Yaptığımız iş
internet haberciliği olunca internet
yasakları bizi doğrudan ilgilendiriyor. Bugüne kadar 10'a yakın davadan yargılanan, birçok kez savcılığa ifadeye çağrılan birisi olarak 'yasak' kelimesine daha da hassas olduk.
Öncelikle internetin kapatılması, yasaklanması, sınırlanması girişimlerine değil bunun düşünülmesine bile karşıyım. Bir grup
internet medyası çalışanı ile oluşturmaya çalıştığımız '
İnternet Fikir Platformu' ve '
Online Medya Derneği' çatısı altında da bunu defalarca dile getirdik. İnternet yasası taslaklarına da sırf bunun için hep karşı çıktık.
Bizce internet yasaklanamaz ve
sansürlemez. Sadece evrensel kurallar çerçevesinde suç amacı ile kullananlarla mücadele edilmelidir. Mesela '
Avrupa Siber Suç Sözleşmesi' evrensel kuralların sınırlarını çizebilir. Bu
sözleşme telif haklarının ihlalleri, bilgisayarlarla ilişkili
sahtekarlık eylemleri, çocuk pornografisi, ağ güvenliğine ilişkin suçları tanımlıyor.
BTK tarafından hazırlanan ve 23
Şubat 2011'de yayınlanan 'İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği' aylar sonra haber olunca arkadaşlar benim de düşüncelerimi sordu.
İnternet medyasında, forum sitelerinde,
sosyal paylaşım sitelerinde '
Türkiye’de internet yasaklanacak' gibi yazılar ve yorumlar çıkınca tabiî ki ister istemez araştırma gereği hissettim.
Acaba gerçekten bir yasaklama söz konusu mu?
'İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği' öncelikle internet yayıncıları ve kullanıcılarına
direk bir yükümlülük getirmiyor.
ADSL hatlarının dağıtımını yapan şirketlere yükümlülükler getiriyor.
Evlere ve işyerlerine internet dağıtan firmalar şimdiye kadar herkese aynı paketi sunuyordu. Şimdi üç farklı paket daha sunacaklar. İnterneti sadece çocukların kullandığı abonelikler için belli bir filtrelemeyle
hizmet verecek olan
Çocuk paketi, biraz daha geniş alanda hizmet verecek
Aile paketi ve sadece
yurt içi sitelere girebilecek
Yurt içi paketi uygulamaya girecek. Hiçbir sınır istemeyenler ise standart pakette devam edecek. Bu paketlerin de fiyatları farklı olacak. Aynı Digitürk’te ve D Smart’ta olan uygulama gibi. Hal böyle olunca isteyen istediği paketi seçip, istediği sitelere girebilir.
Çocuklar için internette büyük tehlikeler var. Bu haftaki
Aksiyon Dergisi'nde Mehmet Sakin'in hazırladığı
dosya bu konuyu ayrıntılı bir şekilde incelemiş (
Aksiyon Dergisi'nin dosya haberi )
Daha
güvenli internet için tüketicilerin talaplarinin de karşılanması gerekiyor
Bu, sansür olarak kabul edilemez kanısındayım. Ayrıca bu uygulama çocukların korunması için evine internet almayanları
teşvik edeceği için abone sayısını artırabilir diye düşünüyorum.
Konunun gündeme gelme zamanlaması da manidar
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) Başkanı
Tayfun Acarer, yönetmeliğin Şubat ayında yayınlanmasına rağmen
Mayıs ayında tartışılmasına anlam veremediğini, eğer bir sansür iddiası varsa neden bunu söylemek için 2.5 ay beklendiğini merak ettiklerini söyledi.
Bence de, bunun şimdi dile getirilmesinin siyasi bir tavrı var. Ancak bu tür düzenlemeler yapılmadan kamuoyuna daha iyi anlatılması gerekiyor. Çünkü Türkiye bir anda
internet özgürlüğü konusunda sorunu olan bir
ülke imajına bürünebilir. Zaten YouTube ve Blogların kapatılması konusunda yanlış uygulamalarımız var.
Bir not daha
İnternet Medyası çalışanı olarak dün yaşadığımız bir olay, Türkiye’nin bu konuda alacağı çok yol olduğunu gösteriyor. Dün
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
TUSKON Başkanlar Kurulu toplantısına katıldı. Daha sonra da aynı otelde bir
basın toplantısı düzenledi.
Online
Medya Derneği Yönetim Kurulu olarak Başbakan Erdoğan’ı takip etmek istedik.
Basın mensuplarının hazır bulunduğu salona Başbakan Erdoğan'dan önce gelen
Başbakanlık güvenlik görevleri, internet habercilerini zorla dışarı çıkardı. Bu ayıptan Sayın Başbakan'ın haberinin olduğunu sanmıyorum. Ancak biz bu ayıbı sürekli yaşıyoruz.