HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIM

İki özel kanalda iki tartışma programı vardı. Geç saatlere kadar sürdü.


Siyaset meydanı ve 32.gün programlarında toplam 9 kişi tartıştı.Bunlardan 5 tanesi Cumhuriyet Gazetesi yazarı olarak geçiyordu.Diğerleri Korkut Özal,Mehmet Metiner,Önder Aytaç ve Emre Aköz idi. Sanki “cumhuriyet gazetesi” bu iki kanala birden program sipariş etmiş ve en iyi elemanlarını savunma hattına göndermişti-iyi oldukları da tartışılır-.Karşılarındaki konuşmacıların kimlikleri önemli değildi. Onlar , kendi bildiklerini ya da kamuoyu tarafından bilinmesini istediklerini söylüyorlardı. Sayın İlhan Selçuk’un, şafak sökmeden gözaltına alınmış olması tabii ki “Cumhuriyet”e savunma hakkı verir. Zaten hemen herkes gözaltına alınma şeklinden rahatsız olduğunu ifade etti-ben de aynı kanaatleri paylaşıyorum.- Ancak aynı yazarlar ısrarla Ergenekon diye bir oluşumun olmadığını ifade ediyor, ilgili savcıları siyasete bulaşmakla suçluyor, hükümetin rövanş maksadıyla bu çete operasyonuna imza attığını haykırıyordu. Suçüstü olma psikolojisi ile ömrünü milletine adayan, teşvik ettiği eğitim kurumları ile yeni nesillerin yetişmesine katkı sağlayan, hayatında bir nokta kadar bile lekeye bulaşmayan sevgi abidesi insana dil uzatmaktan geri durmuyorlardı. Başkasının üstüne basarak kendini temize çıkarma gayreti hiçbir zaman sonuç vermemiştir ki burada sonuç versin. Ben, Cumhuriyetimiz kadar eski bir basın kuruluşunun böylesine çeteleri savunmasından çok rahatsız oldum. Aynı hayat görüşünü paylaşmasak da sıkıştıklarında kendilerine payanda ettikleri Atatürk’e duyduğumuz sevgiden dolayı, gazete hakkında kötü düşünmemek, kötü yazmamak alışkanlığımız vardı. Yani demokrat olabilecekleri hüsn-ü zannı taşıyordum.Orada yazı yazan, haber yapan,kalem oynatan insaflı insanlar olduğunu biliyor,meslektaşlarımızın emeklerinin horlanmaması gerektiğini düşünüyordum.Ancak dünkü programları seyredince gazeteye hüsn-ü zannım kırıldı, orda çalışan arkadaşlarım adına üzüldüm. Saatlerce seyrettiğim programlarda yürekten, yüksek sesle ve cesaretle “gidin gidebildiğiniz kadar, bütün çeteleri çökertin, biz cumhuriyet gazetesi olarak arkanızdayız” diyen bir ses duyamamanın şaşkınlığını yaşıyorum. Haksızlık etmeyeyim, zaman zaman dil ucuyla söyledikleri oldu ama hemen arkasından “daha iddianame tamamlanmadı, daha şöyle olmadı böyle olmadı” diye ürettiklere mazeretlere bakarak beden dili uzmanlar “yangından mal kaçıran insanların telaşına benzetseler” yanlış olmaz. Bugüne kadar “derin devlet, çete, karanlık güçler” denince aklıma gelen isimler ve kuruluşlar farklıydı. Savunma hattındaki bu canhıraş feryatlar zihnimdeki adreslerde değişikliğe yol açtı. Bu köklü basın kuruluşunun sadece şeriat ve irtica konusunda değil, çetelerle, cuntalarla ve darbecilerle mücadelede de aynı duyarlılığı gösterecekleri ana kadar zihnimdeki sis perdesi berraklaşmayacak.
<< Önceki Haber HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIM Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER