'Ümitli olalım ve ümit aşılayalım'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Şubat 19 2018
''Biz birilerinin yaralarını sarmaya çalışalım. Ümitli olalım ve ümit aşılayalım. “Ümitsizlik kanser gibi bir hastalıktır” diyor Üstadımız… “Kıyamet kopuyor olsa bile, elinizdeki fidanı dikiniz” buyuruyor Efendimiz (S.A.S.)… ''
Abdullah Aymaz / samanyoluhaber.com

Üstad Bediüzzaman Hazretleri eski eserlerinden Münazarat’ın ilk baskısında bir misal getiriyor diyor ki: “Bir belağ başı (bütün civar köylere su yetiştiren su kaynağı büyük bir pınar) çok zaman bakımsız kalıp içine kötü şeyler düştüğü için onu temizleyip pislikleri içinden çıkardıktan sonra  bir havuz gibi yapılırsa, acaba pınarın suyu bir zaman bulanık olarak gelmeyecek mi? Fakat merak etmeyiniz!..  Akibet berrak olacaktır.” 

R. V. C. Bodley, “Allah’ın bahçesinde yaşadım”  başlıklı yazısında diyor ki:  “Kuzey Batı Afrika’da Müslümanlarla birlikte yaşamaya başlamıştım. Bu hayattan ve böyle yaptığımdan dolayı memnun olmuştum.  Çünkü onlar bana üzüntüyü nasıl yeneceğimi öğrettiler. Bütün Müslümanlar gibi, KADER’e inanıyorlardı. İnanıyorlardı ki, Kur’an’da yazılan her kelime Allah tarafından söylenmişti. Onun için, Kur’an ‘Sizi ve bütün davranışlarınızı Allah yarattı.’ dediği için, bunu harfiyyen kabul ediyorlardı. İşler kötü gittiği zaman, sükûnetlerinin ve lüzumsuz heyecanlara kapılamamalarının sebebi budur. Her şeyin kadere bağlı olduğunu ve bunu Allah’tan başka kimsenin değiştiremeyeceğine inanırlar. Bununla beraber bir felaket karşısında hiçbir şey yapmadan oturdukları mânâsına gelmez.  Misal olarak, size, sahradaki hayatım sırasında karşılaştığım vahşî ve yakıcı bir SAM  FIRTINASI’nı anlatayım: “Üç gün ve üç gece boyunca fırtınanın uğultusu ve gürültüsü devam etti. O kadar  şiddetli, o kadar vahşî idi ki, sahranın kumlarını Akdeniz üzerinden kilometrelerce taşıyarak Fransa’nın Fhone vadisi üzerine serpiştirmişti. Rüzgar öyle kızgın esiyordu ki, başımın tepesindeki saçlarımın kavrulduğunu hissediyordum. Boğazım kurumuştu. Gözlerim yanıyordu. Kumlar, dişlerimin arasına doldu. Bir cam fabrikası kazanının önünde duruyormuş gibiydim. Çıldırma raddelerine geldim. Fakat, Müslümanlar şikayet etmiyorlardı. Omuzlarını silkerek, ‘Kade

Bu haberler de ilginizi çekebilir