Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, pamukta ekimlerin sürdüğünü, üretim maliyetini belirleyen tohumluk, ilaç, gübre, elektrik, mazot gibi girdi kalemlerinde alınan KDV ve ÖTV oranlarının düşürülmesi gerektiğini söyledi.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, pamukta ekimlerin başladığını, pamukta ekim alanlarındaki değişimin, üreticinin kazancıyla, ürün maliyetleri, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. 2014 yılında 55 kuruş olan prim miktarının 65 kuruşa çıkarıldığını bildiren Bayraktar, "Prim, girdilerin temininde faydası oluyor. Ekimler sürüyor. Primin ödenmesine çiftçinin ihtiyacı var." dedi.
2013 yılında 2 milyon 250 bin ton olan kütlü pamuk üretiminin 2014 yılında yüzde 4,4 artışla 2 milyon 350 bin tona çıktığını vurgulayan Bayraktar, 2013-2014 döneminde, pamuk ekilen alanın 172 bin 529 dekar artışla, 4 milyon 508 bin 900 dekardan 4 milyon 681 bin 429 dekara yükseldiğini, hasat edilen alanın 4 milyon 508 bin 900 dekardan 4 milyon 668 bin 388 dekara çıktığı bilgisini verdi. Bayraktar, dekar başına verimin bu dönemde 499 kilogramdan 503 kilograma yükseldiğini açıkladı.
Pamuğun tarım ürünleri arasında sağladığı yüksek katma değer ile istihdam oluşturan, tarım ve sanayi sektörlerinin bütünleşmesinde rol oynayan, ihracata yönelik, dünya tarım ürünleri ticaretinde önemli bir stratejik ürün olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: "Özellikle Türk tekstil sanayinin toplam ihracat içindeki payı nedeniyle kazandırdığı döviz, sağladığı katma değer, oluşturduğu istihdamla, ülkemizde milyonlarca kişinin bu faaliyetin içinde olmasını sağlamış, bu tarım kolunun ekonomik hacminin ne denli büyük olduğunu ortaya koymuştur. Hal böyleyken son yıllarda pamuk veriminde ülkemiz dünyada ilk sıralarda yer almasına karşın, son 10 yılda ekim alanlarındaki daralma nedeniyle, pamuk tüketimimiz karşılanamadığı için pamuk ithalatı yapmak zorunda kalmaktadır. Geçen yıl ekim alanlarında görülen 172 bin 529 dekarlık artış yeterli değildir. Ekim alanlarındaki azalmanın belli başlı nedenleri içinde; tarımımızın yapısal sorunları, yüksek olan girdi fiyatlarının üretim maliyetlerini yükseltmesi gelmektedir. Bilindiği üzere pamuk, gümrük birliğinden dolayı tarife uygulaması yapamadığımız tek tarımsal üründür. Bütün bunlar, pamuk üreticimizi diğer ülkeler pamuk üreticileri ile rekabetini güçleştirmekte, ekim alanları giderek daralmakta ve üreticimizi pamuk yerine farklı ürünlerin tarımını yapmaya yöneltmektedir."
MALİYETLERİ YÜKSEK OLAN PAMUK ÜRETİCİSİNİN DÜNYA İLE REKABETİ ZOR
Bayraktar, açıklamasında, dünya fiyatları karşısında, maliyetleri yüksek olan ülke pamuk üreticisinin rekabet etmesinin oldukça zor olduğunu vurguladı.
Pamukta ekim alanlarındaki değişimin, üreticinin kazancıyla, yani ürün maliyetleri, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkili olduğunu bildiren Bayraktar, şu konulara dikkati çekti: "Pamuk üretim maliyetini belirleyen tohumluk, ilaç, gübre, elektrik, mazot gibi girdi kalemlerinde alınan KDV ve ÖTV oranları düşürülmelidir. Diğer taraftan Türkiye'de pamuk üretiminin artırılması için belirlenen tarım havzalarındaki desteklemeler amacı doğrultusunda uygulanmalıdır. Prim sistemi, özellikle üretimi yönlendirme ve üretici gelir seviyesinin korunması açısından önemlidir. 2014 yılında 55 kuruş olan prim miktarı, 2015 yılında 65 kuruşa çıkarıldı. Pamukta ekimler sürüyor. Primin ödenmesine çiftçinin ihtiyacı var. Aslında, prim, girdilerin temininde faydası olacağı düşüncesiyle en geç ekim hazırlıklarından önce ödenmeli. Ülkemiz tekstil sanayinin geldiği durumu dikkate alındığında sanayicimizin hammadde ihtiyacı olan pamukta, istenen üretim artışını sağlamak ve dışa bağımlılığımızı azaltmak için önlem alınmalıdır." CİHAN