Eczacıbaşı'nı ihbar edip hapiste ölümüne yol açan kişi Cumhuriyet'in sahibi Alev Coşkun'du

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Mayıs 28 2020
27 Mayıs 1960 darbesi sonrası tıpkı bugünlerde olduğu gibi fişleme, ihbar ve tutuklama furyasında şu an hala gazeteci olarak faaliyetini sürdüren, toplum tarafından bilinen kesimlerin de failler arasında olduğu ortaya çıkıyor.

Dünkü yazısında 27 mayıs darbesini savunan ve 27 Mayıs'ı 12 Eylül ve 12 Mart'la kıyaslamanın yanlış olduğunu belirten Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi Alev Coşkun, "27 Mayıs’ın oluşturduğu Kurucu Meclis, 9 ay içerisinde, Türk tarihinin en ilerici, en demokratik ve hukuk devleti ilkelerine, insan hak ve özgürlüklerine en üst derecede saygılı bir anayasa yarattı." ifadelerini kullanmıştı.

Bu ifadeler tepki çekerken HaberTürk televizyonu yayınına katılan Pınar Eczacıbaşı, Alev Coşkun'un babası Vedat Eczacıbaşı'nın ölümünden sorumlu olduğunu belirtti.

Pınar Eczacıbaşı babasının yaşadıklarını şöyle anlattı;

"Nagehan Hanım'ın da bahsettiği gibi yan masada CHP İl Kurulu'ndan Alev Coşkun, Nurettin Sözen gibi isimler Eczacıbaşı firmasının sergisinden çıkıp bunu Gaskonyalı Toma Meyhanesi'nde kutlama amaçlı “Benim için hâlâ Başbakan olan Adnan Menderes'in şerefine...” sözünün buralara gelmesi tabii babam bunu kendine yediremedi. Alev Coşkun ve Nurettin Sözen'in bulunduğu masadakilerin şikâyetiyle özellikle Alev Coşkun diye biliyorum. Olay büyüyor ve iş karakolda bitiyor. O gece karakolda tutuklanmalar oluyor. Akabinde olay uzuyor ve gazetelere yansıyor. Sadece bir kutlama gecesinde babamın arkadaşları da tutuklanarak içeri atılıyor. Gazeteye yansımasıyla birlikte mevcut rejim onları hapishaneden çıkarmamak için elinden geleni yapıyor. Babam da bu hem sözlü hem fizikî işkenceye dayanamıyor ve kendi hayatını feda ediyor."

Pınar Eczacıbaşı Nagehan Alçı tarafından kendisine yöneltilen 'Alev Coşkun'u babanızın ölümünden sorumlu tutuyor musunuz?' sorusuna "Kesinlikle sorumlu tutuyorum. Bu kadar ufacık, gönülle yapılmış, ruhla yapılmış kadeh kaldırmayı buralara getirmek, bu denli üzerine gitmek, bunu hapse atıldıktan sonra kaşımak, kanayan yarayı kaşımak kadar zulmedici bir hikâye olamaz" ifadesini kulla

Bu haberler de ilginizi çekebilir