Döviz kurundaki âni ve anormal yükseliş hem iş piyasasında, hem halkta belirsizlik kaygısına yol açtı. Harcamalar kısıldı. Üretim ve ticaret faaliyetleri ise ciddî şekilde bloke olmuş durumda.
Ham madde ve ara ürün
Ham madde ve ara ürün tedarikinde büyük zorluk yaşanıyor. Tedarikçi firmalar fiyat belirsizliği sebebiyle stoktaki ürünlerini satmak istemiyorlar.
KİMSE ÖNÜNÜ GÖREMİYOR
Dolar fiyatının dalgalı seyri, hem iş piyasasında hem de halk arasında endişe oluşturuyor. Taksicisinden şirket yöneticisine vatandaşlar, bütün harcamalarını azaltmaya çalışıyor.
Lira’daki ani değer kaybı, ABD’nin peşi sıra Türkiye’ye uyguladığı ekonomik yaptırımlar ve enflasyonun son 14 yılın en yüksek seviyesine yükselmesi, hem vatandaşları hem de işletmeleri daha az harcama yapmaya itiyor. Döviz kurundaki radikal değişimler, ‘önünü görmek’ isteyen üretici, iş veren ya da yatırımcıyı iş piyasasından uzaklaştırıyor. Sabit gelirli vatandaş ise ‘ekonomideki belirsizlik’ endişesiyle, hem tasarrufunu artırma hem de zarurî olmayan harcamalardan kaçınma yolunu seçiyor. Endüstriyel soğutma alanında üretim yapan bir firmanın yurt dışı satış sorumlusu, firmaya karşı yasal sorumluluğu dolayısıyla haberde firmanın ve kendi isminin yer almasını istemiyor. Satış sorumlusu, marketlerde ve kasaplarda yer alan soğutucu dolapların üretimi için gerekli ham madde ve ara ürün tedarik etmekte zorlandıklarını söylüyor. Ürünleri tedarik ettikleri şirketlerin, döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle stoğundaki ürünlerin satışını yapmak istemediğini şöyle anlatıyor: “Şu anda hiçbir şekilde piyasada ürün bulamıyoruz. Kimse ürünü elinden çıkartmak istemiyor, çünkü bir gün sonra zarar edebilir. Stoğunu bitirip yeniden ürün alsa, kur yükseldiği için daha pahalıya alabilir.”
‘İlk kez paramızla ürün satın alamıyoruz’
İstanbul’da bin 700 çalışanı ile yüzde yüz oranında ihracat yapan bir kot pantolon şirketinde de durum pek farklı değil. BBC Türkçe’ye konuşan şirketin teknik müdürü, şirketteki yöneticilik pozisyonu dolayısıyla haberde isminin gizli kalmasını istiyor. Her ay yaklaşık bir milyon adet kot ihracatı yaptıklarını söyleyen teknik müdür, ekonomik krizden ötürü ihracat hacminin karşılaştığı zorluğu şöyle anlatıyor: “Yurtdışındaki kumaş tedarikçilerimiz, kurdaki dalgalanmadan dolayı ellerindeki sabit ürünü satmak istemiyorlar. Özellikle Almanya ve Çin’den ürün tedarik edenler paralarını şu anda Türkiye’ye bağlamak istemiyorlar.” 11 yıldır tekstil sektöründe çalıştığını söyleyen müdür, ilk kez ‘parayla dahi ürün satın alamadıklarını’ belirtiyor.
‘İş yok, dolar yüksek, mal alıp satamıyoruz’
DEV-Tekstil (Devrimci Tekstik İşçileri Sendikası), sadece Gaziantep’te son bir aydır en az 30 tekstil şirketinde toplu olarak işten çıkarmaların gerçeklediğini ifade ediyor. Antep’te kısa süre önce işten çıkarılan ve röportaj yapmak için ulaştığım işçiler ise, ‘yeniden işe alınamama’ çekincesiyle haberde isimlerinin yer almasını istemiyor. İsminin yer almaması şartıyla sorularımızı cevaplayan 25 yaşındaki bir işçi, bir ay önce işten çıkarılana kadar özel bir tekstil fabrikasında çalışıyordu. 120 işçinin çalıştığı fabrikada 50 işçinin, ‘İş yok, dolar yüksek, mal alıp satamıyoruz’ gerekçesiyle işten çıkarıldığını anlatıyor.