Mardin’in turizm cazibe merkezi olacağı kesin.
Ama bu yolda önünde çok engel var.
Bunlardan biri, kendilerini “butik” olarak niteleyen otellerin yetersizliği.
Banyo kalitesinden temizliğe,
servis kalitesinden
içki yasağına kadar çok sıkıntıları var.
Mardin mutfağı zengin bir mutfak.
Mezeleri, kebapları, tatlıları gerçekten leziz.
Dev bir dağın tepesindeki tarihi binalardan Mezopotamya’yı izlemek eşsiz bir duygu.
Ama bu manzarayı genelde çay içerek tadmak zorundasınız çünkü
Süryani şarabıyla tanınan bu yörede mekanlar içki satmıyor.
Bu yerel
yönetim, valilik veya Ankara’dan bir
baskı geldiği için değil.
Mekan sahipleri içki satmamayı
tercih ettikleri için böyle.
Anadolu’nun bir gerçeği bu.
Koca kentte, yemek yiyip içki içebileceğiniz tek mekan Antik Sur.
Cumartesi geceleri “sıra geceleri” ile eşsiz bir mekan.
Zaten mekan Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün.
Vakıflar’ın yeni yönetiminin başarısı buraya gelmiş, harabe halindeki bu tarihi kervansaray
restore edilip turizme kazandırılmış.
Ama kimi tarihi eserlerin
restorasyonu aynı ölçüde başarılı olmamış ne yazık ki.
Valilik bunu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
mimari ofisiyle
işbirliği içinde çözmüş.
Çok titiz bir çalışma gösteriyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün de benzer bir uygulamaya gidip restorasyon işini çapsız müteahhitlerin elinden kurtarması gerekiyor.
Tarihi Zinciriye Medresesi bu açıdan insanın içini acıtan bir örnek.
Yusuf Beyazıt’ın bizzat gidip yerinde görmesi lazım çünkü
tarif etmek imkansız.
Antik Sur’da saat ilerleyip
müzik coştukça İstanbul,
İzmir, Ankara’dan gelen
yerli turistlere başörtülü hanımların da aralarında bulunduğu yöre insanları katılıyor.
Kim muhafazakar, kim Beyaz Türk, kim Türk, kim
Kürt, kim Arap...
Bunların önemi kalmıyor.
Türkçe,
Kürtçe,
Arapça ezgiler eşliğinde insanlar coşuyor, müzikle kendinden geçiyor.
El ele tutuşup
halay çekiyor, birlikte coşuyorlar.
Silahların gölgesinin aradan çekildiğinde neler olabileceğinin örneği bir geceye tanıklık ediyoruz yıldızlı bir gecede.
Toplumun barışa ne kadar hazır olduğunun bir göstergesi bu.
Binlerce yıllık binaların gölgesinde, bizim bugün tartıştığımız sorunların, bu tartışmalar nedeniyle sebep olduğumuz acıların bir tanığı bu binalar.
Bizler,
laiklik, Beyaz Türklük,
ana dil tartışmalarımız bir süre sonra unutulup gidecek.
Bizler, dayatmalarımız, ön yargılarımız olmadan binlerce yıldır varlığını sürdüren insanlar, dilleri, kültürleri yaşamaya devam edecek.
Tarih, bizim kavgamızın önemsizliğinin en önemli tanığı...
Mardin’de top 10
- Tarihi Rıdo Kebapçısı veya Kebapçı Yusuf’ta bir öğle yemeği.
- Zinciriye Medresesi’nde gün batımı çay.
- Zinciriye Medresesi’ni sıcak kanlı
polis memuru Selim’in verdiği eşsiz bilgiler eşliğinde gezmek.
- Antik Sur’da sıra gecesi eşliğinde yemek.
- Deyrul Zafaran Manastırı’nı ziyaret ve mağazasından
alışveriş.
- Uygarlıklar Korosu’nu dinlemek.
- Mungan Sokağı’nı ziyaret.
- Dilek
Sabancı Müzesi’ndeki Abidin Dino sergisini gezmek.
- Fırsat olursa restore edilen tarihi vilayet binasını ziyaret.
- Süryani Şarabı’nı tadmak.
General niye tutuklandı?
Yine
tutuklama kararı.
Taksirle ölüme sebep olma iddiasıyla General
Zeki Es, askeri
mahkeme tarafından tutuklanıp cezaevine konuldu.
General tutuklandı diye sevinmek yanlış.
Çünkü hukukun çarpıklığı yine ortada.
Cezanın üst sınırı belli.
Dellilerin karartılma ihtimali kalmamış.
Generalin kaçma ihtimali yok.
Ayrıca toplumsal infial de sözkonusu değil.
O zaman niye tutuklama kararı!...
Adalet Bakanlığı’nın tutukluluk müessesini acilen gözden geçirmesi gereğine bir başka örnek.
Tutuksuz yargılayın, suçlu bulunursa cezasını çeker insanlar.
Beyaz Türk kime denir?
(Fehmi Koru’dan esinlenerek)
Türkiye’nin gösterdiği değişim,
gelişim karşısında beti, benzi atanlara...