Eğer...
İnanın size şenlikli, bayramın ruhuna uygun bir yazı yazma düşüncesinde idim. Belki de muhatabın laf anlamamasının verdiği bir bıkkınlıkla, 'ne desek boş!' teslimiyetiyle girmeyecektim bu konulara ama durmuyorlar ki birader! Bu nasıl bitmez bir alerjidir, nasıl teskin edilmez bir nem kapmaca ve yamultmacadır anlayabilene aşk olsun!
Andıç ve ulak medyasından bahsediyorum şüphesiz.
Hani insan hiç olmazsa kutsal
Ramazan Bayramı'nda kinlerini, karşıtlıklarını, alerjilerini frenlemelerini,
kontrol altına almalarını bekliyor. Ama nafile!
Tamam, bayram günü '
Ramazan Bayramı'nın ruhu' ile ilgili yazılardan filan bahsetmelerini istemiyoruz. Ama insan en azından 'Tarikat Cinayetleri' adı altında dizi yayınlamaktan biraz haya etmez mi? Başarılı bir doktora Ramazan'ın son günü, 'Ameliyattaki hastayı bırakıp oruç açmaya gitti' diye bühtan atarken, vicdanı titremez mi?
Etmiyorlar ve vicdanları titremiyor!
Kendini savunan cerrah doktorun şu cümlesine takıldım ben: 'Yaptığım son derece normal bir şey, dünyanın her yerinde on saat süren ameliyatlarda hekimlerin biyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için 15-20 dakika ara verilir. Eğer öğle yemeği için ara verseydim haber yapmazlardı.'
İşte bu eğer beni alıp 2005 yılına götürdü…
Damir Niksic Boşnak bir sanatçı. Amerika'da yaşıyor ve özellikle Batı'nın İslam âlemine bakışını kara mizah ile alışıyla biliniyor.
Sanatçının
'If I Wasn't Muslim/ Eğer Müslüman olmasaydım' başlıklı kara mizah video çalışması durumu ne kadar da enfes anlatıyordu:
"Eğer Müslüman olmasaydım
Eğer Müslüman doğmamış olsaydım; hayat daha eğlenceli olurdu! Toprağımda refah içinde yaşayabilirdim ve hatta daha büyük bir ev inşa edebilirdim.
Ara sıra bir fare gibi kaçmak, saklanmak zorunda kalmazdım.
Eğer Müslüman olmasaydım; komşularım evimi ateşe vermezdi, dikenli tellerle çevirmezlerdi ve ben terör (korkusu) içinde yaşamazdım.
Kitaplar sana Avrupa tarihinde bir hata olduğunu söylemezdi. Kendimin aptal, geri zekâlı, senin için tehdit ve ilkel bir yaratık olmadığımı ispatlamak zorunda kalmazdım…
Ve hayatınızdan uzak hor görülen biri olmazdım…
Akrabalarımın isimlerinden ve kimsenin anlamadığı bir dille konuştuğum tanrımdan utanmazdım.
Geleneklerim Hıristiyan komşularımı ve arkadaşlarımı rahatsız etmezdi…
Beslenme tarzım, takkem, Ramazan Bayramı, hilali ve yıldızlar…
Biliyorum; bayram asla Noel yahut Paskalya gibi ünlü, çağdaş, havalı, batılı ve seküler olmayacak!
Eğer Müslüman olmasaydım; sıradan bir Slav ismine sahip olsaydım, sünnet bile olmasaydım, yumurtamı domuz jambonlu yiyebilseydim, kabullenilirdim…
Avrupa'yla bütünleşir ve bundan hoşlanırdım… Şamar oğlanı olmazdım… Eğer bir Hıristiyan olsaydım; benim de insan olduğumu ispatlamama gerek bile kalmazdı.
Eğer Hıristiyan'san; ne giyersen giy ve ne yaparsan yap, her zaman medeni birisin!
Fakat eğer bir Müslüman'san; senin için sempati duyulmasını sağlamak gerçekten çok zordur! Seni gerçekten kimse sevmez, gerçekten kimse öpmez, kimse senin düşüncelerini duymak istemez…
Eğer Müslüman olmasaydım ki; eğer Hıristiyan dünyasının bir parçası olsaydım, Avrupa benim sevgili yuvam olurdu!
Neler olacağından kaygı da duymam gerekmezdi…
Yeniden ayakta durabileceğimden, kimliğimi tanımlamam için pantolonumu mu indireceğimden…
Sadece bir Müslüman olduğum için..! (Bütün bunlar)"
Hadi yıllarca
Sırp zulmü altında inlemiş, soykırıma uğramış bir Boşnak Müslüman'ın bunları söylemesini anlarız, peki ya Müslüman olan bir ülkede Andıç Medyası'nın ve birtakım üst düzey zevatın benzer vicdansızlığına düçar olmasını nasıl açıklayacağız?
Merak edenler için sanatçının web sitesini vereyim:
www.damirniksic.com
Bahsi geçen videoyu ise;
http://video.google.com/ adresinden izleyebilirsiniz.
Kimliğinden dolayı insanların horlanmadığı, üzerine gidilmediği daha güzel Ramazanlar ve bayramlar dileyerek noktalayalım yazımızı…