Vücudun doğal kliması terleme, önlenmeli mi?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Temmuz 6 2022
Samanyoluhaber.com yazarı Akademisyen Esra Büyükcombak bu haftaki yazısında 'Vücudun doğal kliması terleme, önlenmeli mi?' sorusunu cevaplıyor
ESRA BÜYÜKCOMBAK 
Akademisyen (Genetik ve Biyoloji Mühendisliği)


Yaz sıcakları ve nemle birlikte çok fazla terliyor ve sıvı alma ihtiyacı duyuyoruz. Zaman zaman terlediğimiz için sıkıntıya girip söyleniyoruz belki, hatta çok önemli bir nimet olduğunu unutabiliyoruz. Biz uyurken bile çalışmaya devam eden terleme mekanizması ömür boyu devam eden biyolojik bir durumdur. Terleme, gün içinde fazla hareketle ve havanın ısınmasıyla artar. 


Vücudumuzdaki fonksiyonların sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi ve hayatın devamlılığı için beden sıcaklığının belirli bir derecede sabit tutulması gerekir. Bedenimizin doğal kliması olarak yaratılmış ter bezleri sayesinde vücut ısısı 37 derecede sabit tutularak hararet önlenir. Terlemedeki bir diğer hikmet vücudumuzun su, tuz ve mineral dengesinin sağlanmasıdır. Deri yüzeyinden buharlaşarak sağlanan bu denge ile cildimizin aşırı kuruması önlenir, karaciğerle birlikte böbreklerimizin yükü hafifler. Üre, ürik asit, tuz ve diğer zararlı maddelerin atılmasını sağlayarak bu organları desteklemiş olur. Ekrin ve apokrin olarak iki çeşit yaratılmış olan ter bezlerinden ekrin bezleri koku vermez. Apokrin adı verilen büyük bezler ise kişinin kendisine has bir koku yayılmasına neden olur. Hatta köpeklerin, sahiplerini tanımalarında bu kokunun etkisi vardır.


Terlemenin başka bir faydası da, bakteri önleyici olan antibakteriyel dermisidin denilen bir protein zinciri içermesidir. Antibiyotik özelliği olan bu zincir, deride bakterilerin hakimiyetine engel olma ve enfeksiyonlarla mücadele için yaratılmıştır. Ter içeriğindeki 373 uçucu bileşik, kişiye özgü oranlardadır ve parmak izi gibi benzersizdir. Yani sağlığımız, duygularım

Bu haberler de ilginizi çekebilir