Sıkılıyorum. Bunalıyorum. Çünkü fikrimi çoktan belirttim.
Ne yapayım yani... Altı ay, bir yıl, iki-üç yıl önceki yazılarımı, birkaç
küçük değişiklikle tekrar mı yayınlayayım? Yoksa geçmişi boş verip bodoslama konuya mı dalayım? İ
şte tekrar alevlenen
türban konusu...
Diğer konularda aklına, fikrine güvendiğimiz bir yazar aynen şu cümleyi kurmuş:
"Örneğin Cumhurbaşkanımızın sayın eşinin türbanı siyasal bir simge olarak takmaya devam ettiğinde şüpheniz var mı?"
Ne diyeyim şimdi ben?
Evet, var beyefendi!
Siz okurlarınızda, büyük gerçeği apaçık ortaya koyduğunuz izlenimini yaratmaya çalışıyorsunuz ama bu bir uydurmaca.
Bugüne dek
Hayrünnisa Gül'ün türbanını, siyasal bir kaygıyla, politik bir sebeple taktığını bir kere dahi düşünmedim.
Ne onun için düşündüm, ne de diğer " ünlü " türbanlılar (mesela
Emine Erdoğan ) bana böyle bir şeyi çağrıştırdı.
Çünkü... Bu toplumda
CHP'ye oy veren, CHP'yi destekleyen, CHP için çalışan türbanlı kadınlar var mı?
Var! Üstelik sürüyle...
Bunu " net " olarak biliyor muyuz? Evet, biliyoruz. Hafızanızı yoklayın bakalım: "
Araştırmalarımıza göre... AKP'li kadın seçmenin yüzde 86'sı, CHP'lilerin yüzde 41'i, MHP'lilerin ise yüzde 68'i başını örtüyor" diye açıklama yapan kimdi?
Yani... Hem araştırmalar, anketler; hem de medyada çıkan haberler, demeçler, soruşturmalar bize bunu defalarca gösterdi.
O halde
tartışma bitmiştir!
Bu nasıl bir siyasi simgedir ki... Aynı anda... Hem "şeriata, din devleti özl
emine"... Hem de CHP türü Kemalizm'e (ya da Atatürkçülüğe ) gönderme yapabiliyor?
Söyleyin bakalım:
Siz dünyada böyle bir olayla, böyle bir simge-
siyaset ilişkisiyle karşılaştınız mı?
Belli bir siyasi fikrihareketi simgeleyen bir " nesne ", bir " işaret "... Aynı anda, o hareketin " karşıtları " ya da " rakipleri " tarafından da bile isteye taşınacak, kullanılacak...
Olacak iş mi?
Siyaset bilimciler bu iddianızı duyduğu anda, sizi ya " giriş " derslerini tekrar okumanız için üniversiteye gönderirler... Ya da doktor çağırırlar.
Hâlâ anlamadınızsa, başka bir alandan örnek vereyim...
F.
Bahçe taraftarıyım. Bazen
F.Bahçe'nin 1907-1928 döneminde kullanılan, eski harflerle yazılı rozetini ceketimin yakasına takıyorum. Hoşuma gidiyor. Kulübün 100 yıllık köklü geçmişini hatırlatıyor.
Öte yandan... Şu ana kadar da hiçbir G.Saray taraftarının bu rozeti taktığını görmedim. Niye taksın? Madem G.Saraylı (ya da BJK'li, vb.) gider kendi kulübünün rozetini takar adam.
Ben nasıl F.Bahçe rozetini gururla taşıyorsam, o da G.Saray rozetini takmaktan gurur duyar. Ben onun bu tercihine saygı duyarım, ondan da aynısını beklerim.
Simgelerle ilişkimiz üç aşağı beş yukarı böyledir işte.
Peki nasıl oluyor da, çok farklı, hatta taban tabana zıt siyasi fikirleri olan kadınlar, türban takabiliyor?
CHP'li bir (türbanlı) kadının, şeriat istediğini iddia edecek kadar aklınızı yitirmediniz herhalde! (Yoksa yitirdiniz mi? Doktoru çağırmanın vakti geldi mi?)
Son olarak: Ben sizin asıl korkunuzun ne olduğunu tahmin edebiliyorum. Türban üniversitede serbest bırakıldığı takdirde hiçbir temel sorunun "çıkmamasından "... Evet, bir gerginlik, bir çatışma, bir
baskı unsuru "olmamasından " endişeleniyorsunuz. Yıllardır söylediklerinizin palavra olduğunun ispatlanmasıdır asıl korkunuz.