Ergenekon Davası'nın ikinci iddianamesine göre,
Eruygur-
Tolon önderliğinde kurulacak olan cunta; AKP'yi hükümetten,
Org. Hilmi Özkök'ü ise GK Başkanlığı'ndan uzaklaştırmakla yetinmeyecekti.
Darbeciler başarıya ulaştıktan sonra, Silahlı Kuvvetler yönetimini de baştan aşağıya değiştireceklerdi.
Birinci Soru: Şaşırdık mı?
Hayır.
Çünkü bizim için yeni bir bilgi değil bu. Darbeci zihniyetin şöyle bir değerlendirme yaptığını çoktandır biliyoruz:
* " 1950'den itibaren bir karşı devrim süreci başladı.
Müdahalelerimize rağmen
halk bunlara oy veriyor. CHP'nin de bu gidişle hükümet olacağı yok."
* "O halde bir
darbe daha yapalım ama arzuladığımız rejimi oturtana dek kalalım."
Mesela
emekli tümgeneral
Doğu Silahçıoğlu, '
Atatürk Cumhuriyeti' yandaşlarının 'yeni bir nesil yetişinceye dek yönetimde kalmak için gereken önlemleri alması gerektiğini' yazıyordu. (Cumhuriyet, 3
Şubat 2008)
('Atatürk Cumhuriyeti' diyenden korkacaksın; yaldızlarını kazıdın mı ardından
darbecilik çıkar.)
İkinci Soru: Peki niye orduyu baştan aşağıya değiştireceklerdi?
Çünkü TSK içinde onlarla aynı fikirde olmayan gruplar var. Birkaç temel (ama birbirini dışlamayan) gruplaşmayı sayalım:
1) Anayasaya, demokrasiye, hukuk devletine bağlı subaylar.
2) ABD, NATO (ve
Avrupa Birliği ) yanlısı subaylar.
3) Maceradan uzak durup, işlerin prosedürlere ve teamüllere uygun biçimde yürümesini isteyenler. (Darbeciler onlara kariyerist der.)
İşte bu gruplar darbecilere karşı tehdit oluşturur. İktidarda sürekli (en az bir nesil) kalabilmek için onları
tasfiye etmeleri elzemdir.