Ergenekon savcılarından
Zekeriya Öz,
Nisan 2009 tarihini taşıyan
İnternet Sitelerinin Yeniden Yapılandırılması Andıcı sebebiyle, içlerinde 1.
Ordu Komutanı
Hasan Iğsız'ın da bulunduğu 19
subayı ifadeye çağırdı.
Kemal Kılıçdaroğlu "Neden şimdi?" diye soruyor. Gerçekten de bu konular çok daha önceden gündemdeydi.
İrtica ile Mücadele
Eylem Planı'na ilişkin birinci ihbar mektubunun medyaya yansıdığı günden itibaren (26
Ekim 2009), belki defalarca sütunumda dönemin
Genelkurmay 2. Başkanı
Org.neral Hasan Iğsız'ın talimatıyla bu planın hazırlandığını yazdım. Muhbir subay, 2'nci ihbar mektubunda ise (3
Kasım 2009), iddialarını ispat etmek için bir de İnternet Andıcı göndermişti.
Dursun Çiçek'in imzası, Bilgi Destek Dairesi
Başkanvekili sıfatıyla, bu Andıç'ın da altında vardı. Andıç'ta,
Türkçe yayın yapan 292 internet
sitesi "irticacı, milliyetçi, aşırı sol, tarafsız, AB yanlısı" gibi notlar düşülerek fişlenmişti. Ayrıca, Psikolojik Harekât sitelerinin yeniden yapılandırılması amaçlanıyordu.
PSİKOLOJİK HAREKÂT SİTELERİ
Konuyu biraz açalım:
Taraf gazetesi, 2
Şubat 2009'da,
psikolojik savaş amaçlı kurulmuş 35
internet sitesinin Genelkurmay'a bağlı Bilgi Destek Dairesi Başkanlığı tarafından yönetildiğini yazmıştı. (Gazete, sitelerin adını da vermişti: irtica.org, naksilik.com, pkkgercegi. net, hepimizturkuz.org, greekmurders. net, pontuslu.com vs...)
İhbarcı subay ise, bu sitelerin sayısının 42 olduğunu belirtiyordu. Söz konusu sitelerden irtica.org ve irtica.net, 2007 yılında AK Parti'yi karalamak amacıyla bir hayli yoğun bir biçimde kullanılmıştı. İşte "irtica. org" sitesinden başlıklar:
"AKP'nin
türban planı" "AKP'li vekilin yeşil devrim özlemi" "AKP panelinde Atatürk'e ağır
hakaret" (5
Mart 2007) "AKP'lilerden türban adımı" "AKP'de kadına yer yok" "Adaletsiz Kadrolaşma Partisi" "
Öğrenci Meclisi'ne bu yıl da
İmam Hatipli" (17 Nisan 2007) "
Türkiye'de siyasal İslâm güçleniyor" (18 Nisan 2007) "AKP'liler: Plajda mayo ile dolaşmak günah" (23
Ağustos 2007) "AKP'li Belediye'den kadın
dövme rehberi" (2 Ekim 2007)
Ve "irtica.net"te çıkan haberler: "Türkiye ılımlı İslâm'a doğru" "AKP iktidarı: Cumhuriyetçi demokrasiden, dinci oligarşiye" (13 Ağustos 2007) "
Başbakanlık, Özürlüler Şûrası'nda, tarikat amblemini
tercih etti" (23 Kasım 2007) "Metrobüsten sonra harembüs", "Laiklik sizlere ömür", "Türban liseye kadar indi", "AKP yumuşakça İslâmlaştırıyor" (23
Aralık 2007)
Neden 2007'deki bu yoğunluk?
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile genel seçimlerin 2007'de yapıldığını unutmayalım.
Genelkurmay Başkanlığı, haber Taraf gazetesinde çıkınca, bütün bu sitelerin kapatıldığını açıklamıştı.
Oysa, ihbarcı subay, aksine, 2009'da sitelerin yeniden yapılandırılmasına gidildiğini, 4 yeni site kurulduğunu ileri sürüyordu. Bu siteler, Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda görevli şube müdürlerinin üzerlerine, onların
kredi kartları kullanılarak açılmıştı.
Zaten, kapatılmış bile olsa, yukarıda, içeriklerini kısmen paylaştığım o siteler vasıtasıyla suç işlenmişti. Soruşturmayı yürüten savcılar, TR.NET
Ortadoğu Yazılım Hizmetleri AŞ'ye başvurarak, bu sitelerin IP numaralarının, Genelkurmay Başkanlığı'na ait olduğunu ortaya çıkardı. Yani, minareyi kılıfa sokma imkânı da kalmadı.
İNTERNET ANDICI VE İSİMLER
İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın altında sadece Dursun Çiçek'in imzasının bulunması, bu belgenin emir-komuta zinciri içinde hazırlanmadığına dair iddiaları gündeme getirmişti. İhbar mektubunda, İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın Org. Hasan Iğsız'ın "Etkili bir
eylem planı hazırlansın" direktifiyle Korgeneral
Mehmet Eröz ve
Tümgeneral Mustafa
Bakıcı'nın katkısıyla, Çiçek tarafından düzenlendiği belirtiliyordu. Ama belgedeki bazı eksik noktalardan hareketle, bu eylem planının Karargâh ürünü olmadığı, tamamen düzmece olduğu bile ileri sürülmüştü. Muhbir, bu yüzden aynı tarihi taşıyan İnternet Andıcı'nı da kamuoyunun bilgisine sunmuş, Andıç'la ilişkili bazı isimleri de paylaşmıştı:
Albaylar
Cemal Gökçeoğlu, Sedat Özüer,
Ziya İlker Göktaş, Dursun Çiçek, Hulusi Gülbahar, Orhan Güçlü, Bilgi Destek Daire Başkan Vekili
Tuğgeneral Mustafa Bakıcı, Harekât Daire Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz. "Koordine edenler" arasında ise Korgeneral İsmail Hakkı
Pekin,
Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Tuğgeneral Hıfzı
Çubuklu ve Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral Hasan Iğsız yer alıyordu. Belgede "Kimden" bölümünün karşısında "Harekât Başkanlığı'ndan", "Kime" bölümünün karşısında ise "Genelkurmay 2. Başkanı'na (Hasan Iğsız)" yazıyordu. Yazı, Şube Müdürü Albay Cemal Gökçeoğlu tarafından "aslı gibidir" diye onaylanmış ve Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız'a ulaştırılmıştı.
İşte şimdi, Ergenekon Savcısı
Zekeriya Öz, bu kişilerin ifadesine başvuruyor.
***
Kemal Kılıçdaroğlu, "Neden şimdi?" diye sormakta haklı ama, subayların ifadeye çağrılmasını, Şûra'yı etkilemek amaçlı görmesi yanlış. Bir yandan
Balyoz soruşturması yürütülürken, tutuklama taleplerine karşı kıyametler kopuyor... Genelkurmay her belgeyi yalanlıyor... 3. Ordu Komutanı
Saldıray Berk ifade vermeye bile gitmiyor... Bir de,
1. Ordu Komutanı'nı ifadeye çağırmak kolay mı? Eldeki delilleri iyice belgelendirmek ve aralarındaki irtibatı kurmak için biraz zamana ihtiyaç yok mu?