Hüseyin Yağmur’la Dua Köşesi
Unutulan bir sünneti ihya etmek...
Sabah ve akşam namazlarında Kunut duası okumak
Sevgili dostlar, mübarek Ramazan-ı Şerifin ikinci çeyreğindeki mağfiret günlerine doğru yaklaşıyoruz. Cenab-ı Allah Ramazan'ın bu bağışlanma atmosferinden her birimize azami istifade lütfeylesin.
Sevgili dostlar, bugün sizlere musibet ve felaket zamanlarında okunması sünnet olan Kunut duasından bahsedeceğim.
Hepimizi derinden etkileyen ve sebebiyet verdiği endişe, korku ve hatta evhamlarıyla bütün insanlığı esir alan Koronavirüs Salgını’nın semavi büyük bir musibet olduğunda şüphe yoktur. Böyle musibet ve felaket zamanlarında vitir namazına ilaveten sabah ve akşam namazlarında da Kunut duası okunması Efendimiz'in (sas) sünnetidir. Unutulmuş bu sünneti ihya etmenin tam zamanıdır.
Kunût, sözlükte “ibadet yapmak, itaat etmek, huşû üzere bulunmak, saygıyla ayakta durmak” demektir; vitir ve sabah namazlarında ayakta yapılan duaya da genel olarak “kunût” denilmektedir.
Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem’in değişik zamanlarda ve namazlarda farklı kunût duaları okuduğuna dair hadisler vardır. Özellikle, kıtlık, salgın hastalık, düşman saldırısı gibi umumi felâket zamanlarında da kunût duaları okunagelmiştir
İmam Şafiî ve İmam Mâlik’e göre, kunût duası, sabah namazının farzında ikinci rekatta, rükûdan doğrulduktan sonra secde yapmadan önce, kıyam halinde iken okunur.
Ebu Hanîfe hazretlerine göre vitir namazından başka sabah ve akşam namazında fitne, belâ ve musîbet vuku bulduğu zamanlarda kunût duası okunabilir.
Eğer cemaatle kılınıyorsa imamın kunut duasını okurken tekil olan zamirleri çoğul halde okuması sünnettir. "İhdini" zamirini "İhdina" şeklinde okumak gibi. En sahih kavle göre, kunutun sonunda Resûlüllah'a salât ve selâm getirmek ve kunutu okurken elleri havada açık tutmak, sonunda elleri yüze sürmemek ve imamın kunutu sesli okuması sünnettir.
"Allah’ım! Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmeyi nasip buyurarak beni hidayete eriştirdiklerinden eyle. Afiyete mazhar kıldıkların arasında bana da afiyet bahşeyle. Beni de dost edindiklerinin arasına kat. Bana lütfettiğin nimetleri bereketli kıl. Olmasını takdir buyurduğun hadiselerin şerrinden beni koru. Şüphesiz Sen hükmedersin ve kimse Senin hükmüne karşı gelemez, hükmünün üzerine hüküm olmaz. Senin dost edindiğin talihliler asla zillete düşmez; düşman olduğun kimseler de asla izzete eremez. Verdiğin hükümlere karşı hamd sadece Sana’dır. Rabbimiz, Sen çok mukaddes ve çok yücesin."
Bu dua ile birlikte sabah ve akşam namazlarımızda, Hanefi mezhebince de okunmasına cevaz verilen bazı duaları kunut duası olarak okuyabiliriz. O dualardan bazı örnekleri vererek yazımızı bitirelim.
“İsmi anılarak Kendisine sığınılınca, arz ve semadan gelebilecek afetlerden emin olunan Allah’ın adıyla, kullarını işiten ve onların her halini bilen Allah’a sığınırım.”
“Ey kederleri gideren, tasaları kaldıran, dua ettiklerinde çaresizlerin duasına icabet eden Allah’ım!.. Ey dünya ve ahiretin Rahman ve Rahîm’i! Şu ihtiyacımın giderilmesi ve tamamlanması hususunda -başkalarının merhametinden müstağni kılacak bir şekilde- bana merhamet et”
“Allah’ım Sen’den diliyor ve dileniyorum, Rahmet Peygamberi Hazreti Muhammed’i vesile edinerek Sana teveccüh ediyorum. Ya Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm), ey efendim, şu hacetimin yerine getirilmesi için seni vesile yaparak Rabbime yöneliyorum. Allah’ım, Rasûl-ü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz’i hakkımda şefaatçi eyle.”
Cenabı Allah bütün insanlık ailesi olarak bizi kuşatan bu semavi musibetten en kısa zamanda bizi halas eylesin.Amin!