İzmir'in Urla ilçesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugüne kadar altı defa tatil yaptığı villaların bulunduğu alanla ilgili sit değişikliğini mahkeme iptal etti. İzmir 2. İdare Mahkemesi, oy çokluğuyla karar alarak bölgenin 1. derece doğal sit alanı olarak kalmasına karar verdi. Gerekçe olarak da bölgenin insan eliyle özelliğinin değiştirilmesinin, sitin düşürülmesi için gerekçe olamayacağı belirtildi.
İşadamı M.Latif Topbaş ve Boyacı ailelerine ait olan, Hacılar Koyu'ndaki 1. derece sit alanına yapılan kaçak, ruhsatsız ve haklarında yıkım kararı bulunan villaların bulunduğu 200 hektarlık bölgeyi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yapılaşmaya izin veren 3. derece doğal sit alanına çevirdi. CHP milletvekilleri Musa Çam, Nurettin Demir v Alaattin Yüksel ile çevreci avukatlar, burasının "sürdürebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı" olarak tescil değişikliği işleminin iptali talebiyle dava açtı. Davanın görüldüğü İzmir 2. İdare Mahkemesi, bölgenin incelenmesi için üç kişilik bilirkişi heyeti tespit etti. Bu heyetin hazırladığı raporda, "Söz konusu alanın, iki farklı özellikte parsel gruplarını içerdiği belirlenmiştir. Yerleşimin olduğu parsellerin koruma ve kontrollü kullanım alanı olarak değerlendirmesi gerektiği, diğer parsellerininse insan etkisine daha az maruz kalmış olduğundan, doğallığını halen koruduğu gözlenmiştir. Bundan dolayı bu parsellerin, 'kesin korunacak hassas alan', 1. derece doğal sit olarak kalması gerektiği kanaatine varılmıştır." denildi.
Bölgenin sit değişikliğinin iptali için açılan davanın, 17 Kasım 2015'te yapılan duruşmasında karar açıklandı. Mahkeme Başkanı Osman Ermumcu ile Mehmet Ali Aşıkoğlu, villaların bulunduğu alandaki sit değişikliğinin kanuni olmadığına hükmederek, alanın tekrar 1. derece doğal sit olması gerektiğini yönünde karar verdi. Heyette yer alan Hakim Özlem Erol ise karşı oy kullandı.
Kararda, "Ekolojik yaşam dengesinin sağlanabilmesi amacıyla dava konusu parseller ile çevresinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bilirkişilerce 1. derece sit özelliğini yitirdiği tespiti yapılan parsellerin, insan müdahalesi sebebiyle bu özelliğini yitirmesi ve bu durumun (insan müdahalesinin) sit derecesini düşürme sebebi olamayacağı, aksi halde tüm tescilli alanlara insan müdahalesinin teşvik edilmiş olacağı, bunun da koruma hukukunun varlık sebebiyle bağdaşmayacağı, dolayısıyla uyuşmazlığa konu parsellerin içinde yer aldığı alanın bir bütün olarak sahip olduğu özellikler dikkate alındığında, anılan parsellerin doğal sit derecesinin düşürülmesi için hukuki bir sebep bulunmadığı, bu sebeple dava konusu taşınmazların sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı (3. derece doğal sit) olarak belirlenmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır." denildi.
Dava açan avukatlardan Arif Ali Cangı, kararın doğal sitlerin korunması ve koruma hukuku adına son derece önemli bir kazanım olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adının karışması sebebiyle yargıya baskı adına son derece önemli bir dava olduğunu iddia eden Av. Cangı, "Gerçekten böyle bir davada mahkemenin, oy çokluğuyla da olsa koruma hukukuna uygun karar vermesi takdire şâyandır. Örnek bir karardır." dedi. CİHAN