Acar, araştırma sonucuna göre, AK Parti’nin PKK’ya yönelik operasyonları oylarını artırmak amacıyla yaptığına yönelik güçlü bir kanaat oluştuğunu söyledi. Faruk Acar, çözüm sürecinin bitmesinin de halk tarafından AK Parti’nin oylarını artırma girişimi olarak algılandığını açıkladı.
Andy-Ar’ın sahibi Faruk Acar, CNN Türk’te yayınlanan Ahmet Hakan’ın sunduğu 'Tarafsız Bölge' programında son yapılan kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını paylaştı. Yaşanan terör olaylarına ve çözüm sürecinin bitmesine ilişkin araştırmanın sonuçlarına göre değerlendirmelerde bulunan Acar, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün yorumcu olarak yorum yapmak yerine, araştırmacı olarak elimdeki verileri paylaşmak isterim. Örneğin, ‘çözüm süreci neden bitti?’ diye bir başlık atıldı. Buna göre halktaki algı şu: ‘Çözüm süreci, yani PKK’ya karşı yürütülen operasyonların nedeni sizce nedir’ diye sormuşuz. Birinci sırada AK Parti’nin oylarını artırmak istemesi çıkmış. İkinci sırada PKK’nın çözüm sürecinde yapması gerekenleri yerine getirmemesi çıkmış 16,7 ile. Terörün bitirilmesinin amaçlanması. PKK’nın yeniden teröre yönelmesi. Hükümetin çözüm sürecinden vazgeçmesi gibi sonuçlar, değerler çıkmış. Şimdi baktığımızda AK Parti’nin oylarını artırmak istemesi gündemde çok fazla yer buldu. 400 vekil oldu olmadı buna göre gibi. AK Partililerin yüzde 5,6’sı ‘AK Parti’nin oylarını artırmak istemesi’ derken, burada aslında bakarsanız, HDP’nin, yani asıl bölgedeki aldığımız verilerden bunu bu şekilde okuduğunu ifade edebiliriz ki, AK Parti’nin oylarını artırmak istemesi dolayısıyla çözüm sürecine son verdiğine ilişkin bir algısı var.”
‘HDP’NİN BİRİNCİ OLDUĞU İLLERDE ÇÖZÜM SÜRECİNE DESTEK HALA YÜZDE 90’LARDA’
“Kanaat önderlerinin ifade etme biçimiyle bölgedeki halkın algılama biçimi arasında bir farklılık var.” diyen Faruk Acar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Şunu söyleyelim; ‘belki geciktirilebilir mi?’ dendi. Sürecin geciktirilmesi, aslında tekrar ele alınması, buzdolabından tekrar masaya gelmiş olması anlamında şöyle bir değerlendirme yapabiliriz: Geciktirme zaten Kürt halkına yıllardır sağlanan o sıkıntılı, ayrımcı devlet yaklaşımı algısını belki oluşturdu. Sosyolojik olarak zaten burada güvensizlik vardı. Yani devlete karşı bir güvensizlik vardı fakat Kürt halkının Türklerle ilgili Türkiye ile ilgili bir sorunu olmadığını birçok yaptığımız araştırma sonucunda da gördük. Bu sürecin geciktirilmesi devlete olan belki de bugüne kadar sağlanmış o güvenilirlik kredibilitesinin sonlanmasıyla karşılık bulabilir. Eskisi kadar çabuk satın alınmayabilir. Şuan itibariyle bölgede bizim 16 ilde yani HDP’nin birinci olduğu, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaptığımız araştırmalarda çözüm sürecine olan destek hala yüzde 90’lar seviyesinde. Dolayısıyla Türkiye genelindeki oranın biraz bu olaylar dolayısıyla düşmesine rağmen çözüm süreci kredibilite alanı vardır halen. Yüzde 55’ler dolayında. Bu da sadece AK Parti ve HDP’li seçmenler değil, MHP’nin de içinde bulunduğu seçmenlerin çözüm sürecine olan desteğini bugüne kadar zaten ifade etmiştir. Şuana kadar yaptığımız araştırmalarda da çok fazla düşüş görmediğimizi ifade edebilirim.’’
