Türkiye'de yayınlanan "Silahlar, Mikroplar ve Çelik" isimli kitabın yazarı ve aynı isimli belgeselin yapımcısı Jared Diamond'ın dünkü Herald Tribune'de
tüketim üzerine bir yazısı yayınlandı.
32 sayısından yola çıkmış Diamond.
Önce 32'nin 2'nin 5'inci çarpanı olması nedeniyle matematikçilerin ilgisini çektiğini belirtmiş. 2 kere 2 eşittir 4, 2 kere 4 eşittir 8, iki kere 8 eşittir 16, iki kere 16 eşittir 32.
Sonra müreffeh Batı ile
yoksul Asya ve Afrika'nın tüketim rakamlarının kıyasındaki rolüne değinmiş 32'nin.
ABD,
Kanada,
Avrupa,
Avustralya ve Japonya'da insanların petrol ve
metal tüketimleri ile
sera gazı, plastik gibi zararlı atıklarının gelişmekte olan ülkelerden 32 kat fazla olduğu gerçeğinin altını çizmiş.
32'nin önemini şöyle daha iyi anlayabiliriz.
Dünyanın nüfusu 6.5 milyar ama bunun sadece 1 milyarı gelişmiş ülkelerde yaşıyor.
Bir Kenyalı'nın tüketim ve atığıyla
Amerikalı'nın tüketim ve atığı arasında 32 kat fark olduğu için, Amerika 300 milyon nüfusuyla, 30 milyonluk Kenya'nın tam 320 katı kaynak tüketmiş oluyor.
Diamond, dünya için asıl tehlikenin burada yattığı gerçeğinin altını çiziyor.
Çin ve Hindistan'da yaşayan milyarlarca insan da, Amerikalı gibi tüketmeye ve kirletmeye başladığında dünyanın yaşanır bir yer olmaktan çıkacağını belirtiyor.
Asıl sorun ise tüm insanların tüketim ve kirletme katsayılarını 1'lerden 32'ye çıkarmalarında yatıyor.
Aslında insanların tüketim normlarıyla
yaşam standartları arasında doğrudan bir bağlantı bulunmuyor.
Mesela Amerikalılar, sağlık, bebek ölümü, emeklilik garantisi,
tatil zamanı, kamu okullarının seviyesi, sanata ayrılan zaman gibi konularda Avrupa'nın çok gerisinde olmasına rağmen Avrupalılardan daha fazla petrol tüketiyor.
Yaşam kalitesini düşürmeden tüketim alışkanlıklarında sağlıklı ayarlamalar yapmak, gelecek kuşaklara sağlıklı bir dünya bırakmanın tek yolu görünüyor.