Weltanwälte Derneği'nden insan hakları ihlalleriyle ilgili önemli toplantı

Almanya'nın Köln şehrinde hukukçuların kurduğu Weltanwälte Derneği 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nde Türkiye, Afganistan ve Eritre'deki halk ihlallerini konuştu.

SHABER3.COM

Porz Belediyesinin konferans salonunda gerçekleştirilen toplantıya Almanya'daki hukukçular başta olmak üzere çok sayıda dinleyici katıldı. Programda Türkiye'deki ihlalleri Avukat Özge Elif Hendekçi anlattı. Afganistan'daki insan hakları ihlallerini bu ülkede daha önce savcılık yapan Jahangir Taweet, Eritre'deki ihlalleri ise gazeteci Zekarias Kibrek aktardı. 



Programın başında kısa bir konuşma yapan Weltanwälte e.V  Derneği Başkanı Mehmet Reşat, İnsan Hakları Sözleşmesi'nin imzalanmasının üzerinden tam 75 yıl geçmesine rağmen dünyanın birçok noktasında çok büyük insan hakları ihlallerinin yaşandığını, son 10 yıldır da Türkiye'nin bu konuda en çok ihlal yaşanan ülkelerden biri olduğunu söyledi. 

Daha sonra kürsüye konuşmacı olarak, 2017 yılına kadar Türkiye'de avukatlık yapan Özge Elif Hendekçi çıktı. Hendekçi, hem Türkiye'deki ihlalleri, hem de 3 aylık bebeği ile beraber girdiği ve tam 5 yıl kaldığı cezaevinde yaşadığı zorlu süreci anlattı. Avukat Hendekçi hakkında, dönemin Cumhuriyet Savcısı Hasan Yılmaz tarafından yandaş medyaya önce ‘izdivaç ablası’ diye haber yaptırıldı. Daha sonra o haber delil gösterilerek iddianame hazırlandı. Ve avukat Hendekçi, o iddianameyle ve 3 aylık bebeğiyle birlikte cezaevine gönderildi. İstanbul Barosu avukatlarından Özge Elif Hendekçi'nin, Tokat Cezaevi’nde bebeğiyle birlikte yaşadığı işkence ve hukuksuzlar ise dinleyenleri dehşete düşürdü.  



Hendekçi, özellikle 17-25 Aralık öncesinden itibaren iktidarın bütün hazırlıklarını 15 Temmuz için yapmaya başladığını vurguladı. Ceza hakimliklerinden başlayıp birçok konuda taşların teker teker döşendiğini ve bunun amacının 15 Temmuz'a hazırlık olduğunu söyleyen Hendekçi, insan haklarının sadece metin üzerinde yazılı ve sadece bir cümle için geçerli olduğu Türkiye'de, bir soykırım yaşandığını vurguladı. Hendekçi ayrıca çocuğunun kasıtlı olarak ağlatılıp tehdit edildiğini ve istedikleri şekilde ifade vermeye zorladığını anlattı. 

Özge Elif Hendekçi, çocuğunun birinci ikinci üçüncü dördüncü ve beşinci yaş günlerini maalesef cezaevinde geçirdiğini vurguladı.  

Daha sonra söz alan Afganistanlı savcı Jahangir Jaweed , Taliban'ın Afganistan'da iktidara geldiğinden beri anayasanın askıya alındığını dile getirdi. Jaweed şunları kaydetti: "Şu anda burada Uluslararası İnsan Hakları Günü'nü kutlarken,  ülkemizde hukuk, hak ve özgürlükler yok ediliyor. Afganistan'da şu anda medeni haklar, kadın hakları, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, seçme özgürlüğü, eğitim hakkı, beraat ilkesi, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi, adil yargılanma ilkesi yok. İşkence ve yasadışı gözaltı günlük olaylardan. Taliban yönetimi geldikten sonra devletin temel direği olan yargının adı değiştirildi ve tüm hakimler görevden alındı. Öyle ki mahkemelerimizde hukukçu kalmadı. Ceza muhakemesinin önemli süreçlerinden biri olan soruşturma aşaması ortadan kaldırıldı. Taliban yönetiminin ilk altı ayında 2.000 hakim ve 1.016 savcı görevden alındı, bazıları ise öldürüldü. Avukatlara yönelik eşeklere bindirme, şehirde koşturma gibi çirkin muameleler ve insanlık dışı cezalar tüm ulusu etkiledi. Afganistan ve dünya buna tanıklık ediyor."

Eritreli Gazeteci Kibreab ise Eritre'nin Afrika'daki Kuzey Kore olarak tanımlandığını söyledi. Eritreli gazeteci ve yazar Zekarias Kibreab, ülkesinde yaşanan insan hakları ihlallerinin kelimelerle anlatılamayacağını belirtti. Kibreab, Eritre'de tek adam iktidarının ve korku ikliminin hâkim olduğuna şu sözlerle dikkat çekti: "Orda insanlar kolayca ve sebepsiz yere ölebilirler, birden kaybolabilirler. Yargı ve basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değil. Birleşmiş Milletler'in bildirdiğine göre Eritre'de hâlâ sebepsiz yere hapis yatmakta olan on binden fazla insan var." Konuşmasında haksız yere tutuklanıp hapiste ölen gazetecilerden, yıllardır izi bulunamayan insanlardan, hapisteki çocuklardan ve işkenceye uğrayan arkadaşlarından örnekler veren Kibreab, aynı zamanda onları anmak için de bu programa katıldığını ifade etti.

Programın yapıldığı salonda ayrıca, Almanya'da yaşayan sürgün insanların yaptığı resimlerden oluşan 'özgürlük ve barış' konulu bir sergi de açıldı. 
<< Önceki Haber Weltanwälte Derneği'nden insan hakları ihlalleriyle ilgili... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER