Sandık Gücü gönüllüsü Deniz Özgür, 24 Haziran günü Urfa’da neler yaşandığını anlattı. Seçim gününde en çok ihlal ve darp haberi gelen kentlerinden biri olan Urfa’da gönüllü olarak müşahitlik yapan Özgür, "Kadınların yerine veya onlarla birlikte oy kullanma, seçmen listesinde olup seçim günü orada olmayanların yerine topluca oy kullanma, başka yerde seçmen olup o gün sandıkta oy kullanmaya çalışma, açık oy kullanma ve boş pusulalara topluca tercih vurma" gibi ihlallerle karşılaştıklarını söyledi.
Yeni Yaşam gazetesinde yayımlanan yazısında Özgür, Urfa’da gönüllü olarak müşahitlik yapan çok sayıda kişinin yasal olmayan gerekçelerle sınıftan atıldığını, lince maruz kalmak üzereyken bulundukları yerlerden kaçarak kurtulduklarını ifade etti. Özgür, yaklaşık 15-20 sandıktan uzaklaştırıldıklarını ama geri kalan sandıklarda birçok oyun korunduğunu, usulsüzlüklerin engellendiğini ve ıslak imzalı tutanakların ‘kıyasıya mücadeleler’ neticesinde alınabildiğini de sözlerine ekledi.
"KARANLIKTA KALAN NOKTALAR OLDUĞU ÇOK AÇIK"
“CHP, Saadet Partisi, HDP ve İyi Parti’nin seçim güvenliği konusunda aldığı ortak tutum ve sergilediği iş birliği takdire şayan. Ama esas olarak da şu gerçeği yüzümüze çarptı ki en önemlisinin bu olduğunu düşünüyorum: Ana muhalefet partisi başta olmak üzere muhalefet partilerinin hiçbirinin söz konusu bölgelerde bir varlıklarının olmadığını gördük” diyen Özgür, şöyle devam etti:
Seçim günü Urfa’da yaşananlar bütün ülkenin ana gündemi oldu. Olması da doğaldı elbette. Ancak, bu oraya gidilebildiği ve bu baskılar görünür kılınabildiği için mümkün oldu. Aklımızda, “ya gidilmeyen köyler, okullar” sorusu kaldı ister istemez. Buna mukabil, muhalefetin seçim gecesi sergilediği basiretsizlik, erken kabulleniş, gün boyunca yaşanan seçim savaşının gece sineye çekilişi yüzlerce gönüllünün kâbusu oldu. Ortada anlamlandırılamayan, karanlıkta kalan noktalar olduğu çok açık.
Buralarda yaşanan deneyimden muhalefet partilerinin kendilerine anlamlı dersler çıkarması gerekiyor. Bu seçimde bir avuç gönüllünün çabasıyla gidilen köylere, mezralara daha örgütlü, düzenli ve programlı gidilmedikçe bırakın oy tercihlerini değiştirebilmeyi, oyları koruma şansınız dahi olmayacaktır. Bunlar asgari düzeyde yapılmadan iktidar olma iddiası, esen rüzgâra karışan ıslığa benzer.