‘HALK OPERASYONLARI DESTEKLİYOR’
7 Haziran sonrası operasyonların başlamasının halk tarafından dikkate değer bulunduğunu kaydeden Acar, “İlk etapta devletin PKK’ya yönelttiği bu eylemleri ya da operasyonları biraz daha siyasi okuduğunu gördük, fakat sonrasında gelişmelerin PKK kanadı tarafından daha haince bir yaklaşımı ortaya koymuş olması ve kamuoyundaki oluşan bu algıyla da birlikte Türkiye genelinde yapılan araştırmalar gösterdi ki; aslında siyasi maksadın ötesine geçen bir durumla da karşı karşıya kalan bir algı oluştu.” şeklinde konuştu.
Son yapılan araştırmalara ilişkin verileri paylaşan Faruk Acar, şöyle devam etti: “ ‘Son dönemde güvenlik güçleri tarafından PKK’ya karşı yürütülen operasyonları destekliyor musunuz?’ Türkiye çapında yapılan bir çalışma. Bu yüzde 75,2’si desteklediğini ifade etmiş. ‘Hayır’ diyenlerin oranı yüzde 20,5. ‘Güvenlik güçleri tarafından yapılan operasyonları destekleme sebebiniz nedir?’ demişiz. Birinci sırada terörü önlediği için; yüzde 26,2. İkinci sırada can ve mal güvenliğini sağladığı için; 24,2. ülkenin birlik ve bütünlüğünü koruduğu için; 10,2. Barış ve huzuru koruduğu için; 6,9. Kamu düzenini sağladığı için; 11,6. Devlet otoritesini sağladığı için diye devam etmiş. Yüzde 20’lik kısım desteklemediğini söyleyenler de bize neden desteklemediklerini şu şekilde açıklamış: Barışı ve huzuru bozduğu için; 25. Kürtleri hedef aldığı için; 16,7. Çözüm sürecini bitirdiği için; 11,3. HDP’yi hedef aldığı için; 6,2.”
‘HDP, DOĞU’DA OPERASYONLAR SONRASI DAHA DA GÜÇLENDİ’
Türk-Kürt kardeşliğini koruyan değerlere ilişkin de bir soru sorduklarını da anlatan Acar, bu konuda da şu bilgileri verdi: “Birinci sırada açık arayla karşılık bulmuş, yüzde 39,6; bin yıllık tarih ve kadar birliğine sahip olmak demiş. İkinci sırada Türkiyeli olmak demiş, üçüncü sırada din birliği ve İslamiyet’in öngördüğü kardeşlik ilkesi demiş, dördüncü sırada Anayasa’da teminat altına alınan eşit ve vatandaşlık haklarına sahip olmak, akrabalık bağı falan gibi değerlendirilmiş.
Şimdi Türkler ile Kürtler arasında operasyonlar öncesi çözüm sürecinin getirdiği çok önemli bir yumuşama kaydedilmişken özelliklede operasyonların sonrasında Kürtler’de bir refleks gelişti. Bölgede yaptığımız araştırmalara da baktığımızda, burada bugün itibariyle bunu konuşmayı son derece yanlış buluyorum ama neticede kamuoyu araştırmacısı olmamız dolayısıyla, HDP’nin neden başarılı olduğunu da ölçümlemek adına, bölgede yaptığımız araştırmalar bize gösterdi ki operasyonlar sonrasında HDP daha da güçlenmişti. Fakat bugün itibariyle batı da o Türkiyelileşme algısının kırıldığı, aslında bir başlık açarsak bu batı neresi yüzde 1,5 gibi bir oyun geldiğini bildiğimiz ama etki alanında belki kamuoyuna yansıdığı şekliyle Nişantaşı, Cihangir olarak tanımlayabildiğimiz yer; bu seçmende bir kırılma yaşandı.”