Irak’ın işgal projesini çizen asıl kişi olarak bilinen, ABD’nin gölge yöneticisi
Dick Cheney çoktan
Washington’daki sığınağına döndü ama bizim coğrafyamızda bıraktıkları hala konuşuluyor.
Birincisi: durup dururken başlatılan “
Basra operasyonu” :
Irak'ta şii milislerle ırak ordusu arasında 25 Martta başlayan çatışmalar bugüne kadar 300'den fazla Iraklının ölümüne sebep oldu. Basra'da başlayan ve diğer şii
bölgeleriyle özellikle
Bağdat'ın Sadr semtine yayılan şiddetli çarpışmalar kesildi ancak yer yer
küçük çatışmalar devam ediyor.
Sonuç: Iraktaki ABD’li askerlerin komutanı David
Petraeus’un kongrede yaptığı açıklamada dediği gibi “ hayal kırıklığı”
Peki Şii lider Mukteda Es Sadr ile daha önce
ülkenin çok gergin olduğu zamanlarda dahi çatışmayan
Maliki Hükümeti , ne oldu da şimdi etkili bir Şii grubun silahlı güçlerini ortadan kaldırmaya çalıştı? Bu sorunun cevabı, ABD başkan yardımcısı Dick Çheney’nin Bağdat ziyaretinin perde arkasında aranıyor.
Sadr grubunun
İran ile iyi ilişkiler kurmasından dolayı rahatsızlık duyan Cheney’nin bu grubun bitirilmesi talimatını verdiği iddia ediliyor. Cheney'nin sünni gruplar ve bölge ülkelerinin rahatsızlığını gidermek için Irak güvenlik güçlerine ciddi miktarda sünni kökenli asker alınması için bastırdığı, Maliki hükümetinin de Şii ağırlıklı olmasına rağmen Irak güvenlik güçlerinin ciddi operasyon yapabileceklerini göstermeye çalıştığı için Sadr'a saldırdığı konuşuluyor.
İkincisi: İsrail’in
Lübnan ve
Suriye ile gerginliği:
ABD Başkanı George Bush'un
görev süresi bitmeden önce nükleer tesislerini ve altyapısını
imha etmek için İran'a savaş açabileceği iddiası uzun süredir dile getiriliyor. Cheney'nin son ziyaretinde bölgedeki Arap müttefiklerine işte bu savaşın planlarının dağıttığı ileri sürülüyor.
İsrail ile Suriye arasında ziyaretten sonra birden artan gerilim dikkat
çekici.
İsrail ordusu ve Suriye ordusunun sınıra askeri birliklerini yığması ve geniş çaplı tatbikatlar yapması, İsrail
savunma bakanının
Almanya ziyaretini iptal etmesi, halka gaz maskesi dağıtacağını açıklaması kapıdaki savaşın ayak sesleri olarak yorumlanıyor.
İsrail’in Lübnan’a saldırması durumunda bu sefer Suriye'nin savaşa katılacağı, İran'ın Suriye ve
Hizbullah’a
destek vermesi ile savaşın büyüyeceği, ABD'nin de İsrail’e destek olmak için İran'a saldıracağı yazılan senaryolarda yer alıyor.
Üçüncüsü: Blackwater
Düşününki Demokratikleştirildiği ve artık özgür bir ülke haline geldiği söylenen Irak’ta,
Başbakan Nuri El Maliki diyor ki: "Bu karar Irak hükümetinin onayı olmadan alınmıştır" Iraklılar da istemiyor, ancak görev süresi bir yıl daha uzatılıyor. Kimden bahsediyoruz
Amerikan özel güvenlik şirketi: “Blackwater”.
Maliki’nin “Irak’ta
katliam yapmıştır” dediği şirketin görev süresinin uzatılmasında da Cheney’nin Bağdat’ta yaptığı temasların etkili olduğu söyleniyor. Daha önce,Blackwater bağlantılı şirketlerin
yönetim kurulunda görev yaptığı bilinen Cheney’nin bu şirketle olan duygusal ilişkisinden bahsetmeye gerek bile yok. Blackwater’ın İran’a yönelik operasyonun da bir parçası olduğu için görev süresinin uzatıldığı; Irak’ta olduğu gibi birtakım kirli işlerin mesela
muhalif örgütlerin silahlandırılması gibi işlerin şirketin aracılığıyla yapılacağı iddia ediliyor. Böylece Amerikan hükümetinin yapılanlara adı da karışmayacak.
PKK’nın eline geçen Amerikan malı silahlara adının karışmadığı gibi. Beyazsaray, karaharekatı öncesinde
Türkiye’nin üzerinde ısrarla durduğu bu konu hakkındaki suçlamalardan sıyrılmış. Bu silahların özel güvenlik şirketleri tarafından PKK’ya verilmiş olabileceği ifade edilmişti.