MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Dolmabahçe'de terörist başının, PKK'nın 10 maddesini kabul edip Meclis'te MHP'nin 4 maddesini kabul etmeyenleri millete havale ettiklerini söyledi. 40 günde verilen 41 şehit ve çözüm süreci altında gelinen noktanın bütün bu sürecin sorumlularının kimler olduğunu gayet açık ve net ortaya koyduğunu belirten Vural, "MHP olarak maalesef dün Adalet ve Kalkınma Partisi ile kurulabilecek bir koalisyonun uzlaşma zemininde belirlediğimiz 4 ilke Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından uygun olmamış, bu şartlar oluşmadığı için de MHP ile Adalet ve Kalkınma Partisi arasında bir koalisyon kurma imkanı ortadan kaldırılmıştır. Bunun sorumluları şüphesiz bu 4 ilke çerçevesinde bir koalisyon oluşturmak istemeyen iradenin olacağı açıktır. Bundan sonraki sürecin sorumlusu ve nasıl oluşacağı konuları doğrudan doğruya Cumhurbaşkanın görev alanı içerisinde olacaktır." dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM'de basın mensuplarına gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 7 Haziran seçimlerinin sayısal sonuçları kadar siyasal sonuçlarının da olduğunu belirten Vural, "Bu siyasal sonuçları itibariyle bakıldığında geldiğimiz bu safhada MHP olarak milli devlet, üniter devlet çözüm süreci altında PKK'yı güçlendiren, muhatap alan; süreç, rüşvet ve yolsuzluk iddiaları, parlamenter demokrasi ile ilgili duruşlarımız MHP'nin topluma verdiği mesajlar olduğu kadar 7 Haziran seçimlerinin siyasi sonuçlarıdır. Takdir edersiniz ki Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti ilkesi çerçevesinde yönetilmesi ve bu çerçeve içerisinde Cumhuriyetimizin kuruluşunun temel ilkelerinin kabul edilmesi, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele etmek aynı zamanda hepimizin sahiplenmesi gereken hususlardır. MHP olarak bu tavrımızı ve ifademizi seçimden sonra belirttik." diye konuştu.
7 Haziran'dan sonra geçen süre içerisinde herşeyin millet önünde cereyan ettiğini anlatan Vural, "Gerçekten 7 Haziran'dan bu yana oluşan bu irade maalesef Saray entrikaları ile karşı karşıya kalmıştır." dedi. MHP olarak süreçte açık ve net olarak mesajlarını ilettiklerini vurgulayan Vural, "CHP ile Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kırmızı çizgisi olmadığını iddia eden bu partilerin bir araya gelerek çözüm eksenli görüşlerinde topluma ne vaat edeceklerini açık yüreklilikle ifade etsinler dedik. Çözüm çözüm diyerek yola çıkanların bir koalisyon kurmak suretiyle bu çözümün ne olduğunu vatandaşa iletmelerini istedik. Davutoğlu'na fırsat verdik. Seçim neticesinde 'başkanlık sistemi artık yok, parlamenter demokrasi var' demişti. O zaman parlamenter demokrasiye sahip çıkan, parlamenter demokrasiye müdahale niteliğindeki fiili durumları reddetme imkanı vermiştik. Rüşvet ve yolsuzlukla ilgili bütün iddiaları Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu iddialardan arınması için kendilerine yeni bir fırsat vermiştik. Ama maalesef bu fırsatı Adalet ve Kalkınma Partisi kullanmadı. Çözüm süreci adı altında PKK'yı güçlendiren, alan hakimiyeti oluşturan bu sürecin geldiği bu boyutta akan gözyaşları, akan kan, bunun sorumluluğunu elbette kimlerin üstlenmesi gerektiğini ifade ettik. Bu sorumlu olanların bu politikadan vazgeçmeleri gerektiğini ifade ettik. Bütün bunları ifade ederken maalesef bu zeminde Adalet ve Kalkınma Partisi ile bu zeminde bir koalisyon kurma zemini oluşmamıştır." şeklinde konuştu.
"BUNUN SORUMLULARI ŞÜPHESİZ BU 4 İLKE ÇERÇEVESİNDE BİR KOALİSYON OLUŞTURMAK İSTEMEYEN İRADENİN OLACAĞI AÇIKTIR"
Bugün gelinen noktada AK Parti'nin yaptığı tercih ile HDP'yle yapılan Dolmabahçe mutabakatına sadık kalacağını ve 10 emre harfiyen uyacağını deklare ettiği hatırlatan Vural, "Çözüm süreci adı altında çözülme sürecine açık kapı bıraktığını itiraf etmiştir. Demokrasimize, parlamenter demokrasimize fiili durum yaratarak bir darbeci zihniyetin müdahalelerine kapı aralamıştır. Sağlık Bakanı'nın 'Cumhurbaşkanı yerine başkan seçseydik bu kaos olmayacaktı' tehdidi bu koalisyon görüşmelerin akıbeti hakkında bize yeterince ipucu vermektedir. Maalesef rüşvet ve yolsuzluk bu şebekelerin hükümeti esir almasından, terör örgütünün hükümeti esir almasından yana bir tavır oluşturulduğu gayet açık ve nettir. Millet iradesi mi yoksa Saray iradesi mi, milletin mesajı mı yoksa Sarayın mesajı mı? Maalesef bu noktada Saray iradesi ve Sarayın mesajı bu sürecin sorumlusunu ve bu süreç içerisinde kendilerine verilen sorumluluğu yerine getirmeyenlerin kim olduğunu gayet açık ve net ortaya koymakta. Dolmabahçe'de terörist başının PKK'nın 10 maddesini kabul edip Meclis'te MHP'nin 4 maddesini kabul etmeyenleri milletimize havale ediyoruz. 40 günde verilen 41 şehit çözüm süreci altında geldiğimiz bu noktada bütün bu sürecin sorumlularının kimler olduğunu gayet açık ve net ortaya koymaktadır. MHP olarak maalesef dün Adalet ve Kalkınma Partisi ile kurulabilecek bir koalisyonun uzlaşma zemininde belirlediğimiz 4 ilke Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından uygun bulunmamış, şartlar oluşmadığı için de MHP ile Adalet ve Kalkınma Partisi arasında bir koalisyon kurma imkanı ortadan kaldırılmıştır. Bunun sorumluları şüphesiz bu 4 ilke çerçevesinde bir koalisyon oluşturmak istemeyen iradenin olacağı açıktır. Bundan sonraki sürecin sorumlusu ve nasıl oluşacağı konuları doğrudan doğruya Cumhurbaşkanın görev alanı içerisinde olacaktır." açıklamasında bulundu. CİHAN