Sayın Gül'ün özü ve sözü birdir-İzle

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'den cumhurbaşkanı adayı Kayseri Milletvekili Abdullah Gül'e inandıklarını ve güvendiklerini söyledi.

Sayın Gül'ün özü ve sözü birdir-İzle

Erdoğan, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından parti genel merkezinde toplantıya ilişkin açıklamalarda bulundu. Toplantıda, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin son gelişmeleri değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''22 temmuz genel seçimlerini nasıl olgunlukla tamamladıysak, Cumhurbaşkanlığı seçimini de aynı demokratik nezaket ve olgunlukla tamamlayacağız. AK Parti olarak başından beri bu konuda azami gayret ve özeni gösterdik, gösteriyoruz. Adayımız Sayın Abdullah Gül'e inanıyoruz ve güveniyoruz. Abdullah Gül kardeşim bilgisi, tecrübesi, donanımı, kariyeri, karizması, içerde ve dışarda gördüğü itibar ve hüsnü kabul ile bu yüce makamı layıkıyla temsil edecek devlet adamıdır. Anayasamızda belirtilen nitelikleri taşımanın yanı sıra kişisel özellikleriyle cumhurbaşkanlığı için ideal bir adaydır. Geçmişte başbakanlık dahil birçok önemli görevlerde bulundu. Gerek yurt içinde üstlendiği bakanlık görevleri gerek yurt dışındaki Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu'ndaki görevlerini başarıyla yürütmüş, ülkemize milletimize büyük hizmetlerde bulunmuştur. Seçildiği takdirde kendisine destek verenler kadar vermeyenleri de kucaklayacağından, tarafsızlık ilkesine uygun olarak hiçbir ayrıma gitmeksizin tüm fertleri bir ve bütün olarak temsil edeceğinden kimse şüphe duymamalıdır.'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 60. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Bakanlar Kurulu listesini yarın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e sunacağını bildirdi. Erdoğan, partisinin Merkez Yürütme Kurlu (MYK) toplantısının ardından AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, şunları kaydetti: ''Bununla ilgili olarak ben de istişarelerimi yapıyorum. 59. dönemdeki eksiklerimiz nelerdi ve bu eksiklerimizi bu dönemde nasıl doldurabiliriz, hangi isimlerle doldurabiliriz? Bu konuda müzakerelerimi yaparken, benim için önemi hiçbir zaman ihmal edilmeyecek olan Merkez Yürütme Kurulum ile de bugün görüşmelerimizi yaptık. MYK'daki arkadaşlarımın hepsinin tek tek kanaatini aldım ve bu kanaatleri de bugün yarın değerlendirip Sayın Cumhurbaşkanımıza çıkarken de bu şekilde oluşan listemi, kendilerine, zat-ı devletlerine takdim edeceğim. Temennim odur ki yeni hazırlayacağımız listeyle oluşan kabine, inşallah 60. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak ülkemize, milletimize çok daha farklı, çok daha atak bir hükümet olarak hizmet verir ve farklı bir tecrübeye de sahip olan bu kabinemiz, inanıyorum ki ülkemizi o beklediğimiz sıçramayı gerçekleştirmek suretiyle muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmada artık, fersah fersah o beklediğimiz adımları da atar. Ben hayırlı olsun diyorum.'