Adana'da bir eylem sırasında cep telefonuyla çekilen birkaç fotoğraf Twitter'dan paylaşan iki gazeteci bugün ağır ceza mahkemesinde hakim karşısına çıktı.
Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın Aralık 2014'te gözaltına alınmasına tepki gösteren vatandaşların Adana Adliyesi önünde düzenledikleri basın açıklaması sırasında cep telefonuyla çekilen bir kaç fotoğrafı Twitter'da paylaşımları sebebiyle polis tarafından evleri basılan gazeteci– yazar Aytekin Gezici ile muhabir Abdullah Özyurt hakkında açılan davanın ilk duruşması yapıldı. "Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" iddiasıyla 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istenen iki gazeteci Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada suçlamaları reddetti.
Aytekin Gezici, mahkemedeki savunmalarında, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca'nın hukuk dışı olarak gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla yasal sınırlar çerçevesinde katıldığı basın açıklamasında polislerin katılanları taciz edecek tek tek ve yakın mesafede görüntülediğini öne sürdü. Gezici, "Bu eylemin rahatsızlık doğurması neticesinde yasal hakkımızın engellendiğini düşünerek, ben de o arkadaşların fotoğraflarını çekerek, eleştiri amacıyla ve esprili bir dille sosyal medyada paylaştım. Nitekim emniyetteki ifadem sırasında yazdığım ve paylaştığım şeyleri bana okuyan görevli arkadaşlar da bunlara baktıkça tebessüm ediyordu. İddia edildiği şekilde görevli olan sivil polis memurlarını deşifre ederek hedef gösterme kastı ile yapmış olduğum bir hareket söz konusu değildir. Bu yönüyle her hangi bir suç kastı ile hareket etmem de düşünülemez. Bu yöndeki suçlamayı kabul etmiyorum." dedi.
Mahkemede suçlamayı kabul etmeyen Abdullah Özyurt ise Adliye önündeki basın açıklamasında sivil giyimli; ancak polis olduklarını düşündüğü kişilerin yüzlerini tek tek zumlayacak şekilde görüntülediğini kaydetti. Bu şekilde basın açıklaması haklarının ihlal edildiğini ve fişlendiklerini düşündüğünü dile getiren Özyurt, "Bunun sonucunda Aytekin Gezici tarafından Twitter'da paylaşılan ve içeriğinde her hangi bir isim, sıfat bulunmayan tweetleri ben de retweetledim. İddia edildiği şekilde terörle mücadele ile görevli kamu personelini deşifre etmek ve hedef gösterme gibi bir kastım yoktur. Kullandığımız bir hakkın engellenmesi ve bu hak nedeniyle fişlendiğimiz düşüncesiyle eleştiri mahiyetinde tepkisel bir davranıştır." şeklinde konuştu.
Aytekin Gezici'nin avukatı Yusuf Özer, davanın siyasi ve müştekilerin talimatla duruşmaya gönderildiklerini ileri sürdü. Özer, şöyle devam etti: "Atılı suçun unsurlarının oluşmadığı kanaatindeyiz. Hedef göstermeden bahsedebilmek için kişilerin terör örgütüne hedef gösterilmesi gerekir. Ayrıca olay tarihi itibariyle müştekilerin emniyet tarafından görevlendirilip, görevlendirilmediklerine ilişkin husus sorulsun. O tarihte terörle mücadele anlamında herhangi bir görevlerinin olup olmadığını araştırılmasını talep ediyoruz. Ayrıca o tarihte emniyet tarafından çekilen fotoğrafların dosyaya celbini istiyoruz. Zira çekilen fotoğraf içeriklerinin kişilerin bir hakkı kullanmasını engelleyecek mahiyette ve fişleme anlamına gelecek düzeyde çok yakından ve taciz eder tarzda olduğunu düşünmekteyiz."
Bu celseye katılan müşteki polisler de sanıklardan şikayetçi oldu. Mahkeme heyeti, Emniyet Müdürlüğü'nden "Müştekilerin olay tarihi itibariyle terörle mücadelede görevli olup olmadıklarını" sormaya karar verip, duruşmayı erteledi.
'TOPYEKUN BİR DÜŞÜNCE VE KANAATİ BASTIRMAK AMACIYLA EMNİYETİN SİYASİ OTORİTEDEN ALDIĞI TALİMATLA BUNU YAPMASI HİÇ BİR HUKUKİ SİSTEMDE TASVİP EDİLEMEZ
'
Mahkeme çıkışında açıklama yapan Avukat Yusuf Özer, gösteri, toplantı ve basın açıklamasının anayasal bir hak olduğunu hatırlattı. Kişi bu hakkı kullanırken hiç bir şekilde engellenmemesi gerektiğini vurgulayan Özer, "Ama en demokratik hakkınızı kullanırken bile, hiç bir şiddete başvurulmadığı halde; maalesef emniyet güçleri bu görüntülerinizi almakta, arşivlemekte, çoğu zaman da suiistimal ederek sizin aleyhinize ilerleyen zamanda kullanabilmekte. Nitekim bu yönde adliyelerde onlarca dava vardır. Bir açıklama yaparken, emniyet görevlileri bir eylem varken sizi çekebilir. Rastgele çekip arşivleyemezler. Ama müvekkillerin görüntüleri alınmış ve onlarca polis şikayetçi olmuştur. Bu kadar polisin şikayetçi olması bile davanın siyasi olduğu, bir fikre ve düşünceye yönelik olduğu açıktır. Suç varsa suçla mücadele edilir. Suçlu varsa suçlu cezalandırılır. Ama topyekun bir düşünce ve kanaati bastırmak amacıyla emniyetin siyasi otoriteden aldığı talimatla bunu yapması hiç bir hukuki sistemde tasvip edilemez. Bundan hukuken bir netice çıkacağını düşünmüyorum." diye konuştu. CİHAN