Açıklamada bazı hükümet yetkililerinin başarısız darbe girişiminin sorumlusu olan kişilerin cezalandırılması için ölüm cezasının geri getirilmesini önerdiği ifade edildi. Uluslararası Af Örgütü’nün, Ankara ve İstanbul’da gözaltına alınanların, gözaltında kötü muamele ve avukatlara erişimin engellenmesi gibi ciddi ihlallere maruz kaldığına dair haberleri de soruşturduğu belirtildi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, “Cuma gününden bu yana gözaltı ve açığa almaların sayısının yüksekliği korkutucu, durumu çok yakından gözlemliyoruz. Darbe girişimi korkunç ve sarsıcı bir şiddet tablosunu gözler önüne sermiştir ve hukukdışı öldürmeler ve diğer insan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar adalet önüne getirilmelidir. Fakat ihtilâfı bastırmak ve ölüm cezasını geri getirmekle tehdit etmek adalet değildir.” dedi.
Dalhuisen sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye yetkililerinden, gerekli soruşturmaları yürütürken hukukun üstünlüğüne bağlılık ve saygı göstermelerini, tutukluların adil yargılanmasının sağlanmasını ve suç unsuru taşıyan eylemlerde yer aldığına dair aleyhinde somut delil olmayanların salıverilmesini talep ediyoruz. Türkiye’nin insan haklarının daha da kötüleşmesine ihtiyacı yoktur.”
Her ne kadar kesin rakamlar belli olmasa da, Türkiyeli yetkililer, Cuma gecesi ordu içerisinde bir grup yönetime el koymaya teşebbüs edip, TV kanallarına baskın ve parlamento ile cumhurbaşkanlığı binalarına saldırılar düzenlediğinde, İstanbul ve Ankara genelinde 208 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 1400’den fazla kişinin yaralandığını bildirmiştir. Yaşamını yitirenler arasında, bazılarının silahsız veya teslim olmaya çalıştığı sırada linç edilerek öldürüldüğü ifade edilen ve yetkililerin ‘darbe kışkırtıcısı’ olarak tanımladığı 24 kişi de vardır. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın protesto çağrısının ardından sokaklara dökülen siviller de tank ve helikopterlerle karşı karşıya gelerek öldürülmüşlerdir.
Darbe teşebbüsünü izleyen günlerde Türkiye hükümeti; orduda, yargıda ve İçişleri Bakanlığı’nın sivil birimleri üzerinde geniş ölçekli temizleme ve tasfiye faaliyetleri yürüttü: 7,543 ‘darbe planlayıcısı’ gözaltına alındı, 318’i ise tutuklandı. 7 bin polis görevden uzaklaştırıldı ve tüm yargının neredeyse beşte birine tekabül eden 2 bin 700 hâkim ve savcı görevlerinden alındı. 450 yargı mensubu ise gözaltına alındı.
Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri tarafından yapılan darbe teşebbüsünden sorumlu olanları cezalandırmak amacıyla , ölüm cezasının geçmişe dönük uygulanacak biçimde geri getirilebileceğine ilişkin söylemler ciddi biçimde endişe vericidir, zira bu hem Türkiye’nin taraf olduğu insan hakları sözleşmelerinin, hem de Türkiye’nin anayasasındaki güvencelerin ihlali anlamına gelecektir.” John Dalhuisen, “Toplu gözaltı ve görevden almalar, Türkiye hükümeti tarafından barışçıl fikir ayrılıklarına yönelik giderek artan tahammülsüzlük bağlamında oldukça endişe vericidir, ayrıca bu baskının gazetecileri ve sivil toplum aktivistlerini kapsayacak biçimde uygulanması ihtimali de mevcuttur. Geçtiğimiz aylarda siyasi aktivistler, gazeteciler ile devlet görevlilerini veya hükümet politikasını eleştiren kişiler sıklıkla hedef gösterilmiş ve medya organlarına el konulmuştu” dedi.
Dalhuisen, “Türkiye hükümetinin, darbeye kalkışanların yaptığının aksine, insan haklarına ve hukuk devletine saygı göstermesi artık her zaman olduğundan daha da önemlidir.”dedi.