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hızını yavaşlatacak tek engelin, toplumsal barışı zayıflatmak, huzur ve istikrarı bozmak olduğunu ifade ederek, ''Bu kritik aşamada hepimize düşen sorumluluklar var. Birlik ve beraberliğimizi her şeyin üstünde tutmak mecburiyetindeyiz. Ben buna büyük uzlaşma diyorum. Böyle bir uzlaşma, ancak ortak hedef ve değerler etrafında sağlanabilir'' dedi. Erdoğan, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından parti genel merkezinde yaptığı açıklamada, AK Parti'den cumhurbaşkanı adayı olan Kayseri Milletvekili Abdullah Gül'ün uzun siyasi geçmişi boyunca hep göz önünde olduğunu, milletin güvenini kazandığını ifade etti. Gül'ün, adaylığı ilk gündeme geldiğinde de bugün de hem içeride, hem dışarda büyük bir hüsnü kabul gördüğünü vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yurt dışındaki bütün dostlarımızdan, bütün siyasi liderlerden de bu noktada yaptığımız telefon görüşmelerinde hep aldığımız takdirdir ve buna yönelik memnuniyettir. Halkımızın kendisine meydanlarda verdiği destek çok anlamlıdır. İyi niyet sahibi herkes bilmektedir ki Abdullah Gül'ün özü ve sözü birdir. Bugüne kadar edindiği devlet tecrübesiyle ihtiyat ve hassasiyetlerini çok iyi bildiği kurumlarımızın eş güdüm ve uyum içinde çalışmasına katkıda bulunacaktır. Anayasamızda demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlanan Cumhuriyetimizin temel niteliklerini güçlendirmek, Atatürk'ün işaret ettiği çağdaşlaşma hedeflerini takip etmek için çalışacaktır.'' Türkiye'yi pistin ucuna kadar gelmiş bir jet uçağına benzeten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Büyük bir sıçramanın eşiğinde bulunuyoruz. Adeta lastikleri pistten kestiğimiz take off'a (kalkış) geçtiğimiz andan itibaren Türkiye'yi tutmak artık mümkün değildir. Her zaman söylediğim kişi başına 10 bin dolar milli geliri yakalamak bizim için bundan dolayı çok ama çok büyük bir önem taşıyor. Türkiye'yi 4 yıl 9 ayda nasıl bu noktaya getirdiysek, bundan sonra da aynı birlik ve beraberlik ruhu içerisinde başarabiliriz. Ben bu noktada önümüzde hiçbir engel tanımıyorum, bunları aşarız. Baştan beri ifade ettiğim bütün hususlar aynı zamanda bizim AK Parti olarak yeni seçilecek cumhurbaşkanımızdan talep ve beklentilerimizdir. Biz Abdullah Gül'ün bu beklentilerimizi karşılayacağına da inanıyoruz. Abdullah Gül Bey, Türkiye'nin tüm beklenti ve hassasiyetlerine göre davranabilecek basiret ve duyarlılığa da sahiptir. Bana göre hızımızı yavaşlatacak tek engel, toplumsal barışımızı zayıflatmak, huzur ve istikrarımızı bozmaktır. Bu kritik aşamada hepimize düşen sorumluluklar var. Birlik ve beraberliğimizi her şeyin üstünde tutmak mecburiyetindeyiz. Ben buna 'büyük uzlaşma' diyorum. Böyle bir uzlaşma, ancak ortak hedef ve değerler etrafında sağlanabilir. Bizim ortak hedefimiz güçlü ve müreffeh bir Türkiye idealidir. Gelin Cumhuriyetimizin temel nitelikleri, milletimizin değerleri ve gelecek hedeflerimiz etrafında birleşelim. Kimse kimseyi dışarıda bırakmasın. Büyük uzlaşmayı sağlayamamak, Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülüktür.'' ''BİRİNİ BEĞENİP, DİĞERİNİ DIŞLAMAK GİBİ BİR ANLAYIŞ YOK'' Milletin iradesinin 22 Temmuz'da sandıkta tecelli ettiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''Türkiye'nin önünde ak bir sayfa daha açılmıştır. Bütün siyasi partilerimiz milletimizden aldıkları temsil yetkisini TBMM çatısı altında kullanmalıdır. Nihayet demokrasi millet iradesini esas alan bir rejimdir. Siyasi aktörler, milletin verdiği yetki kadar söz sahibi olabilir. Bundan fazlasını istemek, ya da bundan azına razı olmak millete rağmen iş görmektir. Benim seçim sürecinde ısrarla 'uzlaşma demokratik usullere olur' derken, kastettiğim şey işte budur. Bir demokratik nezaket içinde kapımızı herkese açık tutmaya çalıştık. Elimizi herkese uzatmaya devam edeceğiz. Meclis Başkanlığı seçimlerinde izlediğimiz yöntem her çevrede kabul gördü. Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı yöntemi izledik, izliyoruz. Abdullah Bey bütün siyasi partilerden randevularını talep etti, verenlere ziyaretlerini gerçekleştirdi, gerçekleştiriyor. Sivil toplum örgütlerinden bizim görüşlerimizi paylaşan paylaşmayan hepsini tek tek ziyaret etti, ziyaret ediyor, ziyaret edecek. Birini beğenip, diğerini dışlamak gibi bir anlayış yok. İlkeli bir duruş ortada vardır ve bu süreç devam etmektedir. Şu ana kadar Sayın Abdullah Gül'den başka bir aday çıkmadığını görüyoruz. Ancak Anayasal takvim işliyor. Önümüzdeki günlerde diğer siyasi partilerden de adaylar çıkabilir. İnanıyorum ki birlik ve beraberliğimiz, huzur ve istikrarımız cumhuriyetimiz ve demokrasimiz bu süreçten daha da güçlenerek çıkacaktır. Ben demokratik olgunluk içinde yapacağımız cumhurbaşkanlığı seçiminin milletimize, ülkemize şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.'' AK Parti genel BAşkanı ve BAşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, parlamenter sistem içerisinde icrası Anayasa ve yasalarla belirlenmiş bir devlet olduğuna işaret ederek, ''Yani bu devletin başına kim nasıl gelecek bu Anayasa'da, yasalarda bellidir. Dolayısıyla siz bu ülkede başbakanlık yapacaksınız, bakanlık yapacaksınız, 1992'den bu yana parlamenterlik yapacaksınız, AP'de Türkiye'yi temsil edeceksiniz, hiçbir şey yok... Ama gündem cumhurbaşkanlığı olunca, kalkıp siyasi etiğe yakışmayacak şekilde kalkıp cumhurbaşkanı adayı olan parlamentonun bir mensubuna, bu yakıştırmaları yapacaksınız'' dedi. Erdoğan, AK Parti MYK toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak, ''Büyük uzlaşma ifadeniz muhalefete çağrı mıdır'' sorusu üzerine, şunları söyledi: ''Tabii, 'uzlaşma' deniliyor da... Uzlaşma nedir sorusuna kimse şöyle gerek lügat anlamıyla, gerek daha geniş... Yani geçmişlerin ifade ettiği gibi 'efradını cami, ağyarını mani' gibi bir tanım kimse getirmiyor. Biz de diyoruz ki, böyle bir tanım getirelim. Yani uzlaşma, benim istediğimi karşı tarafın kabul etmesi mi, yoksa demokrasilerde halkın size vermiş olduğu yetki çerçevesi içinde karşınızdakilerle konuşup bir ortak aklı oluşturma mı? Olaya böyle bakmak lazım. Biz, tabii, ikincisini kabul ediyoruz. Aksi takdirde yani parlamento içinde sizin belli bir miktarda halkın verdiği bir yetki var, bu yetki ile siz dayatacaksınız, nereye halkın çok çok fazla yetki verdiği bir gruba... E, bunun adı uzlaşma arayışı olmaz. İşte asıl dayatma bu olur.'' ''BİZ BİR ÜLKE YÖNETİYORUZ'' Kendilerinin nezaket göstererek, halkın yüzde 46.7 oy verdiği bir parti olarak CHP'den randevu istediğini, konuşmak istediğini, ancak ertesi gün hala kendilerin cevap verilmediğini belirten Başbakan Erdoğan, ''Bunun adı, kalkıpta bir uzlaşma arayışı olmaz'' dedi. Diğer siyasi partilerin, istedikleri randevu taleplerine ''olgunlukla karşılayıp yanıt verdiğini'' anlatan Başbakan Erdoğan, bu partilere ziyaretlerin Cumhurbaşkanı Adayı Abdullah Gül tarafından yapıldığını anımsattı. Bütün bu ziyaretler gerçekleşirken, bir önceki günden yapılan randevuya yanıt verilmediğini söyleyen Erdoğan, ''Kusura bakmayın da biz bir ülke yönetiyoruz, kabile yönetmiyoruz. Onun için de işimiz var, atacağımız adımlar var. Bütün sivil toplum örgütleri dolaşılacak, bütün bunların kanaatleri alınıyor'' diye konuştu. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Ortak akıl oluşturulmaya çalışılıyor. Bütün bunlardan sonra yapılan açıklamaları gördünüz. Yapılan açıklamalarda bir duygusallık egemen. İnsan, tabii ki, buna üzülüyor. Bunlar seçim öncesi kullanılan ifadelerin aynısı. Değişen hiçbir şey yok. Seçim öncesinde ne söylendiyse, bugün yine aynı şey söyleniyor. O bakımdan, biz 'yapacağımız çok iş var' diyoruz. Onun için büyük uzlaşma ifadesiyle bu şekilde ortaya koyuyoruz.'' İKİ YENİ DEVLET BAKANLIĞI Başbakan Erdoğan, bakanlık sayısının artırılacağı ve kabine revizyonuna ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi: ''Devlet bakanlıklarında 2 bakanlık artırmayı düşünüyoruz ama bunun dışında icracı bakanlıklarda görev dağılımlarında bazı değişikliklere gitmeyi planlıyoruz. Tabii, şunu bu anda yapmamız mümkün değil. Kabine oluştuktan sonra icracı bakanlıklardaki değişiklikleri yapma imkanımız oluyor. Onun için bazılarında tezkere gerekiyor, bazılarında belki yasa değişikliği gerekiyor. Bunlarla ilgili çalışmalar yapıldı ve yeni kabine oluştuktan sonra onun da adımlarını atacağız. Ona göre de bakanlıklardaki fonksiyonları çok daha farklı hale getireceğiz.'' Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde CHP'nin bazı açıklamalarda bulunduğunu ifade eden bir gazetecinin, bu ''bu gerginliği bir sıkıntı yaratıp yaratmayacağı'' sorusuna da Erdoğan, ''Bizim böyle bir gerginlik diye bir anlayışımız yok. Böyle bir şeyin ne beklentisi ne hazırlığı içindeyiz. Bunun beklentisi içinde olan maalesef her zaman olduğu gibi anamuhalefet partisi...'' dedi. Daha önce kendisi cumhurbaşkanlığına aday olmadığı halde CHP'nin ve temsilcilerinin, ''adaylığını geri çeksin'' dediğini kaydeden Başbakan Erdoğan, ''Daha sonra Abdullah Bey'in adaylığı çıktığında da bu defa Abdullah Bey'e nasıl yüklendiklerini gördük. Şu anda yine aynı şekilde bu yüklenmeler devam ediyor'' dedi. ''KENDİLERİNE KAYBETTİRİR'' Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Parlamenter sistem içerisinde icrası Anayasa ile belirlenmiş, yasalarla belirlenmiş bir devletiz. Yani bu devletin başına kim nasıl gelecek bu Anayasa'da, yasalarda bellidir. Dolayısıyla siz bu ülkede başbakanlık yapacaksınız, bakanlık yapacaksınız, 1992'den bu yana parlamenterlik yapacaksınız, AP'de Türkiye'yi temsil edeceksiniz, hiçbir şey yok... Ama gündem cumhurbaşkanlığı olunca, kalkıp siyasi etiğe yakışmayacak şekilde kalkıp cumhurbaşkanı adayı olan parlamentonun bir mensubuna bu yakıştırmaları yapacaksınız. Bunlar çok çirkin, bunlar hoş şeyler değil... Ve yani artık yıllara sarih bir geçmişi olan bir partinin mensupları olarak CHP'nin bu tür ifadeleri kullanması, Türkiye'ye ve Türk Milleti'ne bir şey kaybettirmez, kendilerine kaybettirir. Biz asla bu anlayış içinde değiliz, onların kullandığı ifadelerle onlara cevap verme niyetinde değiliz. Biz, sadece bu milletin hizmetkarıyız. Bu millete hizmet etmek bizim için güzelliklerin en güzeli olur. Onun için de şu anda biz yolumuza bu kararlılık, bu anlayış içinde, bu kucaklama anlayışı içinde yürümeye kararlıyız. Bizim, Meclis Başkanlığı noktasında, Sayın Toptan ziyaretinde oralara alternatif isimlerle gidilmedi ki. Sayın Toptan gitti, kendilerine nezaket ziyaretini yaptı. Ondan önce arkadaşlarımız aynı şekilde kendilerini ziyaret etti. Bir düşünceniz var mı yok mu? Bunu sordular. Bu defa da Sayın Gül kendilerini ziyaret etti. Hatta Sayın Gül'ün bu ziyareti, bunlar tamamlandıktan sonra, ben randevu veren partiler olursa kendim gider onlarla ayrıca görüşmelerimi yaparım, yapacağım. Yani bu da ayrı bir mesele. Kapılar açık tutulursa bu olur, kapılar açık tutulmazsa biz de bunu yapamayız.