Washington Post, Türkiye'de 23 gazetecinin Twitter üzerinden paylaştıkları mesajlar nedeniyle "terör örgütü üyeliğiyle" suçlandıklarını ve 2 ila 7 yıl arasında hapis cezası aldıklarını belirtti.

Gazetede, "Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimi altında bir tweet suça, sorunlu bir demokrasi de diktatörlüğe dönüşüyor. Yavaş yavaş ama durdurulamaz biçimde aydınlanmış ılımlılığın bir örneği olan ülke, Erdoğan tarafından kasvetli totaliter bir hapishaneye dönüştürülüyor" denildi.

15 Temmuz 2016'da darbe girişiminin hedefindeki Erdoğan'ın basında, hükümette, akademik dünyada ve emniyet güçleri arasında düşman olarak algıladığı kişilere karşı "baskı kampanyası" başlattığı ve bu süreçte 60 bin kişinin tutuklandığı, 150 bin kişinin de işini kaybettiği belirtildi.

Başyazıda Erdoğan'ın ana hedefinin ABD'de yaşayan Fethullah Gülen olduğu ancak Gülen'in suçlamaları reddettiği yer aldı.

'Diktatörlüğün adı konmalı'

Türkiye'nin bir zamanlar bağımsız güçlü bir medyası bulunduğu yorumu paylaşan gazete, "Fakat Erdoğan medya kuruluşlarını kapatarak, bazılarını yeni mülkiyetlere zorlayarak ve kendine yakın yargıçlar ve savcıları kullanarak pek çok cephede kampanya başlattı" dedi.

Başyazıda "Bu davalar Türkiye'nin Batılı demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerinden ne kadar uzağa düştüğünü gösteriyor. Erdoğan memnuniyet içinde Rusya, Çin, Mısır, Küba ve meşruluğun korku ve düşünce kontrolü altında olduğu diğer ülkelerle birlikte yürüyor. Erdoğan'ın diktatörlüğünün adı konmalı. Kulaklarını tıkasa bile, ABD ve diğer ülkeler sesli biçimde protesto etmeli" ifadeleri yer aldı.

Son davalarda gazetecilerin ve editörlerin Twitter'daki mesajları nedeniyle hüküm giydiğini söyleyen gazete, iki gazeteciyi temsil eden avukat Barış Topuk'un "Kanımızca sanıkların üye olmakla suçlandıkları örgütün ismi TTO yani Twitçi Terörist Örgütü olmalı" sözlerine yer verdi.