Parasını alma umuduyla balıkçının yanına giden Şükrü Can K.’ye, A.A. ve A.S. kendileriyle birlikte akşama kadar pazar yerinde çalıştıktan sonra parayı vereceklerini söyledi. Çalışmaya başlayan Şükrü Can K., akşam olduğunda tekrar parasını istedi. A.A. ve A.S., dükkana döndüklerinde parayı verip kendisini eve bırakacaklarını ifade etti. Pazar tezgahını toplayan A.A., A.S. ve Şükrü Can K., kent merkezindeki dükkana döndü.
'Dinlenip dinlenip dövdüler'
Demirören Haberi Ajansı'nın (DHA) haberine göre Dükkana gittiklerinde A.A. ve A.S. burada içki içeceklerini, Şükrü Can K.’ye de içmesini teklif etti. Şükrü Can K., alkol içmek istemediğini söyleyince A.A. ve A.S. ısrar etti. İki bardak alkol alan Şükrü Can K., tekrar parasını verip vermeyeceklerini sordu. Bunun üzerine öfkelenen A.A. ve A.S., genci dövmeye başladı.
Dükkanın kapılarını kapatan A.A. ve A.S., saat 00.30'dan, saat 05.30'a kadar genci dinlene dinlene sopalarla dövdü. Sabah saatlerinde kadar dayak yiyen genç, elini yüzünü yıkama bahanesi ile izin istedi ve kapı açılınca kaçarak yakındaki alışveriş merkezinin güvenlik görevlisinden yardım istedi.
Talihsiz genç, görevlinin ihbarıyla gelen ambulansla götürüldüğü hastanede tedaviye alındı. Hastanede yapılan kontrollerde kafasında kırıklar, kolunda çatlak, sırtı başta olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde sopa, demir çubuk ve yumruklara bağlı darp izleri olduğu belirlenen Şükrü Can K., bir gün gözlem altında tutulduktan sonra taburcu edildi.
Şüpheliler aranıyor
Hastaneden çıktıktan sonra polis merkezine giden Şükrü Can K., A.A. ve A.S.'den şikayetçi oldu. Şikayet üzerine İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Asayiş Şube ve Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri 2 şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı.
Olayı korku içinde anlatan Şükrü Can K., şöyle konuştu:
200 lira alacak param vardı. Onu alamadım ve onların yanından çıktım. Başka birinin yanına başladım. Pazar günü tesadüfen elim boştu. Bana 'öğleden sonra gel hem yardım et paranı vereyim' dedi. Ben de 'tamam ağabey hem geleyim hem paramı ver' dedim. Paramı vermedi, bir de üzerine dayak yedim. İşimiz bitti, işini dört dörtlük yaptım, işini bitirdim. Ondan sonra 'biz içeceğiz' dedi, 'sen de iç bizimle' dedi. Ben 'içmeyeceğim' dedim. İç diye ısrar edince iki bardak içtim, ondan sonra 'ağabey bak geç oluyor ben gideyim artık, benim evde bekleyenlerim var, artık evime gideyim' dedim.
Ondan sonra da 'ben akşam seni eve bırakayım' dedi. Tamam ağabey dedim, aradan bir saat, bir buçuk saat geçti. Saat 12.00 (24.00), 12 buçuk sırası oldu. 'Ağabey benim paramı verecek misin?' dedim, 'Senin paranı vermeyeceğim' dedi. Bir de üzerine dayak yedim, evime de gidemedim, ailem de mağdur durumda kalmış. Saat tam 00.30 arasında başladı. Sabah 5'i 20 geçeye kadar beni dövdüler. 'Ağabey ben elimi yüzümü yıkayayım' dedim, onun için çıktım, oradan kaçışımla birlikte alışveriş merkezinde bir güvenlik vardı. Onun yanına gittim, 'lütfen bana yardım eder misin' dedim. Ambulansı çağırdı, ondan sonra işte sabah oldu. Karakola gittim şikayetçi oldum."
'100 tane şahit bulurum, sen bir tane bulamazsın'
'Bana bunu yapan başkasına ne yapar'
Şükrü Can K.’nin babası Özkan K. de 20 yıla yakın balıkçılık, esnaflık yaptığını belirterek, şöyle konuştu:
"Kimsenin çocuğunu bu şekilde dövmedim, elini, ayağını kırmadım veya gelen müşterime terbiyesizlik yapmadım. Esnaf olarak adam gibi yetiştim, bunlar esnaf değil. Bütün makamlara sesleniyorum, ne gerekiyorsa bunların cezasını çekmesini istiyorum. Benim oğlumun da cezası varsa ben de ona razıyım. Ama insan dövülerek ceza verilmez. Perişan etmişler çocuğumu. Felç etmişler çocuğumu, şuna bak her tarafı kırık, bere, el izleri sırtlarında kalmış çocuğumun. Değnek parçalamışlar kafasında. 16 yaşındaki çocuğa bunlar yapılacak hareketler değil, esnaf değil bunlar, canavar veya akıl hastası. Benim başıma geldi, benim çocuğumu böyle bu hale getirdiler. Başka insanların da canı yanmasın, Dilerim Allah'tan adalet yerini bulsun, ben daha başka bir şey demem. Benim çocuğumu bu hale getirmeselerdi keşke."