2020’ye damgasını vuran Covid-19 pandemisi, yılın son ayına girerken dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Türkiye’de de vaka sayıları her geçen gün artıyor, sağlık çalışanları acil önlemler alınmasını talep ediyor. Uzmanlara göre, tam kapanma olmadan vaka sayılarını düşürmek mümkün değil.
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Sibel Sakarya, tam kapanma olmadan bulaşın azaltılamayacağını söylüyor. “Böyle bir dönemde insan hareketliliğini, insan temasını minimuma indirmek şart. Şu anda yapılması gereken tam kapanma. En az iki haftalık bir süreyle bunu yapmazsak daha fazla insan hastalanacak, daha fazla insan ölecek” diyor.
“Tam kapanma kaçınılmaz”
Türkiye’de Mart ayında ilk Covid-19 vakasının açıklanmasından sonra hükümet bulaşı önlemeye yönelik tedbirler aldı. Okullar yüz yüze eğitime son verdi, sokağa çıkma kısıtlamaları hayata geçirildi. 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta araç giriş-çıkış yasağı ve 20 yaş altına sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Vaka sayılarının düşmesiyle 1 Haziran’da normalleşme sürecine girildi. Yeme-içme mekanları, alışveriş merkezleri yeniden açıldı. Prof. Dr. Sakarya, normalleşme sürecine girilmesiyle Temmuz ayından beri vakaların artışta olduğunu, Ekim ayından bu yana ise artışın önlemez olduğunu ifade ediyor. “Bu dönemde tam kapanmayı yapmak kaçınılmaz, zaman kaybediyoruz aslında. Her geçen gün gereksiz yere insanlar hastalanıyorlar ve ölüyorlar” diyor.
Sadece Türkiye’de değil, dünyada da virüsle mücadele kapsamında ek tedbirler tartışılıyor. Sibel Sakarya, bazı Avrupa ülkelerinde tam kapanma kararının alındığını ve bu kararın işe yaradığını hatırlatıyor. “Riskli bir dönemdeyiz. Riski aştık aslında. Olgular var, ölümler yükseliyor. Kesinlikle tam kapatma yapmamız lazım” diye ekliyor. Halk sağlığı uzmanına göre, salgının bu kadar yükseldiği bir dönemde tedbiri bireysel sorumluluklara bırakmak doğru değil. “AVM’leri açık bırakıp insanları alışverişe teşvik edip sonra da, ’Alışveriş merkezine gidiyorlar’ diye onları suçlamak doğru değil. Kontrolün bireysel sorumluluğa bırakılması son derece yanlış. Bir an önce kapanma gerçekleştirilmeli. Etkisini hızla göreceğimizi biliyoruz” diyor.
“Tam kapanma daha korkunç kabuslardan kurtarır”
Sağlık Bakanlığı, Temmuz ayından bu yana sadece semptom gösteren hasta sayısını açıkladığı için eleştirilere hedef oldu. Semptom göstermeyen vakaların da günlük resmi tabloya eklenmesiyle sayılar bir anda arttı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 25 Kasım’da yaptığı açıklamada, “28 bin 351 sayısı toplam vaka sayısı. PCR testi pozitif olan herkes, semptomu olan olmayan, hastaneye yatan, hastalar dahil olmak üzere herkes” dedi. Ancak Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) göre, bu sayılar da gerçeği yansıtmıyor. TTB Merkez Konsey Üyesi Prof. Dr. İbrahim Akkurt, sahadan gelen bilgiler ışığında, vaka sayılarının bakanlık tarafından açıklanan rakamların üstünde olduğunu savunuyor. “Zararın neresinden dönülürse kârdır’ mantığıyla, ilk yapmamız gereken, gerçek rakamları ortaya koymak” diyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Kasım’da kabine toplantısından sonra açıkladığı tedbirler kapsamında, hafta sonları sokağa çıkma sınırlaması uygulanacağını, okulların online eğitime geçeceğini, restoran ve kafelerde paket servis uygulamasına geçileceğini duyurmuştu. Ancak TTB’ye göre alınan önlemler yeterli değil. TTB’nin tam kapanmayı savunduğunu dile getiren Prof. Dr. Akkurt’a göre, geç olmadan en az üç hafta tam kapanma kararı alınması zorunlu. “Orta ve hafif olan hastaların zaten hiçbiri hastanelere kabul edilmiyor. Sebebi de yatak yok. Yoğun bakımlar iyice doldu taştı. Ülke genelinde sosyal destek sağlanarak ortalama 3 ya da 4 haftalık bir kapanma kaçınılmaz haldedir. Bu kararın bir an önce alınması, bizi çok daha korkunç kabuslardan kurtaracaktır diye düşünüyoruz” diye konuşuyor. Uzmanlara göre, tam kapanma olmazsa sağlık sistemi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilir.