Uzmanlar, 3 haneli enflasyonu değerlendirdi: Tehlike henüz başlamadı!

Güven duyulmadığı sık sık belirtilen TÜİK verileri dahi enflasyondaki vahim durumu gözler önüne sererken uzmanlar henüz gerçek tehlikenin gelmediğini belirtiyor. Ekonomist Civelek "Bu, tehlikenin küçük kısmı" derken TÜKODER'den Onur Cingil ise "Enflasyon karşısında herkes kendi haline bırakıldı" diye konuştu.

SHABER3.COM

BirGün'ün haberine göre, Köpük dediler, geçici dediler, faiz dediler Nas dediler sonunda Türkiye’yi üç haneli enflasyon rakamlarının görüldüğü bir ülke haline getirdiler. Üstelik Türkiye İstatistik Kurumu’nun(TÜİK) rakamlarına göre. Yani hayat pahalılığı resmi rakamlarla bile saklanamaz bir hale geldi.

Neredeyse tüm kalemlerde fiyat artışı yaşanıyor. Ama gıda, enerji ve ulaşım gibi yurttaşın kısma şansının olmadığı başlıklar ayrıca can yakıyor.

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz yetmezmiş gibi şimdi kuzeyde yaşanan savaş da eklendi. Bir haftadır ülke gündemini meşgul eden savaş, TÜİK’in enflasyon verilerini açıklamasıyla ikinci sıraya düştü. Yurttaş yakıcı sorunlarına geri döndü. Üstelik hemen geçecek cinsten de değil. Savaşın neden olduğu hayat pahalılığı esas olarak mart ve nisan enflasyonuna yansıyacak.

Enflasyon zirveye tırmanışını devam ettirirken üreticinin maliyet artışı ise tehlike sirenlerini çalıyor. KDV indirimlerine rağmen etkilerdeki artış devam ediyor. Uzmanlar ise iktidarın ekonomi politikalarının sonuçlarının görülmeye başlandığı konusunda hemfikir. Enflasyonun henüz yakıcı boyuta ulaşmadığını ve gerçek tehlikenin başlamadığını aktaran ekonomistler Ukrayna savaşıyla birlikte Türkiye ekonomisinin de ciddi risk altında olduğunu vurguladı.

Tüketici Koruma Derneği Üsküdar Şube Başkanı Onur Cingil ise tüketiciyi ciddi tehlikenin beklediğini söyledi. Ekonomist Uğur Civelek ile Ekonomist Gazeteci Mustafa Sönmez ve Onur Cingil’in enflasyon değerlendirdi.

UĞUR CİVELEK: NÜKLEER BOMBA GİBİ

"Tehlikenin büyüklüğünü görmek için yangının kaynağına bakmak lazım. Kesin ve net olan bir şey var; enflasyonda köpük yok, korkunç bir tehlike var. Sanki bir nükleer bomba gibi. Bunun kaynağı şöyle açıklanabilir: Üretici fiyatları yüzde 105’i geçmiş. Buradaki maliyet artışının tamamı fiyatlara yansımamasına rağmen oldukça yüksek bir rakam var. Fiyatlara yansıyacak olan büyük bir rakam daha bekliyor. Bir yandan da Ukrayna savaşıyla birlikte dışarıdan bize gelen enerji ve gıda fiyatları yukarı gidiyor. Gevşek ekonomilerin paraları da değersizleşiyor ve buradan da ciddi bir maliyet baskısı geliyor. Diğer ülkelerin merkez bankaları tam enflasyonla mücadeleye hazırlanırken savaş nedeniyle şok geçiriyorlar. Bunun anlamı merkez bankalarının itibar kaybetmesi demek. Bu itibar kaybı enflasyonu harlıyor. Ayrıca dünyada bir panik hali var. Türkiye’de ise muhalefetin bir programı yok. Program yoksa güven veremezsiniz. Bu koşullarda kimse gelişen ekonomilere borç da vermez. Yani bu enflasyon yaklaşan tehlikenin sadece küçük bir kısmını gösteriyor."

MUSTAFA SÖNMEZ: ENFLASYON ARTAR, AZALMAZ

"Bunlar daha iyi günler desek yeridir çünkü yüzde 5’e yakın bir aylık enflasyon var. Muhtemelen mart ayında da yaşanacak. Mart ayında enflasyon yüzde 60’a tekabül ediyor. Enflasyon yukarı gider ama aşağı gelmez öyle bir durumla karşı karşıyayız. Çok yakında yüzde 70 enflasyonu da görürüz. Buna karşılık gelirler çok manasızlaştı. Asgari ücrete yapılan yüzde 50 zammın hiçbir hükmü kalmadı. Onun için “enflasyon ne oldu ne oluyor” diye sızlanmak yerine gelirler ne olacak buna bakmak lazım. Ve en kısa sürede asgari ücretin yeniden belirlenmesini talep etmek lazım. Memur, emekli maaşlarının ve özel sektördeki bütün sözleşmelerin yenilenmesi lazım. İktidarın elinden hiçbir şey gelmiyor. Yani gıdada KDV’yi yüzde 8’den yüzde 1’e indirdiler, gıda fiyatları yüzde 8,4 arttı. Yani hiçbir etkisi olmadı. Para politikasını hiç kullanmıyorlar. Yani faizleri artırmaları ve ekonomiyi soğutmaları lazım. Onu da yapmıyorlar. Döviz tekrar patlayabilir. Bunun getireceği çok yüklü enflasyonlar olabilir. Enflasyonla ilgili hükümetten bir şey beklemek umutsuz vaka. O zaman bu enflasyona karşı hiç olmazsa gelirleri artıralım talebinde bulunmak lazım. Gelir artışıyla enflasyon sızlanmasının önünü kesmek lazım."