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 60. Hükümet'in kurulmasıyla ilgili olarak, ''Bir takım kuruyorum. Kurduğum takımla bir oyun ortaya koymam lazım. Bu kolektif oyunu da başarıyla sürdürebilmem için kimi nereye monte edeceğimi en iyi benim bilmem gerekir'' dedi. Erdoğan, ''Eğer onu başaramazsam zaten, daha baştan yanlış adım atmış olurum. İnanıyorum ki, bunları Sayın Cumhurbaşkanımız da anlayışla karşılayacaktır'' diye konuştu. AK Parti'nin MYK toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, ''Abdullah Gül'ün 'Cumhurbaşkanı adaylığı sizin hakkınızdı' sözlerine yanıtınız ne oldu'' şeklindeki sorunu şöyle yanıtladı: ''Hani bizim son gece dediğimiz olayda, orada da sayın Gül aynı şeyi söylemişti. 'Sizin hakkınız, oraya siz layıksınız' demişti. Ben de kendilerine, bu yola çıkarken bazı ilkelerim var. Bu ilkelerin birincisi, bir defa partimizi bir dünya markası haline getirmek ve partimizle beraber bu hizmet sürecini süratle sürdürebilmek... Şu anda ilk sınavdayız. İnşallah bu sınavı da başarıyla vermek istiyoruz. Zaten tüzüğümüzde genel başkanın, milletvekilliği bütün bunların süresi belli. 'Bu süreç içerisinde biz ne kadar milletimize hizmet edersek o kadar mutlu oluruz. Baki kalan bu kubbede hoş bir seda' demiştik. Yaptığım müzakereler neticesinde arkadaşlarım, eğer 'siz olmayacaksanız, biz Abdullah Gül beyi görmek istiyoruz' demişlerdi geçen dönemde. Gerek tüm milletvekili arkadaşlarım gerek teşkilatımız, hepsiyle görüşmeler yaptım ve bundan dolayı 'hayırlı olsun' dedik kendilerine. Böylece süreci başlatmıştım. Şimdi bu dönemde de bu sürece başlarken zaten kamuoyunda oluşan bir hava var. Kamuoyunda oluşan bu havayı da bütün milletvekili arkadaşlarım gördüler, yaşadılar, yaşıyorlar. Teşkilatım aynı şekilde yaşadı, yaşıyor. Dolayısıyla, herkes, eğer demokratik bir anlayış içinde hareket edeceksek ve Cumhurbaşkanlığı makamını da çok güçlü bir tabana dayanmasını, oturmasını istiyorsak ve burada da demokrat davranacaksak o zaman tabii hakkı da sahibine teslim etmemiz gerekirdi. Onun için tekrar hayırlı olsun...'' Erdoğan, daha sonraki bir dönemde Cumhurbaşkanlığı'nı düşünüp düşünmeyeceği sorusunu, ''Şu anda gündemimizde bu dönem var. Bu dönemi hayırlısıyla bir aşalım ama ondan sonraki süreçte bizim tüzüğün bağlayıcı bazı kuralları var. O bağlayıcı kurallar ne getirir ne götürür onu zaman içinde göreceğiz. Şu anda bizim atacağımız adım sadece. İnşallah, yeni kabine ve Sayın Cumhurbaşkanımızı parlamentoda seçmek... Ondan sonraki süreçte de 5 seneyi götürmek'' diye yanıtladı. Başbakan Erdoğan, ayrıca diğer bir hedefin de yerel ve genel seçimlerden başarıyla çıkmak olduğunu kaydetti. Yabancı liderlerle yaptığı telefon görüşmelerinde Gül'ün adaylığıyla ilgili ne tür yaklaşımlar gösterildiğinin sorulması üzerine, Erdoğan, seçimlerden sonra kendisini tebrik için arayan liderlerin, bu konuyu da gündeme getirdiklerini söyledi. İster istemez görüşmelerde bu konunun da gündeme geldiğini anlatan Erdoğan, Abdullah Gül'ün yurtdışında tanındığı için Cumhurbaşkanlığı'na ilişkin temenni görmenin kendisini mutlu ettiğini belirtti. Erdoğan, ''Bunlar süreci hızlandıracak. Türkiye'nin dünya ülkeleri arasındaki konumunu güçlendiriyor. Yani AB sürecinde çok daha etkin çalışma yapabileceğiz. Bu süreç içindeki çalışmalarımızın kat be kat artmasına bu vesile olacaktır'' diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde liderleri ziyaret edip etmeyeceği sorusuna Erdoğan, ''Bizim, yani siyasi partiler arasındaki ziyaretlerle alakalı olanı söylüyorum. Bu süreçle ilgili değil'' dedi. ''CUMHURBAŞKANIMIZ ANLAYIŞLA