Her ne kadar ekonomi yönetimi dış ticaret açığındaki gerilemeyi ekonomik bir başarı gibi sunsa da, Yeniçağ Gazetesi yazarı Esfender Korkmaz, düşüşün ardında yatan sebeplerin farklı olduğunu yazdı.
Korkmaz, ihracattaki artışın sebebinin iç tüketimin azalması, dış talebin ise sürmesi şeklinde yorumlarken, değer kaybeden TL ile ihracatın cazip hale geldiğine de dikkat çekti.
TL'nin dolar karşısında yüzde 30 değer yitirdiğine değinen Korkmaz, ithalattaki düşüşün de benzer gerekçelere dayandığına dikkat çekti.
İç taleple birlikte üretimin de gerilediğine değinen Korkmaz, "Ekonomi küçüldü ve İthalat ihtiyacı azaldı. İkincisinde…TL'nin değeri yüzde 30 düşük olduğu için ithalat pahalılaştı.
TL'nin bu kadar düşük değerde olması ile birlikte eğer aynı zamanda aramalı ve hammadde olarak ithal girdileri içerde üretebilseydik, dış ticaret fazlası verebilirdik. Şimdi üretimde kullandığımız ithal aramalı ve hammaddeyi ithal etmezsek, üretim tamamıyla duracaktır" uyarısında bulundu.
Dış ticaret açığının en fazla verildiği ülkelere de dikkat çeken Korkmaz, Çin ve Rusya ile beş ayda 16 milyar 993 milyon dolar açık verildiğini, Avrupa ile olan dış ticaretten de ise 7 milyar 282 milyon dolar fazla vererek bu açığın bir kısmının kapatıldığını hatırlattı ve ekledi:
"İhracatımızın yarısını Avrupa Birliği'ne yapıyoruz. AB'ye yaptığımız ihracat beş ayda toplam ihracatımızın yüzde 49.2'sini oluşturuyor. Çin'e yaptığımız ihracat ise toplam ihracatımızın yüzde 1.5'i kadardır.
Yani Avrupa'dan döviz kazanıp, Çin'de hovardaca yiyoruz. Türkiye'yi batıdan koparmak isteyenlerin bu hesapları iyi öğrenmesi gerekir.
Rusya'dan enerji ithal ettiğimiz için fazla söylenecek laf kalmıyor. Ucuz mu, pahalı mı? tartışılabilir. Ancak Çin olunca benim tüylerim diken diken oluyor. Çünkü Çin'e karşı yılda 20 milyar doların üstünde dış ticaret açığı veriyoruz. İthal ettiğimiz malların çoğunu da Türkiye de üretiyoruz ve üretebiliriz.
Çin'den teknik teçhizat dışında, sentetik iplikler, aydınlanma cihazları, panolar, bisiklet, deri ve kösele bavul, elektrikli su ısıtıcıları, boru, musluk, ayakkabı, plastik malzeme. Oysaki bunlar Türkiye'nin her şehrinde yapılıyor ve yapılabilir. Türkiye Çin'de karşı her sene verdiği 20 küsur milyar dolarlık açığın yarısını teşvik olarak verse, bunların hepsi Türkiye de daha ucuza üretilir."
