Eski bakanlardan Ufuk Söylemez, Türkiye'nin 17. büyük ekonomi olmasına rağmen insanlarının zenginlikte 66. sırada olduğunu söyledi. Türkiye'nin ağır bir borçlanma yükü altında olduğunu belirten Söylemez, "2002 yılında hane halklarının borçlarının gelirlerine oranı yüzde 5 idi. Bugün hane halklarının borcunun gelirine oranı yüzde 50'yi aşmış durumda. Adam bakkaldan peyniri bile kredi kartıyla almaya başladı." dedi.

Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD) konuğu olan ekonomiden sorumlu eski devlet bakanı Ufuk Söylemez, '2016'ya Girerken Dünya ve Türkiye Ekonomisi' başlıklı bir konuşma yaptı. Ülke ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Söylemez, kendi bakanlığı dönemi de dahil olmak üzere Türkiye'nin son 30 yıldır hep gelişmekte olan bir ülke olduğuna işaret etti. Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında Şili ve Meksika'dan sonra gelir dağılımı adaletsizliği en yüksek ülke olduğuna değinen eski bakan, "Ben ekonomi bakanı olduğumda Türkiye dünyada kişi başına düşen milli gelirde 62. sıradaydı, bugün 66. sıraya geriledi. Dünyada 17. büyük ekonomiyiz ama vatandaşlarmız 17. zengin vatandaş değil." diye konuştu.

"RANT, KAT, SAT TÜRKİYE BUNUNLA GİTMEZ"

Türkiye'nin son 10 yıldır sıcak parayla ayakta kaldığını, ancak onu da iyi değerlendiremediğini belirten Ufuk Söylemez, şunları dile getirdi: "İstanbul'a her gittiğimde şoka giriyorum. Bir santimetre yer kalmamış. Şehrin merkezindeki tarihsel dokuya zarar verecek dev, çirkin gökdelenler dikmişler. Korkunç rant. Rant, kat, sat. Türkiye bununla gidemez."

Türkiye gelen sıcak paralar için 'O paralarla 10 sene günümüzü gün ettik' yorumu yapan ekonomiden sorumlu eski devlet bakanı, "Ağır borçlanma altındayız. Türkiye'nin 400 milyar dolar dış borcu var. Borçlanma, gelen para sayesinde hane halklarına yansıdı. 2002 yılında hane halklarının borçlarının gelirlerine oranı yüzde 5 idi. Bugün hane halklarının borcunun gelirine oranı yüzde 50'yi aşmış durumda. Adam bakkaldan peynir alırken bile kredi kartıyla almaya başladı. Halkın yüzde 60-70'inin borçlanması 2 yıldan kısa vadeli. Bu borçlanma gelecekte sosyal patlamaya neden olur. Benim Ankara'daki ofisimin gün aşırı kapısı çalınır. Eşin dostun eğitimli çocukları iş arar. Bizim görevimiz yeni Erdemir'ler, yeni Tüpraş'lar yeni Tofaş fabrikaları inşa etmek. Önemli olan üretim odaklı, kalıcı yabancı sermayeyi Türkiye çekmek." dedi.

Tehlikeli gidişin farkına varan insanlardan birinin de işadamı Ali Koç olduğunu ve Antalya'da katıldığı bir toplantında 'Böyle gitmez' diyerek 'ezber bozduğunu' dile getiren Ufuk Söylemez, "Çünkü büyük bir sanayici, işadamı olarak; bu gidişatın, finansal kapitalizmin, üretimden kopmanın, gelir dağılımı adaletsizliğinin yapacağı sosyal ve ekonomik sonuçların herkesi altına alacak bir tsunamiye dönüşmesini o da gördü." ifadesini kullandı.

YENİ PARTİ SİNYALİ

Başkanlığını eski TBMM başkanlarından Hüsamettin Cindoruk'un yaptığı 'Milli Merkez' oluşumu hakkında da bilgi veren Ufuk Söylemez, partileşmeleri yönünde baskı gördüklerine değinerek, "Muhtemelen Ankara'dan böyle bir şey çıkacak." dedi.

Oluşumda yer alanların yüzde 90'ının toplumun tanıdığı isimler olduğunu kaydeden Söylemez, Ankara'da bu tip arayışların çok yaygın olduğunu da altını çizdi. CİHAN