KARŞILAYACAKTIR'' Erdoğan, ''Cumhurbaşkanı'nın, sunulacak kabinede bazı isimlere itirazı olursa nasıl bir tavır alacakları'' sorusunu şöyle yanıtladı: ''Şu anda Cumhurbaşkanı seçiminin tam gündemde olduğu bir sırada biz kabineyi Sayın Cumhurbaşkanımıza sunacağız. Tabii, Cumhurbaşkanımızın tavrı ne olur ne olmaz, kestiremem, bilemem. Fakat seçilmişlerden oluşan bir kadro sunacağım. İnanıyorum ki, Sayın Cumhurbaşkanımız da sunacağım kabineyi, onlar da zaten bu noktada bizim haklı bir talebimiz olarak, çünkü onlarla biz çalışacağız. Bunlar atanmış memur değil, seçilmiş insanlar ve bu seçilmişlerden oluşan insanlar olduğu için burada bir takım kuruyorum. Kurduğum takımla bir oyun ortaya koymam lazım. Bu kolektif oyunu da başarıyla sürdürebilmem için kimi nereye monte edeceğim noktasında herhalde bunu da en iyi benim bilmem gerekir. Eğer onu başaramazsam, zaten, daha baştan yanlış adım atmış olurum. İnanıyorum ki, bunları Sayın Cumhurbaşkanımız da anlayışla karşılayacaktır.'' Erdoğan, bir başka soru üzerine Anayasa değişikliği paketiyle ilgili referandum sürecinin işlediğini söyledi. Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, ''Sayın Gül için 'özü ve sözü bir insandır' dediniz. Bunu niye vurgulama ihtiyacı duydunuz'' sorusuna ''Ben size çok teşekkür ediyorum. Özü ve sözü birdir'' karşılığını verdi. ''EĞER DEMOKRASİDEN TAVİZ VERECEK OLURSAK...'' Demokratikleşme konusunda atılacak adımlara yönelik bir soru üzerine Erdoğan, her şeyin atbaşı gideceğini ifade ederek, ''Onun için her zaman şunu söylüyoruz. Daha ileri demokrasi...'' dedi. ''Daha ileri demokrasi gerçekleştiği oranda ekonominin daha güçlü olacağını'' ifade eden Erdoğan, ''Eğer demokrasiden taviz verecek olursak, demokraside geri kayma ve patinaj olacak olursa, bu ekonomiye sirayet eder. Ekonomide bunun bedelini ağır öderiz. Onun için buradaki hassasiyetimiz çok önemli. Atbaşı bunların götürülmesi lazım ki şu andaki demokrasideki kazanımlarımız daha ileri olsun'' diye konuştu. Bunu başarmakta kararlı olduklarını anlatan Erdoğan, Kopenhag siyasi kriterlerinde önemli mesafe aldıklarını, şimdi de Maastricht kriterleri sürecinde olunduğunu belirterek, ileriye dönük adımların atıldığını kaydetti. Eski TBMM Başkanlarından Hüsamettin Cindoruk'un ''Anayasa değişikliği referanduma gideceği için bu parlamento Cumhurbaşkanı'nı seçemez'' şeklindeki yorumunun hatırlatılması üzerine, Erdoğan, ''O, sayın Cindoruk'un düşüncesidir. Bundan başka söyleyecek hiçbir şeyim yok'' yanıtını verdi. ANKARA'DAKİ SU SIKINTISI Ankara'da yaşanan su sıkıntısına ilişkin soruyu yanıtlarken de Erdoğan, burada stratejik bir yanlışın yapıldığını söyledi. ''Duruma el koymak'' gibi bir değerlendirmenin yanlış olacağını belirten Erdoğan, bir belediyeci olarak, aslında Ankara'nın su sıkıntısı olmadığını düşündüğünü ifade etti. Geleceğe yönelik dünyadaki kuraklık sürecinin sürmesi halinde bunun altından kalkmanın, belediye başkanı ya da devletin anında halledeceği bir iş olmadığını belirten Erdoğan, ''Sayın Gökçek ile oturduk, konuştuk. Bütün rezervleri kendisinden istedim. Asgari 4-5 aylık, şu anda Ankara'nın su rezervi var. Yani burada belki de kesinti uygulamasına girilmemiş olsa bu panikleme olmayacaktı. İşte bunu tabii Melih Bey de kabul etti. Yani 'orada bir hata yaptık' dedi'' şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, su konusunda ilgililerle bir zirve yapmayı planladığını kaydetti. AA
<< Önceki Haber Sayın Gül'ün özü ve sözü birdir-İzle Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER