DP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Onbaşıoğlu, Türkiye'de yaşanan terör ve siyasi belirsizlik sebebiyle çok zor bir dönemden geçildiğini belirterek, "Ülke çok kötü değil, sanki Kurtuluş Savaşı'nda yaşanan bir mücadeleden daha zor şartlardan geçiyor. En azından Kurtuluş Savaşı'nda kardeş kardeşe omuz omuza vermişti, şimdi kardeş kardeşi vuruyor. Kısacası bunun sebebi kimdir? 13 senedir bu ülkeyi kim yönetiyor? Biz mi yönetiyoruz? Bu ülkenin Demokrat Parti'ye ihtiyacı olduğu bir kere daha görüldü." dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında Balıkesir'e gelen Onbaşıoğlu, partisinin milletvekili adaylarıyla görüştü. DP Balıkesir İl Başkanlığı'nda düzenlenen toplantıdan sonra gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da eleştiren Onbaşıoğlu, onu siyasi parti liderine benzetti. DP Genel Başkan Yardımcısı Onbaşıoğlu, şunları söyledi: "Tayyip Erdoğan bir cumhurbaşkanı gibi değil, bir siyası parti lideri gibi çalışıyor. Çözüm süreci diyorlar; çözüm süreci elbette olabilir ancak sen denetimi elden bıraktın, sırtını döndün her yere bomba yerleştirdiler. Sonra döndün, 'Biz hata yaptık.' dedin. Türkiye, deneme yanılma tahtası değil ki. Siz hata yapıyorsunuz, cezasını halk çekiyor. Siz hata yapıyorsunuz, bedelini halk ödüyor. Maalesef her gün birkaç şehidimiz geliyor. Evlere, ocaklara ateşler düşüyor. Niye yoktu bunlar? Hatırlayın, biz 1999'da terörü bitirmiştik. Tansu Çiller'le bu terör kalmamıştı. Sen kalkar da sadece kendi ihtirasların ve imkanların için bütün ülkeyi kullanmaya kalkarsan ülke bu hale döner. Manisa'da restoran sahibi bir ilçe başkanımız var, geçen sohbet ettik. Yanında Doğu Anadolu Bölgesi'nden gelen garson arkadaşların olduğunu söyledi. Kendilerine tedirgin olup olmadıklarını sordum, hem işletme sahibi hem de garsonların tedirgin olduğunu söyledi. Pekiyi 10 yıl önce tedirgin miydiniz? 'Hayır, değildik.' diyor. O zaman bunu kim yaptı? 13 yıldır bu ülkede iktidarsın. Yakışır mı bir cumhurbaşkanı kalkacak, Meclis'te bir siyasi parti lideri gibi konuşacak. Diğer siyasi partililerle münakaşa girecek. Meclis kavga yeri değil ki, Meclis çözüm yeri."
'ARTIK HALKIN CEZAYI KESMESİ LAZIM'
Basına yönelik tehdit, sansür ve baskılara yönelik değerlendirmelerde de bulunan Onbaşıoğlu, "Sarı öküz hikâyesini bilirsiniz. İşte şimdi biz oraya geldik. Bugün bana, yarın sana, çünkü bunlar kendilerinden başka kimseye yaşam hakkı tanımıyor. Biz konuşan Türkiye istiyoruz. İlk önce basın konuşacak. Geçmişte merhum Süleyman Demirel, Turgut Özal, Tansu Çiller, Yıldırım Akbulut için gazeteciler bu ülkede neler yazıp çizdi ama böyle bir şey yaşanmadı. Bir tanesine ne dava açıldı ne de baskı yapıldı. Artık bunun cezasını bizim halkımızın kesmesi lazım. Halk kesecek çünkü bunun cezasını. Olmaz. Nereye gidiyoruz? Nasıl bir ülke olduk? Her tarafta savaş. Şehit ailelerine yönelik sözleri hoş değil ama biz onun başbakanlığı döneminden biliyoruz tavrını, 'Ananı da al git'. Allah, Cumhurbaşkanımız'ı ıslah etsin. Başbakanlık yaptığı dönemde de böyleydi." diye konuştu.
Kamu görevlilerine yönelik uyarılarda da bulunan Nihat Onbaşıoğlu, "Hükümet memuru değil, devlet memuru olsunlar. Hükümetler gelip geçicidir ama bu ülke bizim. Bu devletin olsunlar. Hükümetlerin il başkanları gibi çalışmasınlar, çünkü gün gelecek bu hesaplar görülecek. Ömürleri yetmezse öbür dünyada görülecekler, Allah'a inancımız sonsuz. Yazık bu vatanın, milletin gencecik çocuklarına." dedi.
Tutuklu polislerin bir an önce mahkeme önüne çıkarılması gerektiğini de söyleyen DP Genel Başkan Yardımcısı, şöyle devam etti: "İnsanlar suç işlemiş bile olsalar, suçlarının cezasını hukuk çerçevesinde bulurlar. Eğer suç işlememiş insanları yıllarca içeride tutuyorsanız, bunun örneklerini yaşadık, Balyoz davasında gazetecileri, aydınları, paşaları aldılar, sonra hepsini de saldılar. Onun için içeriye alınan bir insan, süratle mahkeme önüne çıkarılmalı. Suçluysa cezasını çeksin. Suçunu bilmeden insanları yıllarca içeride tutmak, hiçbir şekilde vicdanlara sığmaz." CİHAN