Eğitimci yazar Mustafa Ulutepe, evliliğin kadının erkeği, erkeğin kadını yönettiği bir yer değil, kadın ve erkeğin birlikte evi ve evliliği yönettiği bir yer olması gerektiğini söyledi. Ufuk Sağlık-Sen İl Temsilciliği tarafından, Manisa Öğretmenevi konferans salonunda düzenlenen "Mutlu Aile, Mutlu Birey" konulu seminerde konuşan Ulutepe, "Evlilikte kadın ve erkek eşit değildir, eştir. Eşit olmadığına göre kadın erkekten üstün değildir, erkek de kadından üstün değildir. Evlilik malzemesi, kadın ve erkeğin eşitlik arayışının yaşandığı bir yer olmadığı gibi üstünlük yarışının gerçekleştiği bir yer de olmamalıdır. Evlilik, gerçek manasıyla kadın ve erkeğin birbirini tamamladığı, bütün olduğu, bütün olma sanatını yaşayabildiği bir yerdir. Bir bütün olmalı. Bütün olma sanatının, birlikte olmanın yaşandığı bir yerdir, kadın ve erkeğin arasındaki evlilik malzemesi." dedi.
Evliliğin kadın ve erkeğin birbirini yönettiği yer olmadığını, olmaması gerektiğini belirten eğitimci yazar Ulutepe, "Evlilik, kadın ve erkeğin birlikte evini ve evliliğini yönettiği bir yer olmalıdır, yani kadının erkeği, erkeğin kadını yönettiği bir yer değil, kadın ve erkeğin birlikte evini ve evliliğini yönettiği bir yer olmalıdır. Mutluluğu ve huzuru arıyor musunuz? Evlilikte, evinizde. O zaman gelin, birbirinizi yönetmeyi tercih etmek yerine, birlikte evinizi ve evliliğinizi yönetmeyi tercih edin. Evlilik, kadının ya da erkeğin öncelikli olarak kendi ferdi hukukunu veya haklılığını koruduğu bir yer de değildir. 'Ben haklıyım' yaklaşımının yaşandığı bir yer değildir. Evlilik, kadın ve erkeğin birlikte hakkı tutup eve koyduğu yerdir. Hak tektir. Eşinizi iyi tanıyın. Eşinizi tanıdıktan sonra mutluluk muhakkak gelir. Evlilik eşi tanımaktır, eşi tanıma sanatıdır." şeklinde konuştu.
'SENDİKA, ÜYELERİN ÖDEDİKLERİ AİDAT KARŞILIĞINDA BAZI İŞLERİ YAPAN TİCARİ KURULUŞ DEĞİLDİR'
Ufuk Sağlık-Sen İl Temsilci Nazmi Göçlü ise sendikaların, gündem oluşturma ve gündemlere yön verme noktasında en etkili sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi. Sendikanın, üyelerinin her ay ödediği üyelik aidatı karşısında belirli bazı işleri onlar adına yapan ticari bir kuruluş olmadığını belirten Göçlü, "Sendika, üyelik ücreti veren kamu emekçilerini, sadece belirli durumlarda savunan avukat değildir. Üyelik ödentisi de vekalet ücreti değildir, çünkü bize göre sendika üyesinin görevi üyelik aidatı ödemekle bitmez, onunla başlar. Sendikal mücadele, çalışanların pasif bırakılarak sadece birkaç yöneticinin aktifleştiği, çalışanlar adına ve onlara rağmen yapılan, medyatik ve göstermelik hak savunuculuğu değildir. Bize göre sendikacılık, hayatın her alanında üyeleriyle beraber olmak, üyelerinin iyi ve kötü günlerinde yanında olmak, onların kişisel ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunmaktır. Bize göre sendikacılık, diğerlerinden farklı bir değer oluşturmaktır. Sendikal alanda da bu işin 'bizce'sinin yapılabilirliğini göstermektir. Tekne limanda güvendedir ama teknenin amacı bu değildir. Yeni limanlar keşfetmek, güvertesine yeni insanlar almak, oraları ve o insanları kendi renkleriyle, kendi desenleriyle boyayabilmektir: Karşımıza ne türlü engeller çıkarsa çıksın vazgeçmeyeceğiz. Kaybettiğinizde değil, vazgeçtiğinizde yenilirsiniz. Bizler bu konuda asla ümitsiz değiliz. Umutlu olalım, beklediğimiz ışık bir gün bir yerden doğacaktır. Unutmayalım, ufukta güneş var bahar var." dedi. CİHAN