapanan dönemde 20.3 milyon
iPhone, 9.2 mil-
yon adet de
iPad satmayı başarmış.
Şu anda hisse fiyatı 389 dolarlar civarında olan şirket hisselerinin 480 dolara çıkması bekleniyor.
Apple aynı zamanda Mac bilgisayarlar için Lion isimli yeni bir
uygulama çıkarıyor bu hafta.
Eylül ayında da iPhone5 gelecek.
Şirket 10 yıl içinde değerini tam 3000 kat artırmış.
Artık Milattan önce yerine Apple’dan önce diyeceğimiz bir dönemdeyiz.
Dizayn, sevimlilik ve kullanışlılığı hep ön planda tutan Apple, şu anda dünyanın en değerli 2’nci şirketi durumunda.
Yaratıcılığın karşılığının uçsuz bucaksız olduğu bir dönem bu.
Sadece teknoloji değil, eğlence alanında da.
Harry Potter da bu alana örnek.
J.K. Rowlings’in tüm dünyada satış rekorları kılan kitapları, sinema hasılatı, ürünleriyle birlikte 20 milyar dolarlık bir ciroya ulaştı. Üstelik bu rakama şu anda
seyirci rekoru kılan filmin son bölümü dahil değil.
Fener düşmanlığı
Aziz
Yıldırım tutuklanmadan önce
selam vermeye çekinenler şimdi esip gürlüyor.
Herkes Yıldırım’a
hesap soruyor.
Bir de bu gelişmeleri
Fenerbahçe düşmanlığına çevirmek için kullananlar var.
Yakın geçmişi sorgulamadan
Galatasaray’ı yüceltenler sahnede.
Ortada bir yanlış varsa, bedeli ödenir ama yanlışın bedelini köklü bir camiaya ödetmeye kalkışmak, bir kulübü yerle bir etmeye çalışmak doğru değil.
Bu gidişle
şike soruşturması Fenerbahçe-Galatasaray kavgasına dönüşür, yine
futbol kaybeder.