İnsan Hakları Derneği (İHD) heyetinin, Muş ili Varto ilçesinde 10 Ağustos günü ve sonrasında meydana gelen olayları araştırma ve inceleme raporu kamuoyuna açıklandı.
Varto'da termal kameralarla donatılmış zırhlı araçların, sivil halkın yaşadığı yerlerde tespit ettiği her hareketli alanın silahla tarandığı yönündeki iddiaların ciddi anlamda kaygı verici olduğu belirtildi.
Varto–Muş karayolunda HPG militanlarının yolu kesip yol kontrülü yaptığı sırada çıkan çatışmada 'Ekin Van' kod adlı Kader Kevser Eltürk vurularak yakalanmasının ardından gelişen ve valiliğin sokağa çıkma yasağı ile birlikte 4 insanın yaşamını yitirdiği olayın raporu, 6 kişilik heyet tarafından İHD Genel Merkezi'nde açıklandı.
Görüşülen kişilerin anlattıklarını rapora yazan heyet, inceleme sonuçlarını ise şöyle sıraladı:
"-Muş ili Varto ilçesinde, 10 Ağustos günü Varto – Muş karayolunda HPG militanlarının yolu kesip yol kontrolü yaptığı sırada çıkan çatışmada o sırada araçları durdurulan sivillerin de tanık olduğu üzere Ekin Van kod adlı Kader Kevser Eltürk vurularak yakalanmıştır. Yakalandıktan sonra işkence edilerek infaz edildiği iddiaları araştırılmalı ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemler derhal başlatılmalıdır.
-Sokağa çıkma yasağının HPG militanlarının merkezden çekildikten sonra kaldırılmayıp, ertesi gün sabah saatlerinde kaldırılması (16 Ağustos akşamı ile 17 Ağustos sabahı arasında) esnasında geçen sürede güvenlik güçlerinin evleri ve iş yerlerini taradığı halkın tamamı tarafından ifade edilmiştir. Buna rağmen resmi yetkililerin ev ve iş yerlerinin taranması ile ilgili 'çatışma esnasında olduğu' yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığı ve bu hususun mutlaka açıklığa kavuşturulması gerektiği açıktır. (HPG'liler Varken 16.08.2015 Sabah 8.30'da İlan Edilmiş Akşam 20.00 Civarında HPG'liler Çekilmiş Yasak İse 17.08.2015 Saat 05.00'da Kaldırılmış.)
-Çoğunlukla beyaz eşya ve mobilya satışı yapan dükkanların hedeflendiği görülmüştür.
-Sokağa çıkma yasağı süresince hareket eden her şeyin tarandığı ifade edilmiştir. Heyet, yaptığı incelemelerde bu yönlü mermi izlerinin bulunduğu yerleri görmüştür. Silahlı taramaların yapılmasından saatler sonra güvenlik güçlerinin bu yerlere gelerek kan izi aramaları, bu silahlı müdahalenin kendileri tarafından yapıldığının, ölen kişi ya da kişilerin olup olmadığını araştıran görevlilerin kendilerinin taradığı yerleri bilerek geldikleri düşünülmektedir.
-İnfaz edilen dört yurttaşın ikisinin Varto'da ikamet eden insanlar olması, yaşam hakkı ihlallerinin pervasızca uygulandığını göstermektedir. Daha birkaç gün önce Ağrı/Diyadin'de fırında çalışan iki çocuğun infazından sonra, sürecin çatışan taraflar dışında halka da zarar vereceği, özellikle sivil halkın can güvenliğinin olmadığını göstermektedir.
-Varto'da gözaltına alınan Ersin Kızılboğa isimli yurttaşın gördüğü işkence iddialarıyla ilgili etkili soruşturma başlatılmalıdır.
-Termal kameralarla donatılmış zırhlı araçların yerleşim merkezlerinde, sivil halkın yaşadığı yerlerde tespit ettikleri her hareketli alanı silahla taradıkları yönündeki iddialar ciddi anlamda kaygı vericidir. Savaş halinde bile olsa, ahırlardaki hayvanlar, hastalarını hastanelere götürmek zorunda olan ve günlük olağan yaşamlarını devam ettirmek zorunda olan insanların yaşam hakkı risk altındadır.
-Gündüz saatlerinde insanların yaşamlarını sürdürdükleri iş yerlerini, kahveleri, park ve dinlenme alanlarını can güvenliği kaygısıyla terk etmeleri, kapalı alanlara sığınmaya çalışmalarını gözlemlemek, biz insan hakları savunularını derinden üzmüştür. Halk 'savaşta yaşama' psikolojisi ile hareket etmektedir.
-Her türlü silahla taranan Varto ilçesinde kamu mallarına zarar verilmemesi, buna karşın sivillere ait ev ve iş yerlerinin zarar görmesi bu silahlı müdahalenin güvenlik güçleri tarafından yapıldığı iddialarını güçlendirmektedir.
-Yapılan heyet çalışmasında yurttaşların yaşadıklarını ifade etmekten, gözaltına alınma, tutuklanma ve kötü muamele görme gerekçesiyle çekindikleri tespit edilmiştir.
-Yaşam hakkı, her koşulda dokunulmaz ve kutsaldır. Yaşam hakkı korunmadan, diğer hakların kullanılması olanaklı değildir. Bölgesel ve uluslararası bildiri ve sözleşmelerde yaşam hakkı savunulmuş ve 'güvence' altına alınmıştır. Silahlı çatışma ve savaş koşullarında dahi uyulması gereken tüm kurallar, Cenevre Sözleşmesi'nde güvence altına alınmıştır. Varto'da son derece ciddi ihlallerle sonuçlanan tüm olayların insancıl hukuk kaidelerinin ağır ihlali anlamına geldiği açıktır. Varto'da ikamet eden Rahmi Kızıltaş ve Abdullah Toprak isimli kişiler ile birlikte iki kişinin daha infaz edildiği belirtilmiştir. Bu bağlamda yerel mevzuatta ve uluslararası sözleşmelerde koruma altına alınan hak ihlallerinin faillerinin derhal açığa çıkartılıp yargılanmaları ve hak ettikleri cezaya çarptırılması beklenmektedir." CİHAN