Tahliye edilen Nokta Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven, kendileri için adaletin tecelli ettiğini belirterek, "Umarım buradaki gazeteci arkadaşlarımız Can Dündar, Erdem Gül, Mehmet Baransu, Hidayet Karaca ve diğer sol medyadan, Kürt medyasından arkadaşlar da herkes serbest kalır, tutuksuz ve adilce yargılanırlar." dedi.
Nokta Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan, tahliye edilmelerinin ardından bulundukları Silivri Cezaevi'nden çıktı. Buradaki gazeteci arkadaşlarının hepsinin gazetecilik faaliyeti nedeniyle içeride olduğunu söyleyen Güven, aleyhlerine delil olarak kullanılan tek şeyin haber olduğunu ifade etti. 7 yaşındaki kızının ilk kez konuşmaya başladığını, tutukluluk nedeniyle yanında olamadığını belirten Güven, "İlk kelimelerini öğrendi ve yanında olamadım. Bu bir daha gelebilecek de bir şey değil." ifadesini kullandı.
Nokta Dergisi'nin 24. sayısı kapağı nedeniyle, 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı bir isyana tahrik' suçunu işlediği gerekçesiyle tutuklu yargılanan derginin Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Murat Çapan, çıkarıldıkları mahkemenin ilk duruşmasında tahliye edildi. Bu kararın ardından Güven ve Çapan, akşam saatlerinde Silivri Cezaevi'nden çıktı. Güven ve Çapan'ı aileleri, arkadaşları ve gazeteciler karşıladı.
Burada açıklama yapan Güven şunları söyledi: "İster istemez sevinç oluyor gerçekten tahliye olunca. Bir de böyle haksız biçimde tutuklanınca. İnanın insanda böyle buruk tahliye var. İçeride çok sayıda gazeteci arkadaşımız var. Masum insanlar var içeride. Ben hakikaten Silivri Cezaevi'ndeki insanları tanıdıkça, buraya masumiyet hapishanesi demeye başladım. Gerçekten pek çok insan hak etmediği şekilde tutuklu ve çok uzun sürüyor Silivri Cezaevi'ndeki tutukluluklar. Bu cezaevi sanki böyle insanlar yargılansın, adalet tesis etsin diye değil de insanlar çok uzun süre burada tutuklu tutulsun ve cezaları peşin verilsin diye buraya konmuşlar. Ve burada gazeteci arkadaşlar adına konuşmam gerekirse, buradaki gazetecilerin hepsi gerçekten gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklular. Çünkü hepsinin dosyalarına baktık, konuştuk. Hepsinin aleyhlerine delil olarak gösterilen tek şey haber. Bir insanın dosyasındaki tek delil haber ise o insan gazetecilik nedeniyle tutuklanmıştır. Buradaki bütün gazeteciler de böyle."
Kendileri için adaletin tecelli ettiğini belirten Güven, "Umarım buradaki gazeteci arkadaşlarımız Can Dündar, Erdem Gül, Mehmet Baransu, Hidayet Karaca ve diğer sol medyadan, Kürt medyasından arkadaşlar da vardı cezaevinde. Umarım herkes serbest kalır, tutuksuz ve adilce yargılanırlar." temennisinde bulundu.
"KIZIM YENİ İŞ YERİMİ (CEZAEVİNİ) SEVMEDİ"
Gazetecilerin sorduğu 'Kızınızın bu tahliyeden haberi var mı' sorusuna Güven, "O, tabi babasının yeni bir iş yerine girdi diye düşünüyor. Ve sevmiyor bu yeni iş yerimi. Herhalde o yeni işten ayrıldığımı söyleyeceğim. O travmayı yaşamasını istemiyorum." şeklinde cevap verdi.
Diğer gazetecilerle ancak avludan ve kanalizasyon şebekesinden konuşarak vedalaşabildiklerini belirten Güven, "Ben küçük bir, Erdem abi ile Can abiye yeni yıl çikolatası yapmıştım onları gönderebildim. Birkaç tane de mesaj yazdım üzerine." diye anlattı.
Murat Çapan ise yaptığı açıklamada şunları ifade etti: "Dün sabahleyin Can Dündar Bey'le haberleşmiştim. Koğuşumuz yan yana, ara sıra haberleşiyoruz avludan, o bugün duruşmamız olduğunu biliyordu. Bana 'ümit ederim yılbaşını ailenle geçirirsin' dedi. Bugün geri döndüğümüzde kendisine teşekkür ettim dileklerinden dolayı. Tabiî ki dışarıda bizim dostlarımız var, sevenlerimiz var. Cevheri Bey'in de söylediği gibi içeride bir ailemiz oldu. Çok kısa bir zamanda. Yani sevincimiz buruk. Çok sevinemiyoruz. Çünkü gerçekten içerideki insanları imkan ölçüsünde gördük, tanıdık. Gerçekten insanlar bütün beden dili ile vücut dili ile lisanı hali ile bir suçluluk psikolojisi içerisinde burada durmuyorlar bizim gördüğümüz, temas ettiğimiz insanlar. Temennimiz içerideki arkadaşların da en kısa zamanda, iddianamesi yazılmayanların da yazılması, duruşmalarının olması ve bir an önce onların da bizim gibi dışarıda ailelerine, sevenlerine, dostlarına kavuşması." CİHAN