ONUR CİNGİL: HERKES KENDİ HALİNE BIRAKILDI

"Bu enflasyon verileri iğneden ipliğe her şeyin zamlanacağı, zamların durmayacağını gösteriyor. Tüketicinin elektrik, doğalgaz, benzin gibi kalemleri hep gündem oluyor. Bir de bunlar için ödenen vergiler var. Devlet buralardan yüksek vergiler alıyor. Hem ekonomi politikası tüketiciyi olumsuz etkilediği gibi vergide indirim ya da kalemlerde azalma olmuyor. Çok kullandığımız elektrikten örnek verelim. Elektrikte bile halen yaklaşık 10 farklı kalemde yaklaşık 5 farklı vergilendirme yapılıyor. Aslında burada yönetimsel anlamda ikiyüzlülük var. Devlet alacağını alıyor ama vatandaşın rahatlaması için bir şey yapmıyor. Gıda sağlığı da bir diğer sorun. Fiyatlarının yüksekliğini konuşmaktan gıda sağlığını konuşamıyoruz. Ciddi anlamda denetim eksikliği var. Çünkü yüksek fiyatların onlar da farkındalar. Üreticinin isyanı kadar şirketlerin de isyanı var. Maliyetler ürüne yansıtılmaması için hileye gidiliyor. Bu zamana kadar devletin buna göz yummasının nedenini ekonomiyi dizginleyememesi. Bir anlamda herkesi kendi haline bırakmış durumda."

ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞ

İlk faiz indirimi: AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan faizin enflasyona neden olduğu görüşüyle Merkez Bankası’na (MB) faiz indirimi uygulaması noktasındaki baskıları sonucu Merkez Bankası politika faizini eylül ayında 19’dan 18’e indirdi. Eylül ayı enflasyonu yıllık yüzde 19,58 olarak gerçekleşti.

Dolar fırlıyor: Faiz indirimiyle birlikte dolardaki yükseliş hızlandı. Ekim ayı itibariyle 8 lira civarında seyreden dolar 9,50 lira civarlarına yükseldi. Euro ise 11 liranın üzerine çıktı.

2 puanlık indirim: Merkez Bankası Başkanı ve Erdoğan’ın faizin düşürülmesi konusundaki ısrarlı açıklamaları doların ateşini yükseltti. Ekim ayı sonunda MB politika faizini yüzde 18’den yüzde 16’ya düşürdü. 2 puanlık sert indirim sonucu dolar 12 liranın üzerine çıktı.

Enflasyon artıyor: Faiz indirimleriyle doların yükselişi enflasyonu tetikledi. Ekim ayı enflasyonu TÜİK verilerine göre enflasyon yüzde 20’ye dayandı.

Tavana doğru: Merkez Bankası kasım ayında politika faizini yüzde 1 düşürdü. Faizin yüzde 15’e düşürülmesiyle dolar
13 liraya dayandı.

Baraj yıkıldı: Aralık ayı zirvelerin görüldüğü dönem oldu. Enflasyonda da dolarda da barajlar yıkıldı. Politika faizinin tekrar 1 puan düşürülmesiyle dolar 18 liranın üzerine çıktı. Hızlı yükseliş nedeniyle ticari faaliyetler aksadı. Kasım ayı enflasyonu yıllık yüzde 21 olarak belirlendi.

Doların etkisi: 18 liranın üzerine çıkan dolar 13 lira bandına mühürlense de etkisi aralık ayında ortaya çıktı. Aralık ayında enflasyon yıllık yüzde 36’ya yükseldi. Enflasyonda yaşanan pik ocak ayında da devam etti ve yıllık yüzde 48,69’a yükseldi.

Zam eridi: Milyonlarca emekçi zamlı ocak ayı maaşlarını şubat ayı başında aldı. Ancak Şubat ayında enflasyon asgari ücrete yapılan zammı sollayadı ve yüzde 54 olarak gerçekleşti. Asgari ücret emekçilerin eline geçmeden eridi.

ENAG’A GÖRE ENFLASYON YÜZDE 123


Ekonomist ve akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) son 12 aylık enflasyonu yüzde 123,80 olarak açıkladı. Bu oran günlük fiyat değişimleriyle hesaplandı. ENAGrup Fiyat Endeksi aylık bazda yüzde 5,44 arttı. TÜİK alt grupları gösterge olarak alındığında en az aylık artış yüzde 0,07 ile gıda ve alkolsüz İçecekler en fazla yükseliş ise yüzde 9,10 ile giyim ve ayakkabı kaleminde gerçekleşti.
<< Önceki Haber Uzmanlar, 3 haneli enflasyonu değerlendirdi: Tehlike henüz... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER