TZOB: Soya fasulyesi ekim alanları artırılamıyor


Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ender tarla bitkilerinden soya fasulyesinde ekim döneminin başladığını belirterek, "Ancak bu dönemdeki soya, fiyat elde edilen gelir ve pazarlamada mısır, pamuk, buğday, yerfıstığı gibi ürünlerle rekabet edemiyor, ekim alanları bir türlü artırılamıyor." dedi.

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Bayraktar, birinci ürün soya ekiminin Karadeniz Bölgesi'nde Mayıs ayı ortalarından itibaren başladığını, Haziran ayının 15'ine kadar devam edeceğini; Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise soyanın genel olarak ikinci ürün olarak ekildiğini ve buğday hasadından sonra ekimin yapıldığını kaydetti. Bayraktar, "Türkiye'de gıda sektöründe son yıllarda yaygınlaşmaya başlayan tüketiminin dışında soya, ağırlıklı olarak yem sektöründe; yağı alındıktan sonra geriye kalan küspe bol miktarda protein içerdiğinden, iyi bir hayvan yemi olarak özellikle kanatlı yem rasyonlarında yüksek oranda kullanılmaktadır. FAO verilerine göre dünyada soya dahil 15 çeşit yağlı tohumlu bitki üretimi yapılmaktadır. Yağlı tohumlu bitkileri dünyadaki üretim miktarları açısından değerlendirdiğimizde ilk sırada soya fasulyesinin yer aldığı, bu ürünü çiğit, kanola, yer fıstığı, ayçiçeği, susam ve aspirin izlediği görülmektedir." ifadelerine yer verdi.

Dünyada soya üretiminin birkaç ülkenin tekelinde olduğunu, 2014 yılında dünya soya üretiminin yüzde 86'sının ABD, Brezilya, Arjantin ve Çin tarafından gerçekleştirildiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Ülkemizde yağlı tohumlu ürün üretiminde ilk sırada çiğit yer alırken, bu ürünü ayçiçeği, soya, yer fıstığı, susam, kanola ve diğerleri izlemektedir. 2014 yılında toplam 15 ilimizde üretimi yapılan soya, en fazla Adana ilinde yetiştirilmektedir. Toplam soya üretiminin yüzde 61'i Adana ilinde gerçekleştirilmiştir. Adana ilinden sonra en fazla üretim Mersin, Samsun, Osmaniye, Mardin illerinde yapılmaktadır. Bu 5 il, 2014 yılı toplam üretimin yüzde 97,5'ini karşılamıştır.
Ülkemizde soya üretimi ihtiyaca yetmemekte, her yıl ithalat yapılmaktadır. Soya üretiminin artırılması için uzun yıllar çalışmalar yapılsa da üretim artışı sağlanamamıştır. Soya üretimi son 30 yılda en fazla 2013 yılında 180 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2014 yılında ise soya üretimi 2013 yılına göre yüzde 16,7 oranında azalarak 150 bin tona gerilemiştir.
Soyanın Çukurova ve Ege Bölgesi'nde münavebeyle ikinci ürün olarak ekimi, İç Anadolu, Karadeniz Bölgesi ve Marmara bölgelerimizde ise ana ürün olarak ekimi oldukça uygundur. Ancak, soya, fiyat, elde edilen gelir ve pazarlama konularında mısır, pamuk, buğday, yerfıstığı gibi ürünlerle rekabet edememekte, bu nedenle ekim alanları artırılamamaktadır. Özellikle soya fasulyesinde gümrük vergisi uygulanmaması nedeniyle alıcılar ithal ürünü tercih etmekte, üretici ise kolay pazarlayacağı ve daha fazla gelir elde edeceği pamuk, mısır, buğday, yerfıstığı gibi diğer ürünlere yönelmektedir."

YAĞLI TOHUMLAR İTHALATININ İLK SIRASINDA
Türkiye'de üretimi yeterli olmadığı için sanayicinin ihtiyacının tamamına yakınını ithal üründen karşıladığını anlatan Bayraktar, "Ayrıca gümrük vergi oranlarının düşük olması ithalatı cazip hale getirmektedir. 2014 yılı gümrük vergi oranları soya fasulyesinde yüzde 0, soya yağında yüzde 31,2, soya küspesinde yüzde 5 olarak tespit edilmiştir. 2015 yılı vergi oranları da bu şekilde belirlenmiştir. Soya fasulyesinde her yıl yapılan ithalat nedeniyle, dünya fiyatlarının düşük gerçekleştiği yıllarda üreticiler ürünü pazarlayacak yer bulmakta zorlanmaktadır. Bu durum da üretici daha kolay pazarlayacağı ürünleri tercih etmelerine neden olmaktadır." şeklinde konuştu. Yağlı tohumlar içinde Türkiye'de en fazla soya ithalatı yapıldığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

"2014 yılında toplam yağlı tohum, yağ ve küspe ithalatına ödenen miktar 4,3 milyar doları buldu. Gerçekleştirilen toplam tutarın yüzde 34'ünü soya ve ürünleri oluşturdu. 2013 yılında 1,07 milyon ton olarak gerçekleşen soya fasulyesi ithalatı, 2014 yılında yüzde 87 artarak 2 milyon tona ulaşmıştır. Son bir yılda soya yağı ithalatı yüzde 12, soya küspesi ithalatı ise yüzde 43 oranında azaldı. Ülkemizde soya fiyatları dünya fiyatlarına göre şekillenmektedir. Son 3 yıldır dünya soya fiyatlarının gerilemesi ülkemizde de fiyatların düşmesine neden oldu. Çukobirlik soya alım fiyatlarına bakıldığında 2012 yılında kilogramı 117,5 kuruş olan fiyat, 2013 yılında 110 kuruşa, 2014 yılında 107,5 kuruşa gerilemiştir. Piyasa fiyatları Çukobirlik fiyatları ile eşdeğer olmaktadır. Soya primleri de son 5 yıldır kilogramına 50 kuruş olarak ödenmektedir."
CİHAN
<< Önceki Haber TZOB: Soya fasulyesi ekim alanları artırılamıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER