Yargıçlar, Türkiye’nin Amerika’da “Yabancı Egemen Devletler Dokunulmazlık Yasası” olarak bilinen federal yasa uyarınca yabancı ülkelerin bu tür davalarda dokunulmazlığı olduğu yönündeki tezini reddederek, alt mahkemenin kararına Türkiye’nin yaptığı itirazı geri çevirdi.
Anayasa Mahkemesi yargıçları talebin reddedilmesi konusunda bir yorumda bulunmadı.
ABD’de söz konusu yasa, yabancı hükümetlere karşı davalarda Amerikan mahkemelerinin yargı yetkisini sınırlandırıyor.
Alt mahkeme kararı neydi?
Alt mahkemeler, 16 Mayıs 2017’de Türk Büyükelçiliği konutu önünde yaşanan olayların bu kapsamda değerlendirilemeyeceği yönünde karara varmıştı.
Başkent Washington’daki Temyiz Mahkemesi 2021 yılında aldığı kararda, Türk güvenlik ekibi üyelerinin Erdoğan’ı koruma hakkına sahip olmakla birlikte, yaşanan olaydaki eylemlerinin bu istisnayı karşılamadığını belirtmişti.
Türkiye, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı geri çevirmemesinin, ABD’nin yabancı ülkelerle ilişkilerini olumsuz etkileme riski taşıdığı ve “ABD başkanlarını, diplomatlarını ve misyonlarını yurt dışında koruyan Amerikan güvenlik yetkililerinin sahip olduğu dokunulmazlığın aynı şekilde zarar görmesiyle sonuçlanacağını” savunmuştu.
Bir yargıç o gün yaşanan olayı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyareti sırasında, “Türk güvenlik güçlerinin protestocu bir kalabalıkla şiddetli şekilde çatıştığı” ifadeleriyle betimlemişti.
Anayasa Mahkemesi’nin bu adımı davaların görülmeye devam etmesinin önünü açmış oluyor.
Davalarda göstericiler yumruk ve tekme darbesi aldıklarını, kendilerine küfredildiğini, hakaretlerle ve boğaz kesme gibi el-kol hareketleriyle karşılaştıklarını iddia ediyor. Yapılan resmi şikayetlerde bir kadının bayıldığı, nöbet geçirdiği ve bazılarının da travma sonrası stres, depresyon, sarsıntı ve kabus gibi sıkıntılar yaşadıkları bildirilmişti.
Anayasa Mahkemesi, Türkiye’nin bu konuda yaptığı itirazı değerlendirip değerlendirmeyeceği konusundaki kararı aylardır ertelemiş, Biden yönetiminin sunulan hukuki konularla ilgili görüşlerini istemişti.
Adalet Bakanlığı bu kapsamda Anayasa Mahkemesi’ne ilettiği dosyada, Türkiye’nin bu koşullarda dava edilebileceğini belirtmiş ve alt mahkemelerin ABD’nin müttefikinin hukuki dokunulmazlığının olmadığı yönündeki bulgusunda haklı olduğu sonucuna varmıştı.
ABD Adalet Bakanlığı, “yabancı güvenlik personeli yetkilileri fiziksel bir zarardan korumakla ilgili olmayan şekillerde güç konuşlandırdığında, hukuki güvencelerin dışında hareket ettiğini” kaydetmişti.
Türk hükümetini temsil eden avukatlar ne demişti?
Türk hükümetini temsil eden avukatlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvenlik ekibinin tehlikeli olması muhtemel bir durumda devlet başkanını koruduğu için, fiziksel güç kullanılması konusunda takdir yetkisine sahip olduğunu savunmuştu.
Avukatlar bazı protestocuları, “Türkiye’ye yönelik gerçek bir ulusal güvenlik tehdidi teşkil eden ve ABD’nin de yabancı terör örgütü listesinde olan örgütün destekçileri” olarak tanımlamış, bazı göstericilerin PKK bağlantılı olduğunu ileri sürmüştü.
Washington emniyet müdürüyse olayı “barışçı göstericilere yönelik bir saldırı” olarak nitelemişti.