Terör soruşturmalarında görev alan polislere yönelik operasyon kapsamında tutuklanan eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse'nin eşi Semra Köse, duruşmaları tiyatro seyreder gibi izlediklerini söyledi. Semra Köse, "Yine senaryosu ve yönetmeni kötü olan bir tiyatroyu izledik. 22 Temmuz'da bize eşim neyi söylemişse bugün de aynı şeyi söylüyor. Hiçbir zaman değişik bir şey söylemedi." dedi. Annesi Menşure Köse ise "Oğlum, 'Onlar nerede kalırsa kalsın bizim kadar huzurlu olduklarını sanmıyorum' diyor." ifadelerini kullandı.
İstanbul Adliyesi'nde görülen davanın 3. duruşmasından sonra Ömer Köse'nin annesi Menşure Köse ve eşi Semra Köse Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) açıklamalarda bulundu. Duruşmanın tiyatro gibi geçtiğini anlatan Semra Köse, şunları söyledi: "Ben 20 yıl önce eşimle evlendiğimde normal bir polisle evlendiğimi zannetmişim. Gerçekten görev aşkı ve bilinciyle yaşayan ve görevine aşık birisiyle evlenmişim, onu şimdi anladım. Bundan da çok memnunum, çok gururlu ve onurluyum. 1,5 yıldır bir süreç yaşıyoruz. Bu süreçte de üzülüyoruz, sıkıntılı dönemler geçiriyoruz. Fakat o kadar rahat ve huzurluyuz ki; huzur hiçbir şeye değişilmez. Şu süreçte şunu öğrendim; gerçek güç maddi, bilek gücü ya da başka bir güç değilmiş. Gerçek güç haklı olmakmış. İçeride tutuklu olan insanlar bize bunu öğretti. Gerçekten haklı olmak en büyük güçmüş. Zindanda olmak hiçbir dönemde bu kadar şerefli olmamıştır.
Bu şeref de bize nasip oldu. Tiyatro seyrediyoruz aslında. Senaryosu ve yönetmeni kötü olan bir tiyatroyu izledik. 22 Temmuz'da bize eşim neyi söylemişse bugün de aynı şeyi söylüyor. Hiçbir zaman değişik bir şey söylemedi. 'Yaptığım işin arkasındayım, attığım imzanın arkasındayım ve kanunsuz hiçbir iş yapmadım' dedi. 22 Temmuzda basın açıklamalarına baktığınız da aynı şeyleri söyledi. Bugün mikrofon uzatma şansınız olsaydı yine aynı şeyi söyleyecekti. Ben de ona inanıyor ve güveniyorum."
'EŞİMİ GÖREBİLMEK İÇİN TERÖRLE MÜCADELE PROJESİNE KATILDIM'
Eşinin 21 yıllık memuriyet hayatının yaklaşık 18 yılını terörle mücadelede geçirdiğini belirten Semra Köse, "İstanbul Terörle Şube Müdürlüğü yaparken, Doğudaki çocuklarla ilgili bir projesi vardı. Çocukların dağa çıkmasını engelleme amaçlı bir projeydi bu. O çocukları İstanbul'a getirdiğinde, bu projeye ben de katılmıştım. Sırf eşimi görebilmek için o projelere katıldım ben. Çünkü eşim o kadar yoğun çalışıyor ki evine geldiği zaman 2-3 saat uykuyla tekrar görevine geri gidiyordu. Benim ilk olarak bu projelere katılma amacım eşimi görebilmekti. Başka bir şey değildi. Fakat daha sonra oradaki insanları, çalışmalarını, vefalarını, o çocukların gözlerine bakmalarını gördüm. Yani dağa çıkmasın, bir tane çocuk terörist olmasın, analar ağlamasın, her gün şehit haberi gelmesin diye bu insanlar kendi çoluk çocuklarını, işlerini, ailelerini görmeden fedakârca çalıştılar. Ben de sırf eşimi görebilmek için bu projeye katılmıştım." ifadelerini kullandı.
Şırnak'tan getirilen 2 kız çocuğu ile ilgili anısını da anlatan Semra Köse, "Hep konuşmak istediğimizde reddediliyorduk. Gezi sonrasında eşimle benim yanıma gelerek, ikisi de ağlayarak 'Ne olur hakkınızı helal edin biz sizleri böyle bilmiyorduk. Böyle anlatılmadınız siz bize. Ben 2-3 gündür bakıyorum; eşinize de size de bakıyorum, siz kendi çocuğunuz gibi bizim gözümüzün içine bakıyorsunuz. Okuyun, dağa çıkmayın, annenizi babanızı üzmeyin diye elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz. Ben buraya gelirken çok tepkiliydim, ne olur hakkınızı helal edin ben sizi yanlış tanımışım.' dedi. Bunun ben onlarca örneğini verebilirim." şeklinde konuştu.
Şehit haberlerine üzüldüğünü vurgulayan Semra Köse, şöyle devam etti: "Analar her gün ağlıyor. Ben şunu iddia ediyorum ve hodri meydan diyorum; Silivri zindanlarında tuttuğunuz insanları bir günlüğüne, bir saatliğine serbest bırakın ve bu terör olaylarını çözmelerini isteyin. Onlar nefeslerinden, gözlerinden hepsi teröristleri tanıdı. En küçük rütbelisinden, en üst rütbelisine kadar… Bugün şu adliye sarayında, şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı katleden teröristi gözünden tanımıştı. Hepsi tanıdı."
22 Temmuz'da neredelerse bugün de orada olduklarını söyleyen Semra Köse, "O gün analar demedi mi 'eğer benim oğlum özür dilerse ona hakkımı helal etmem sütümü helal etmem' diye. Eşler demedi mi ki 'eğer özür dilerlerse onları boşarım' diye, onlardan birisi de benim. Yine sözümün arkasındayım. Bunlar boşuna söylenmiş sözler değil." dedi.
ANNE MENŞURE KÖSE: BAŞIMIZI YASTIĞA RAHAT KOYUYORUZ
Ömer Köse'nin annesi Menşure Köse de duygularını şöyle ifade etti: "Her davası sinema, tiyatro izler gibi geçiyor. Yastığa rahat koyuyoruz kafamızı. Oğlum, 'Onlar nerde kalırlarsa kalsın bizim kadar huzurlu olduklarını sanmıyorum. Bugün beni tahliye etseler, görevimi de bana iade etseler, buradan çıkar direk görevimin başına giderim, çocuklarımı da oraya getirip orada görürüm' diyor. Bundan daha sadesi olur mu? 'Hiçbir şeyden de pişman değiliz, biz görevimizi düzgün yaptık, temiz yaptık. Şuan da görevde olsam aynı dürüstlükte aynı doğrulukta giderim' diyor.
Kapattılar onu oraya da yeni bir Türkiye mi oldu? Zaten onlar suçlu değil ki. Onlar ne zaman olsa eninde sonunda çıkacak. Birilerinin gücü kuvvetiyle tutuyorlar orda. Onun hep arkasındayız biz. Küçük yaştan beri hep kendi bildiğini yapar. Başkasının arkasında durmaz. Kimsenin arkasına da gitmez."
CİHAN