Niye yolları hep Hürriyet’ten geçti?


Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Oda TV baskının ardından yazdığı yazıda Soner Yalçın’ın tamamen tesadüfen aklına geldiğini iddia etti. Yani, Murat Bardakçı ayrıldıktan sonra kendisine bir vahiy inmiş neredeyse. Hep öyle olur zaten. Sevil Atasoy konusuna ise bugüne kadar hiç değinmedi. Onun Şato’nun ricası üzerine Hürriyet’te yazmaya başladığı iddia edilmişti, yazıları kesildi ama bu konuya açıklık getirilmedi. Bir dönüp 20 yıllık yayın yönetmenliği dosyasına baktığında, neden hep adları ajanlıkla geçen, örgüt suçlamasına muhatap olan isimleri tercih ettiğini açıklayabilir mi Özkök bize. Bugün ‘telefonlarım dinleniliyor’ diye kıyamet koparan Özkök ve çalışma arkadaşları, bugün sahip çıktıkları kimi Ergenekon sanıkları tarafından dinlenmemiş miydi? Bütün Doğan Grubu bu yüzden telefon değiştirmek zorunda kalmamış mıydı? Niye bugün özel hayatını ihlal edenlere sahip çıkmak durumunda kalıyor acaba? Ve en önemlisi, Hürriyet ve Doğan Grubu yazarları Soner Yalçın’a ısrarla sahip çıkıp, gözaltına alınmasını ve alınma biçimini haklı olarak eleştirirken gazeteleri niye sessiz kalıyor, yazarına sahip çık mıyor? Bakın Cumhuriyet Gazetesi’ne... Onlar ilk günden beri Mustafa Balbay’a sahip çıktı. Sadece yazarlarıyla değil, tüm gazete olarak. Sık sık birinci sayfadan Balbay’a destek veriyor, tahliyesini talep ediyorlar. İyi de yapıyorlar, çünkü arkadaşlarına sahip çıkıyorlar. Doğan gazeteleri bunu nedense yapmıyor. Dediğim gibi, bugün isimleri farklı iddialarla gündeme gelenlerin yolları Hürriyet’te kesişiyor. Devlet gazetesi olmasının payı büyük herhalde bunda. Genelkurmay’la işbirliği yapan, MİT’e müsteşar atatmak için birbiriyle kavga eden, hazır gelmiş yazıları köşelerine koyanların tarihi de yazılacak elbette. Ahmet Kaya’dan Orhan Pamuk’a, Hrant Dink’ten Ayşe Soysal’a kadar devletten farklı düşünen, farklı yerde duranların Hürriyet’in hedef listesine girmesinde de bu duruşun payı olabilir. Devlet gazeteciliğini bize bağımsız gazetecilik diye yutturmasa sesimiz çıkmayacak ama hala o işlevinde ısrar ediyor. Türkiye’nin yakın tarihi, Hürriyet Gazetesi doğru okunmadan anlaşılamaz. Bunu bilir, bunu söylerim.
<< Önceki Haber Niye yolları hep Hürriyet’ten geçti? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER