Bir grup aydın, bayramda yaptığı konuşma nedeniyle
Genelkurmay Başkanı
Org. İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ufuk Uras, Mebuse Tekay, Oya Baydar,
Baskın Oran,
Cengiz Algan, Ahmet İnsel,
Aydın Engin, Mithat Sancar ve
Sezgin Tanrıkulu, GK Başkanı'nın, Askeri
Ceza Kanunu'nun 148'inci maddesinin 'c' bendine göre 1 aydan 5 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep ediyor.
Bu maddenin özelliği; askerlerin siyasi faaliyette bulunmalarını ve siyasi demeç vermelerini engellemesi...
Savcı bu talebi uygun görerek bir
iddianame hazırlar mı? Mahkemenin sonucu ne olur?
Bunu göreceğiz. Ama konu üstünde düşünmekte yarar var.
***
Türkiye'de genelkurmay başkanları ikinci bir başbakan gibidir. Hatta hükümetin başı olan normal (seçilmiş) başbakana göre 'artısı' bile vardır.
Adeta: '
Başbakan+'dır o!
Bir açıklama yaptığında, gazetelere
manşet, TV'ye ise ilk haber olur.
Mesela Başbuğ'un
açılımla ilgili sözleri üzerine, MHP Başkanı
Devlet Bahçeli, "Açılım bitmiştir" demişti.
Bunun üzerine kimse, 'GK Başkanı'na soran mı var' demedi. Diyemedi.
Çünkü Türkiye'de, gözü kulağı GK Başkanı'nda olan sürüyle insan olduğunu hepimiz biliyoruz.
Üstelik bunlar sadece 'sokaktaki adamlar' da değil: Gayet etkili ve yetkili kişiler, askersiz iş yapamaz bizde.
Örnek mi? İşte
İstanbul Adli Tıp Enstitüsü'nün eski başkanı Prof. Sevil Atasoy...
Dönemin Birinci
Ordu Komutanı Org. Hurşit
Tolon (şimdi Ergenekonculuktan yargılanıyor) ile kurum hakkında konuştuğunu açıkça söylüyor.
Birçok kişi de bu durumu 'normal' karşılıyor. "Tabii ki paşaya danışacak" filan diyorlar.
Ordu komutanı dahi böyle bir konuma oturtulursa, varın siz GK başkanlarının durumunu hayal edin.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN