Ahmet Mahmut Ünlü, İsmailağa Cemaati'nin ünlü siması. Kamuoyunda daha çok
Cübbeli Ahmet Hoca diye tanınıyor.
Pratik zekâsı müthiş. Hazırcevap. Esprili. Şov yapmayı ve kendinden söz ettirmeyi seviyor.
Bir ara onun için şöyle yazmışım:
"
Fotoğraflarına bakmaya doyamıyor insan. Adeta televole! Hocayı
denizde yüzerken, jet skiye binerken, Avrupa'da
tatil yaparken görüyoruz. Uzun zaman hocanın müridi olup da arası bozulduğu için fotoğrafları medyaya verdiğini söyleyen
işadamı Mehmet Sağlamer, ilginç ayrıntılardan söz ediyor:
İmam nikâhlı eşine 16 bin dolara saat alması... Lüks otellerde kalması... İki milyon dolar değer biçilen, muslukları sensörlü, havuzlu bir villada yaşaması... Buna karşılık, hocanın sade bir hayatı
tavsiye etmesi... Kendi kızı kolejde başı açık okurken, takipçilerine, 'Kızınızı
küçük yaşta tesettüre sokun' demesi..." (
Sabah, 12.10.2006)
***
Hoca, geçen aylarda sıkça "Siyah" kod adlı jurnalcinin TV programında komiklikler yapıyordu.
Derken hastalanmış Ahmet Hoca.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a bakılırsa,
CHP Başkanı Deniz
Baykal da Hoca'yı telefonla arayıp "geçmiş olsun" demiş.
Arınç haklı olarak yakınıyor: "CHP artık irticaın rejim için tehdit olmadığını gördü. Ama biz hocayla aynı karede bir fotoğraf versek başımıza gelmeyen kalmaz."
***
Gelelim hakikate... Türkiye'de "irtica tehlikesinden" söz etmenin, "şeriat geliyor" filan demenin hiçbir ciddi yanı yoktur.
Bu tip laflar, başta askeriye olmak üzere, devletteki hâkimiyetini ve onunla birlikte gelen avantajlarını kaybetmek istemeyen bürokrasinin uydurmasıdır.
Darbe ya da
eylem planlarına baktığınızda, "dinci" tiplemesinin yine askerlerce kullanıldığını ve apoletli medya tarafından ön plana çıkarıldığını görürsünüz.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN