Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz, Türkiye'ye verilebilecek en büyük zararın fikirleri söylemek değil, ifade ettirmemek olduğunu belirtti.
Antalya Tabip Odası, Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Akdeniz Bölge Temsilciliği, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Antalya Şubeler Platformu, Antalya Veteriner Hekimler Odası ile Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, düzenledikleri ortak basın toplantısıyla 'Bu suça ortak olmuyoruz' başlıklı bildiriye imza atan akademisyenlere destek verdi. Ortak açıklamaya imza atanlar, akademisyenlerin; Cumhurbaşkanı ve siyasi iktidar tarafından hedef gösterilerek suçlulaştırılmasına, ardından da Yükseköğretim Kurulu (YÖK) talimatıyla haklarında soruşturma açılmasına ve savcılıkça gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Düşünceyi açıklama sebebiyle ceza verilmesi ve insanların sindirilmesi noktasında Türkiye'nin bozuk bir sicile sahip olduğunu ifade eden Ertan Yılmaz, uzun süredir özgür ve eleştirel düşünceye, akademiye ve üniversitelere yönelik saldırılarla karşı karşıya olunduğunu ifade etti. Ortak açıklamayı okuyan Yılmaz, Anayasa'ya göre herkesin düşünce ve kanaatlerini açıklama, yayma hakkı bulunduğuna dikkat çekerek, "İfade özgürlüğü olmadan demokrasi olmaz." dedi. Akademisyenlerin fikirlerini toplumla paylaşma görevi bulunduğuna değinen Yılmaz, şöyle devam etti: "Fikrin eleştirilmesi demokrasinin, fikri ifade edenin cezalandırılması otoriterliğin niteliğidir. Akademisyenlerin ülke sorunlarıyla ilgili dile getirdikleri görüşlerinin siyasi irade tarafından cezalandırılmaya çalışılması, akademik özgürlüklere darbedir. Böyle darbeler her şeyden önce toplumsal gelişmeyi durdurur. Ülkemize verilecek en büyük zarar, fikri söylemek değil, fikri ifade ettirmemektir. İhtiyacımız her türlü sorunun özgürce dile getirilebildiği, korkmadan tartışılabildiği bir Türkiye'dir."
Ertan Yılmaz, eşit ve özgür bir ülke özlemi duyan herkesin birlikte mücadele etmesi gerektiğini vurgulayarak, baskı ve soruşturmalara maruz kalan akademisyenlerin yanında ve sürecin takipçisi olduklarını kaydetti. CİHAN