40 yıllık dost gibi... - Video

İkbal Gürpınar ve Ceren Abdullah'tan sonra 'Kimse Yok mu' bayrağını Türk halk müziği sanatçısı Şükriye Tutkun devraldı.

40 yıllık dost gibi... - Video

Kendine has üslubu ve sunumuyla kısa sürede izleyicinin gönlüne girmeyi başaran Tutkun, "Hep hayalimde böyle bir programı sunmak vardı, çok mutluyum." diyor. Şükriye Tutkun'un sesinden Kimse Yok mu'nun jenerik filmi... 'Beni 40 yıllık dost gibi karşılıyorlar' Programa genellikle bir türküyle başlayan Tutkun, yardım için gidilen yerlerde yöreye ait el işi, dokumacılık, bakırcılık gibi işlerle uğraşan insanları da ziyaret ediyor. Halkın kendisini gördüğünde şaşırmadığını, kırk yıllık dost gibi karşıladığını söyleyen sanatçı 'Kimse Yok mu'yu, programa nasıl başladığını, önceki sunucuları ve programda yaptığı değişiklikleri anlatıyor... Kimse Yok mu'da bayrağı devraldınız, nasıl bir duygu? Bu görevin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Uzun zamandır böyle bir çalışma yapmayı düşünüyordum. İnsanlara doğru mesajlar veren, dayanışmayı hatırlatan, insani değerlerin, insanın başrolde olduğu bir çalışmanın içinde bulunduğum için mutluyum. Daha önce böyle bir deneyiminiz olmuş muydu? TRT'de canlı bir müzik nostalji programı sunmuştum. Ama bu çok farklı. Değişik illerden değişik insanlarla tanışmak, onların sorunlarına çözümler üretebilmek mükemmel bir duygu. Kimse Yok mu sizi etkilemiş... Aileleri sürprizle karşılaştırdığımızda o kadar mutlu oluyorum ki anlatamam. İlk çekimleri geçtiğimiz günlerde sel felaketi yaşayan Batman ve Diyarbakır'da yaptık. Daha ilk programımda, Güneydoğu Anadolu insanının gözyaşıyla tanıştım. Onların her şeye rağmen hayata sımsıkı sarılmaları, o küçücük çadırlarda bile birbirlerine yardım etmeye çalışmaları beni çok etkiledi. İstanbul'a döndüğümde günlerce Batman'ı, Bismil'i düşündüm. Selde annesini, anneannesini, kardeşini kaybetmiş Ece'nin sarılıp hüngür hüngür ağlamasını nasıl unuturum? İnsanlar karşılarında sizi görünce ne yapıyor? Hiç şaşırmıyorlar. 40 yıllık dost gibi, bu programı hep ben sunuyormuşum gibi davranıyorlar. Yabancılık çekmemeleri, beni kendilerinden biri gibi hissetmelerinden kaynaklanıyor diye düşünüyor, çok seviniyorum. Programda bazı değişiklikler dikkat çekiyor; türkü ile giriş yapıyorsunuz, esnafla sohbet ediyorsunuz... Yol hikâyeleri, programımıza belgesel bir tat katıyor. Meraklı bir insanım, konserlerimde de gittiğim her yerde, mutlaka esnafla sohbetler ederim. İnsanlarla diyalog kurmak benim için vazgeçilmez. Çünkü insanları çok seviyorum. Gördükleriniz sizi etkiliyor. Onlar için türkü söylemeyi düşünüyor musunuz? Bundan sonraki söylediğim tüm türkülerimde, dertlerini paylaştığımız o insanların yüzlerini görecek, seslerini duyacaksınız. Bu programa sunucu olacağınız aklınıza gelir miydi? İkbal Gürpınar, mağdur aileler için bir şeyler aldığında 'Ben olsam şunu da alırdım, haydi İkbal!' gibi cümleler kurduğumu hatırlıyorum. İçimden onun yerinde olmak geçmedi desem yalan olur. Sonra Ceren Abdullah da o kadar güzeldi ki. Bugüne kadar, Gürpınar ve Abdullah bu bayrağı başarıyla taşıdılar, bundan sonra bayrağı taşıma sırası bende. Zaman * * * 'Kimse Yok mu' bugün Niğde'de Kimse Yok mu, bu hafta Niğde'yi ziyaret ediyor. Şükriye Tutkun, ilk olarak aksayan ayağı ile çocuklarına kol kanat geren bir annenin dramına tanıklık ediyor. Ardından Bor'a giden ekip, yatağından kalkamayan anneye yardımcı oluyor. Samanyolu / 23.00
<< Önceki Haber 40 yıllık dost gibi... - Video Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER