Tutuklu yargılanan Karaca ve emniyet mensupları, Silivri Cezaevi'nden Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne getirildi. Bir yıldan fazla süredir adalet arayışında olan tutuklu polis aileleri de duruşma salonundaydı.

Umut ve hasretin bir arada olduğu salonda bazı sanık yakınları yıllarını terörle mücadeleye veren akrabalarına yapılan muameleler karşısında gözyaşlarını tutamadı. 22 Temmuz sahur operasyonunda oğlunu ‘Hırsızlık yapmadın, utanılacak bir şeyin yok.' diyerek evden uğurlayan Menşure Köse, hâlâ aynı şeyleri söylüyor: “Bir buçuk yıldır oğlumu boşu boşuna tutuyorlar. Hırsız olsa, casus olsa böyle mi olurdu? Kirada oturuyor. Oğlumla gurur duyuyorum.” Adaletin bir an önce tecelli etmesi için dua ettiğini söyleyen Köse, “Benim oğlum yolsuzluk yapmadı, hırsızlık yapmadı. Bir buçuk yıl önce onu uğurlarken tutuklanacağı hiç aklıma gelmemişti.” ifadelerini kullandı.

Yıllarını terörle mücadeleye vermiş emniyet mensuplarını, yakınları duruşma salonunda yalnız bırakmadı. Babasının, savunmasını cezaevinde zor şartlar altında hazırladığını söyleyen Elif Atayün ise bilgisayar taleplerinin uzun süre karşılanmadığını kaydetti. 15 gün önce cezaevinde bilgisayar odası kurulduğunu belirten Atayün, haftada yaklaşık 6 saat gibi sınırlı bir zamanda yazma hakkı verildiğini dile getirdi. Aylardır bugünü beklediklerini söyleyen Atayün, uzun süre iddianame yazılmadığını, bu nedenle de babasının kendisini savunma imkanı bulamadığını kaydetti. Atayün, “Hukukun işleyeceği, tarafsız ve adil bir yargılama yapılmasını ümit ediyoruz.” şeklinde konuştu.

Emekli emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer'in kızı Fatma Saadet Yılmazer ise kendilerinden emin oldukları için rahat olduklarını ifade etti. Şimdiye kadar çok fazla hukuksuzluk yaşadıklarını kaydeden Yılmazer, “Yargılamanın tarafsız olacağını düşünmüyorum ama elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.” dedi.