Malum bugünlerde gündemi Devlet Bahçeli belirliyor. Hem sanal alemde hem de siyasette. Sanal dünyada “Püskevit”le büyük bir çıkış yakaladı Bahçeli. Sonuçtan kendisi de memnun. Televizyonlarda gördük, cümle alem onun ciddiyetle söylediklerine (siyasi söylemlerine) katılarak gülerken, o olan biteni tebessümle izliyordu. Ne yazık ki bu sanal keyif, siyaset sahnesinde ve kamuoyu nazarında pek işe yaramıyor. MHP’yi içine düştüğü durumdan kurtarmıyor, ortaya dökülen çirkinlikleri örtmüyor. Şimdi partinin ve Bahçeli’nin durumunu özetleyelim: MHP kaset skandallarıyla sıkışmış durumda. Bahçeli “SES VER” dedikçe piyasaya kasetler çıkıyor. Ama tek dert kaset de değil. Aslında kaset sonuç mu başlangıç mı o da net değil. Çünkü görünen o ki MHP üzerinden büyük hesaplar yapan ekip, kasetle sıkıştırdığı Bahçeli’yi geri dönüşü olmayan tuzaklara da çekiyor. Adeta derin devlet bizim Devlet’le oyun oynuyor. Bu şüpheyi güçlendiren iki önemli olay oldu kaset skandallarının başlamasından sonra. İlki Bahçeli’nin tabanını bile inandıramayacağını bile bile işi “Okyanus Ötesine” havale etme çabasıydı. Arkasından da Crysler jeep çıkışı geldi. Hepimiz biliyoruz olayı. Bahçeli parti merkezi çevresinde siyah renkli lüks bir jeep dolaştığını ileri sürerek çıktı kamuoyunun karşısına. Elinde kimin tutuşturduğunu bilmediğimiz bir resim vardı. Herkesin gözüne sokarak, hükümetten resimdeki esrarengiz jeepi bulmasını istedi. Açıktan söylemedi belki ama Bahçeli’nin o jeepi MHP Genel Merkizi’ne uzanan bir telekulak olarak gördüğünü herkes anladı. Bu iddianın insanları götürdüğü tek bir yer vardı: “MHP’yi hedef alan kaset olayını hükümet organize ediyor, polis de bu oyunun alt yapısını hazırlıyor” kanaati. Bu açık ve net bir şekilde kaset skandalıyla hazırlanan tsunamiyi hükümet ve cemaate yönlendirme girişiminden başka bir şey değildi. Ancak Sayın Bahçeli ya art arda gelen kaset bombardımanıyla şaşkına döndüğünden ya da bilerek ve isteyerek birilerinin kendini yönlendirmesine izin veriyordu. Peki sonuçta ne oldu. Bahçeli kulağına fısıldanan ilk isme ya da eline tutuşturulan ilk resme inanarak kamuoyu önünde kendini kurtarmak için sun’i gündemler oluşturan bir lider konumuna düştü. Cemaati hedef gösterme işi de tersine döndü. MHP’nin tabanı bile inanmadı. Esrarengiz jeep iddiasında ise Bahçeli’nin eline tutuşturulan resim sahte çıktı. Jeep Almanya’da bir galerinin show roomunda çekilmişti. Yani değil MHP genel merkezi Ankara’da hatta Türkiye’de bile değildi. Özetle fena tongaya düşürüldü Bahçeli, liderliği de iyiden iyiye sarsıldı. Pazar günü konuştuğumuz bir ülkücü Bahçeli MHP’yi zora sokan bombardımanının arkasında kim olduğunu bulmak istiyorsa, etrafını saran Ergenekoncu taifeye baksın demişti. Bu jeep kazasından sonra bakılması gereken çerçeve biraz daha daraldı gibi. Şimdi hep birlikte göreceğiz. Bahçeli bakmayı ve görmeyi bilecek mi? [email protected] twitter.com/@nadirkilic