Kurban Bayramı'nda beslenme düzeninde önemli değişiklikler yaşanıyor. Kurban etlerinin bolca yer aldığı misafirlik menüler ve fiziksel aktivitenin azalması, ciddi sağlık sorunlarına yol açarken, fazla kiloları da beraberinde getirebiliyor. Memorial Wellness Beslenme Danışmanı Dr. Diyetisyen Yonca Sevim, bayram beslenmesinde dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi.
Kurban Bayramı'nda sağlık raporu olan, veteriner kontrolünden geçmiş, çok genç ya da yaşlı olmayan, aşırı yağlanmamış hayvanların etleri tercih edilmesini tavsiye eden Yonca Sevim, "Kesim işlemi, sağlıklı koşullarda yapılmalı ve etler uygun şekilde muhafaza edilmelidir. Aksi takdirde hayvanlardan bulaşabilecek; bağırsak parazitlerinden tenyalar, bakteriyel hastalıklardan şarbon, ruam, tüberküloz, salmonella, sığır vebası, şap, çiçek, deli dana ve kuduz ile karşı karşıya kalınabilmektedir." uyarısı yaptı.
Et kesildikten hemen sonra tüketilmemesini isteyen Sevim, "Çünkü etlerde kesimden sonra da devam eden kas hareketleri etin sertleşmesine sebep olur. Et uygun koşullarda bekletilmeli ve daha sonra tüketilmelidir. Sertliğin geçmesi, hayvanın cinsine ve etin beklediği ısı derecesine göre değişmektedir. Dana ve koç eti 0°C'de 10 günde, 15°C'de ise 3 günde kaybolur ve etler yenebilecek hale gelir. Yağı az olan hayvanlarda katılık daha çabuk kaybolmaktadır."
Etlerin küçük parçalar halinde kesilip saklanması tavsiyesinde bulunan Dr. Sevim, şöyle konuştu: "Depolanmaya hazır etler, büyük parçalar olarak değil, küçük parçalar halinde, bir yemeklik miktarlarda hazırlanarak saklanmalıdır. Etler buzdolabı poşetine konarak veya yağlı kağıda sarılarak buzluk veya derin dondurucuda bekletilmelidir. Etler -2°C'de buzlukta birkaç hafta, soğuk depolarda ise -32°C'de dondurularak, -18°C'de uzun süre saklanabilir. Et buzdolabında çözdürülmeli, çözünen etler tekrar dondurulmamalıdır. Açıkta çözdürme yöntemi etin içinde zararlı mikroorganizmaların üremesine sebep olur. Bu durum da hastalılara yol açar."
ETİ DOĞRU PİŞİRİN
Dr. Diyetisyen Yonca Sevim, etlerin pişirilme yönteminin sağlık açısından çok önemli olduğuna vurgu yaparken, etin kurumasını önlemek için orta ateşte ve uzun süreli pişirme yöntemi uygulanmasını önerdi. Dr. Diyetisyen Yonca Sevim bu yöntemleri şöyle sıraladı:
Kuru ısıda pişirme: Bağ dokusu az olan etlerde kullanılır. Izgara, fırın, rosto, yağsız tava kuru ısıda pişirme yöntemidir. Bağ dokusu biraz fazla olan etler, kıyma haline getirilerek pişirilebilir. Etler yüksek ateşe maruz kalmamalıdır. Yüksek ısıda etin dış yüzeyi hızlıca katılaşır ve böylece ısı etin iç kısımlarına ulaşamaz. Köfte veya parça etlerde bir yüzey piştikten sonra diğer yüzey çevrilmelidir. Sık çevirmede etler suyunu kaybedeceğinden sertleşecek ve lezzet kaybı olacaktır.
Nemli ısıda pişirme: Bağ dokusu çok olan kuşbaşı ve parça etler için geçerlidir. Kağıtta ya da poşette pişirme, tencerede veya düdüklü tencerede pişirme yöntemi bu gruba girmektedir. Kebap, biftek, tepsi pirzola, fırın kebabı, köfte yemekleri bu şekilde pişirilebilir. Az su veya domates sosu kullanılabilir. Buhar kaybını önlemek için yemeğin üstü kapalı olarak pişmesi daha doğrudur. Nemli ısıda pişirme, en sağlıklı yöntemlerden biridir.
Haşlama: Ete su konarak pişirme yöntemidir. Haşlama suyuna vitamin geçişi olduğu unutulmamalı ve haşlama suyu atılmamalıdır.
Kızartma: Genellikle köfte veya biftek tarzı etlerde bu yöntem kullanılır. Yağın çok kızgın olması, iç kısımların çiğ kalmasına ve su kaybını sağlayarak pişen etin sertleşmesine sebep olur. Bu nedenle kızartma veya ızgara, mangal yöntemlerinde etin yakılmamasına, etin yağlı kısımlarının atılarak pişirilmesine özen gösterilmelidir. Etin pişerken yanması, kanserojen maddelerin oluşmasına neden olur. Ayrıca mangal veya ızgarada etten damlayan yağ ve sıvının kömür üzerine düşerek buharlaşması bile havaya karışan kanserojenler ile ete bulaşabilmektedir.
Aşırı et tüketiminin zemin hazırladığı kanser, kalp damar hastalıkları ve diğer hastalıkların etin pişirme yöntemi ile ilgili olduğunu anlatan Diyetisyen Sevim, "Bu hastalıkların aşırı yağlı ve yanmış etlerin fazla tüketiminden kaynaklandığı düşünülmektedir. Orta sıklıkta ve yağı düşük et tüketiminin yer aldığı dengeli bir diyet uygulanmalıdır." dedi.
DOĞRU ET TÜKETİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Az yağlı etler tercih edilmelidir
Et yemekleri sebzelerle birlikte hazırlanmalı, tencere yemeklerinde etin yağının yemek için yeterli olduğu, dolayısıyla ekstra sıvı yağ eklemenin gerekli olmadığı bilinmelidir
Et yemekleri tereyağı veya kuyruk yağı eklenmeden pişirilmelidir.
Yemeğin yanında yeşilliklerden oluşan bir salata mutlaka yer almalıdır.
Et yemeklerinin olduğu öğünler tam tane ekmeği veya az yağlı hazırlanmış tahıllar ile desteklenebilir. Makarna ve pilav tüketimi sınırlandırılmalıdır.
Bayram süresince 3 ana öğün ve ara öğünlerle beslenme planı bozulmamalıdır.
Ara öğünlerde kabuklu meyveler, ceviz, fındık, badem gibi çiğ tohumlar tercih edilmelidir.
Her gün 2,5-3 litre su tüketilmelidir.
Asitli içeceklerden uzak durulmalı, bunların yerine ayran, cacık veya kefir tercih edilmelidir.
Fiziksel aktivite artırılmalı, bayramda düzenli egzersizlere ara verilmemelidir.
İkramlar mümkün olduğunca az tüketilmeli, yağı yüksek görünen ikramlardan uzak durulmalıdır.
Her gidilen ziyarette tatlı tüketilmemeli, tercihler de sütlü tatlılardan yana kullanılmalıdır.
Kırmızı et tüketimi haftada 2-3 gün ile sınırlanmalıdır. CİHAN